Bugün erkenden kalkıp
Limana gittim.
Fenerim altına, oturduğumuz aynı yere
oturdum.
Güneşin doğuşunu seyredecektim,
yokluğunda
Güneş bile bir garip doğdu,
Sanki o da bir şeylere küsmüştü…
Yapamadım… Kalktım.
Sonra sahile yürüdüm.
İlk gördüğüm taşım üzerine oturdum.
Denizin sesini dinledim.
Belki senin de sesini duyarım diye…
Heyecanla azgın dalgaları seyrettim,
Belki… Denizkızı olur da, sahile
vurursun diye…
Yine yoktun… Gelmedin…
Oturduğum yerden kalktım,
Olur ya… Ayak izlerini bulurum
ümidiyle…
Kumsalda yürümeye başladım…
Göremedim, dalgalar yok etmiş…
Çaresiz ve bitkin bir şekilde
yürüdüm,
Bir umut, bir ışık diye…
Gölgesinde gün boyu oturduğumuz
Okaliptüs ağacına gittim,
Etrafında arandım durdum,
Olur ya! Kim bilir? İncecik kumlar
arasında,
İçtiğin sigaranın izmaritlerini
bulurum,
Belki dudak izlerin duruyordur diye…
Onlar da yok olmuştu!
Sahilde senden bana kalan sadece,
Okaliptüs ağacının göğsüne
kazıdığımız bir kalp
Ve içinde, isimlerimizin baş
harfleri…
Onlarda kaybolmaya yüz tutmuşlar,
Darmadağın olmuşlar…
Tıpkı benim gibi…
09/03/1997, Finike
(Müzik; Cahit Berkay/Sahilde Buluşma)