Hani hep söyleriz ya, dünyada
olup bitenler; “kral ve kölelerin arasındaki mücadele” diye. Bakmayın siz
iktidarla muhalefetin politika paslaşmalarına, aslında siyasetin bütünlüğü ezen
ve ezilenler arasındaki kıyasıya mücadelede odaklanır.
Kim
kazanır? Sermaye mi? Yoksa çalışan kesim mi?
Sokaklarda
genelde kim ve kimler neyin mücadelesini verirken biber gazı yer? Veya şöyle
diyelim, kimler, kimleri sokaklara çıkıp
haklarını aramasın, diye erkini yani polis gücünü konuşturur? Ve bu erk kimden
yanadır, kim için mücadele verir? İşte yapılan; birisi kazandığını vermek
istemez veya az vermeye, diğeri alın
terinin karşılığını tam almak ister. Hakem ise devlet midir? Gelin bu sorunun
yanıtını bulmaya çalışalım.
Asgari
ücret, yani 5,5 milyon çalışanı,
ailelerini de katarsanız 20 milyonu aşkın insanı ilgilendiren zam yine
çalışanları hayal kırıklığına uğrattı. 2013 yılının ilk altı ayında 774 TL
ikinci altı aylık için de 804 TL olması “Asgari Ücret Tespit Komisyonu;”nca
belirlendi. Peki, bu komisyon kimlerden oluşuyor?
İşçileri
temsil eden 5 işçi sendikası bunu da TÜRK-İŞ üstleniyor,
İşverenlerden
5 kişiyi de TİSK Sendikası temsil ediyor,
Devlette
5 yetkilisiyle bu komisyonda.
Önce
devletin açlık sınırı, ekonomi ve ihracat hakkındaki görüşlerine kısaca yer
verelim:
Hani
sürekli dünyanın bilmem kaçıncı güçlü ekonomisi diye seçim meydanlarında
övünürüz. Sanırım 16.cıyız ve 2023’de de hedeflerimizi daha da büyütüyoruz.
Bunu da umarım… Ekonomi Bakanı 2011
yılında ihracatının 134 milyar 954 milyon lirayla rekor seviyeye ulaştığını
belirtmiş. Fena rakam değil, Başbakan da Merkez Bankası’nın kasasında 91 milyar
dolar civarında parasının olduğunu söylemiş, bu da harika! Bunları
gerçekleştiren iş adamlarımızı da kutlarız. Ancaaaak, aslında bunları
gerçekleştiren gerçek kahramanlar kimler, ondan haberi olan var mı? Devletin bile açlık sınırını 985 TL(TÜİK)
olarak belirlediği bir ortamda asgari ücretin azlığında çalıştırılan
işçilerdir.
Peki,
bu asgari ücretle çalışan işçiler bu ihracat rekorundan ve Türkiye’nin
refahından istediği payını alabiliyor mu? Veya almak istediği bu rakam
nerelerde engellenerek ceplerine yansımıyor?
Yukarıda
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ndan bahsetmiştim. Sizce adaletli bir komisyon
mu? Kimin nerede durduğu belli oluyor. Yani yıllardır ücretlilere buçuklu
zamanlarla onları bankaların kucağına atan ve 800 bin kişiyi kredi kartı
borçlarını ödeyemez hale getiren, ayrıca icra dosyalarının milyonları açtığı
bir yönetimin, çalışanlara bir şeyler
vermeyeceği artık belli oldu.
5 kişilik TÜRK-İŞ İşçi temsilcisi + 5 kişilik
TİSK İşveren temsilcisi ve Devletten 5 kişilik temsilcinin aldığı oy çokluğu
kararı ile 2013 Asgari Ücret belirlendi. Şimdi aklıma takıldı devlet kimden
yana oy verdi? İşçilerin şerh koyarak az bulduğu asgari ücrete işverenler,
işçilerin istediği zammı doğal olarak kabul etmemiştir. Bu durumda devletin temsil
oyunun önemi ortaya çıkıyor. İşçilerin kabul etmediği bir asgari ücreti, işverenlerin
uygun bulduğu oran devletin oyları ile hayata geçiriliyor. Bu da demektir ki,
devlet işverenden yana bir tavır takınmıştır. Formül bu…
Şimdi
gelelim Asgari Ücretlinin milli gelirden aldığı pay hesaplamasına:
Şu
anda dolar kuru 1.791 TL
774
TL= 432 dolar, altı ayda 2592 dolar, ikinci altı aylıkta ise: 449 dolar altı
ayda ise: 2694 dolar, toplamda ise
asgari ücretli bir işçiye, 5286 dolar yıllık milli gelir tekabül etmiş oluyor.
(2013 yılı dolar kuru değişkenliğini de hesaba katmak gerekiyor.)
Sayın
Başbakan bir konuşmasında 2011 yılında üç kat artışla Milli Gelirin 10 bin 444
dolar olduğunu belirtmiş. 2012 yılı itibariyle de bu rakamın 12 bin 300 dolar
olması beklenmekte.
Şimdi
asgari ücretli bir işçinin eline yılda 5286 dolar geçeceğine göre, 7014 dolarlık eksik kimin cebinde? Seçim
zamanı halka nasıl anlatılacak veya asgari ücretli böyle bir hesap yaparak mı sandık
başına gidecek?
2013
yılı umarım hepinize uğur getirir…
Ertuğrul Erdoğan
Aralık 2012/Bursa