Helikopterimiz düştü 17 şehit verdik 10 Kasım’da.

Olmasalardı olmazdık diyorum bugün.

Şahadet şerbetini şer ve bet güçlerden korumak için bizleri gözlerini kırpmadan bir yudumda içtiler.

 

Hava sisliymiş, yere inecekmiş, kayalığa çarpmış.

Gitmeleri gerektiği için kalkmış, arkadaşlarına destek olmak için.

Çünkü onlar ne olursa olsun “Geleceğini biliyordum, geleceğini biliyordum. Canım arkadaşım!” diyeceklerdi.

Gitmezlerse olmazdı, gitmeleri gerektiği için gitmişlerdi.

           

            Kimi kaç haftalık evliydi, kimi kaç aylık, kimi kaç yıllık.

Kimi doğacak olan bebeğinin heyecanını yaşıyordu.

Kimi “Baba nerede kaldın?” diyecek kadar büyümüş olan çocuklarını özlüyordu.

Kimi yeni nişanlanmıştı.

Kimi yeni evlenmişti, evini daha götürememişti gittiği yere… Bir daha götüremeyecek asla!

            Kimi ailesine bakmak için girmişti bu mesleğe.

Kimi çocukluk aşkı olduğu için.

           

 

Siirt Pervari yolları karalıdır şimdi, analar ne de yaralıdır, yavuklular ne de başı karalıdır. Babalar ne de yüreği dağlıdır. Bebeler ne de masumdur şimdi, çocuklar ne de ağlamaklıdır.

Vatan ne de hüzünlüdür şimdi!

Vatan uğruna yatan ne de mutludur şimdi!

 

Herekol Dağı yıkıl emi!

Sana mı düştü can almak!

Sana mı kaldı mezar olmak!

            Ülkenin dört yanı şehidine ağlar, Türk’ü Kürt’ü taziyeye durur.

Fatiha’mız onlara, duamız, sabrımız ailelerine…

 

Bugün 10 Kasım, kasım ne de hüzünlü?

Bir millet hüznüne hüzün katıyor bugün.

Sararmış yapraklar evladını uğurluyor.

Analar yas tutuyor, gelinler karalar bağlıyor, babalar ağlıyor.

Helikopter kazası, olamasalardı olmazdık diyorum.

 

17 şehit.

17 ocak.

17 sevda…

Bu ateş yakar yüreği, yıkar bedeni…

“Bizi de şehit yazın, bizi de şehit yazın!” diye bağırıyordu milyonlarca insan.

Onlar şehitliğine şahitlik ediyordu ülkem.

 

 

Helikopter kazası.

Yok bunun kazası.

Tişörtlerimizin üzerinde iri puntolarla şu yazılır al kanlarıyla şehitlerimizin:

“HEPİMİZ ŞEHİDİZ, BUNA ŞAHİDİZ.” diye yazsak ne olur!

 

17 şehidimiz var bugün.

İçimiz dışımız hüzün bugün.

Sağ’ımız Sol’umuz hüzün.

Türk’ümüz Kürt’ümüz hüzün.

Ülke Kuzey’den Güney’e, Doğu’dan Batı’ya hüzün kesildi.

 

Şairin dediği gibi:

“ßir şeyler yazarken 'Gözyaşı' dedi babam.

 'Göz yaşı ayrı mı yazılır?' dedim.

Babam 'Hiç göz yaştan ayrılır m?' dedi.

Sustum.”

 

Gözyaşı askerden ayrı değildir.

Bunu gördüm ülkemde.

Başımız sağ olsun, şehitlerimizin mekânı cennet olsun, ailelerine sabrı cemil olsun.

Vatan sağ olsun.

 

 

( 17 başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 10.11.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu