GÖNÜL DİLİ

Söylenmemiş türkülerin, sen kadar gizem dolu varlığına yolculuk ederek

seni düşünmek ne güzel.

Kim bilir kimileri anlamsız bulur,

kimilerine göre de hasta ruhlu bir insan davranışına sokar beni.

Yine de ben sana yazıyorum nergis bakışlı kadın

Varlığın hayal yokluğun ıstırap, renklerin ve tebessümün kaçamak.

Sen ki iç çekişli gecelerime sessizce damlayan gözyaşı...

Sen ki bir yangın yeri ve benim limanıma demir atmış bir gemi...

Çık limanımdan desem diyemem ki....

Oysa ben kıyıları kurşunlanmış, bütün suları bıçaklanmış bir denizim.

Neden benim sularımdasın neden hep seni ister bu yürek.

Bütün dalgalarım sana doğru.. kapı içerden açılmış.

Kapıyı açan Allah, kapatacak olanda odur vesselam.

Sana meftun olmuş bir gece giydiriyorum üstüme,

Usulca sana dokunmak için çırpınıyorum.

Sonra sitemli bir ahh dokunduruyorum yokluğuna.

Benim limanımdasın lakin dokunamıyorum sana.

Dokunsam elim yanar, dokunmasam yüreğim kanar.

Söyler misin sen hangi türküsün?

Gerçi ben sana ne kadar yakın olsam da

Sen bana bir o kadar uzaksın süveyda.

Sen var mısın diye sorarım kendime,

Hayaliyin ve varlığının arasında sıkıştım,

Gel de kurtar beni süveyda.

 

Sen ki benim vazgeçemediğim ilk kıskançlığımsın,

Sen ki benim ömrüme kan kırmızısı kalemle yazdığımsın.

Uzaklardaki süveydamsın.

Bir eşkiya sessizliği ile girdin kalbime,

Sevdikçe idamı gerçekleştiriyorum darağacı lezzetinde.

…..

Yıllarca çöllerde aradım sevda yüklü kervanı,

Her yaklaştığımda ötelere gidiyordun.

Ne mecalim kaldı ne de dizlerimde dermanım,

Anladım ki bu gönül sadece seni arıyordu.

Nihayet seni buldum, yakın olduğun kadar uzak olan seni buldum.

Dolunayım oldun gece yürüyüşlerimde,

Güneşim oldun soğuk kış gecelerinde.

İçimde çatlayan dudaklarıma bir damla su oldun.

Gözlerini gördüm bir nur indi Hıra Dağı’ma

Gözlerini gördüm bir ay doğdu karanlık dünyama.

Aşıklık istidanın ne olduğunu sende öğrendim.

Senden öğrendim sevdayı nergis duruşlu sevdiğim.

…..

Niçin uyumadığımı soruyorsun?

Söyler misin sen uyuyabiliyor musun?

Yangın yerine döndürdüğün bu bedeni uyur mu sanıyorsun.

Ben seni temiz sevdim, ben seni sevmeyi sevdim.

Hani diyorya bir şair;

“Ne hasta bekler sabahı

N e taze ölüyü bir mezar

Ne de şeytan bir günahı

Seni beklediğim kadar”*

Zaman gergefinde işledim seni yüreğime ilmek ilmek,

Göz yaşımla çizdim seni en olmaz akşamlarıma.

Biliyorum umutsuz bir aşkın Serenat’ını yazıyorum…

Karşılık da beklemiyorum…

Ben seni sen bilmezken de seviyordum.

…..

Şaşıyorsun ikide bir biz bu yola nasıl girdik diye,

Eğer pişmansan arkana bakmadan git.

Eğer sorguluyorsan bu sevdayı,

Hadi durma git.

Dokunma göz pınarlarıma

Simmiş kokumu geri ver.

Kirletme tertemiz olan yangın yerini.

Zaten kimseler bilmez teninin kokusunu hissettiğimi.

….

Tekrar söylüyorum nergis bakışlı kadın,

İstemiyorsan arkana bakmadan git.

Hatta hayalini bile al git.

Beni düşünme

Ben zaten seni senden habersiz sevdim.


29/01/2013

Nevzat ÖGER

 .............................

* "Beklenen"  Necip Fazıl Kısakürek.

( Yare Mektup başlıklı yazı Nevzat ÖĞER tarafından 1.02.2013 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.