Lügatıma düşen her harfin ayrılık
koktuğunda, anlamıştım bu kez bittiğimizi.
Ağlamıyordum.
Göz çukurlarımda biriktirdiğim yaşlar,
aslında seni kirpiklerime asıp boğmak içindi.
Kahretsin kıyamadım.
Defalarca silip durdum düşen her
damlayı gözlerimde.
Astım yüreğimi yokluğunun maşalarına
Ve ölmeye bıraktım seni boş
çerçevelerin soğukluğunda.
Ayrılık yazılırken alnımın tam
ortasına
Ardından döktüğüm sayısız
gözyaşlarıyla inşa ettim gelecek yarınları
Gelmeyeceğini bilsem de bize dair bir
aşk boyadım gökyüzünün maviliğine
Kim bilir kaç mevsim geçecek
Kim bilir kaç kirli gecelerde uykusuz
sabahlara uyanacağım
Kim bilir hangi şarkılarda tükenip
tekrar dirileceğim
Hiç dönmeyeceğini bilsem de kırmızı karanfilleri
saklıyorum avuç içlerime
Sükûta bağladı bütün harfler
Sensizleşti ve fakirleşti bütün
cümleler
Yeri yok artık bende seni
sevmelerim
Ezberlenen seviyorumlar artık uzaktan
uzağa birer yürek duası
Tenimdeki kokunu sürüyorum
ayrılıkların gölgesine
Tuvalimdeki bütün renklerin siyahı
çarpıyor suretime
Sevmek istediğim kadar yakın
Dokunmak istediğim kadar uzak
yarınlar
U/mutsuz ve çaresiz
Ölmek var bu soğuk kentte
Gömülmek var yokluğa yokluğuna
yokluğumuza
Ayrılık var bu gece ayın soğuk şavkında
Vazgeçmek var senden
Biten bir hikayemiz
Sona eren bir masalımız var
Sen yoksun
Gitmek var.
Senin gelişinle dünyaya verdiğim
gülücükler, şimdi başımda birer mezar duası.
Neredesin diye sorulan bütün sorular
aslında neredeyim'e bulmak istediğim cevap hükümleri.
Aşk, yakın anlamını içi soğuk bir
uzaklığa çoktan kaybetti,
Üzerime giydirdiğin soğuk bir
kimsesizlikle ilikledin yokluğunu yüreğimin derinliklerine.
Ve başkası için sakın ağlama dediğinde
anlamıştım gideceğini.
Erkan İpek
Şiirime
ses olan Yesim ablama
sonsuz teşekkürler.
Yazarın
Önceki Yazısı