suyumuz su

havamız hava

güneşimiz güneş

velakin çıkmayınca

cendereye konan  can

İçimizde kalan

huyumuz huy değil

kendini kendinde  arayan

 

Dedi ki

gecenin aynasından düşer bir yıldız

düşer beş  köşesinden kırılır

kırılır da yıldızım der hala hayasızca

sırsız toprak ışığını emer de 

nasılda kalırız  burgaçlarında yalnızlığın

 

bir nevi yalnızlığın  kahramanı bellidir
zaten de  öyle gözükende odur

güneş görmemiş yüzü hep toprağı selamlar

-kimsesiz-
ama olsun gökten inene tabi kılanda odur

Ve  onlar için de bir zamanlar

cennetten dünyaya iltica

her şeyi olduğu gibi kabullenerek ayrılma anı

dayanamadılar

onca sübjektif yaşantının acısına

 

 

onlar da  yalnızlığın  kaburgasından şiiri yarattı
dudakları çatlayıncaya kadar  okudular

sonra da

okuduklarının üzerine gömüldüler

af dilediler , yine yalnızdılar

kendi yazdıklarını

sadece  kendileri okudu

tekrarladılar

oysa  an

 

Allah’ın boyası ile boyanma zamanıydı

onlar anlamadı

 

kontrast nefesleri sadece kendi yüzlerini  yaladı

 

 

 

ama şunu biliyorum ki en çok
kendini seviyor
insan
kendim içindi her şey

 

sen çok yaşa be güzelim

en değerli sensin

 

nelerini emeğinle karşıladın

ne gözyaşları döktün

ne çok elini uzattın

ne güzel cümleler kurdun da

o insancıklara
aynı
güzellikte cevaplar alamadın

ama alırım sandın çok yanıldın

şimdi yaz yazabildiğine

yalnızlığın kaburgasından yaratılan şiirler

 

( Yalnızlığın Kaburgasından Yaratılan Şiiir başlıklı yazı aylinbengi tarafından 18.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.