Süleymaniye Camii, Osmanlı Devleti’nin 10. padişahı ve 89. İslam halifesi Kanuni Sultan Süleyman Han adına 1551-1558 yılları arasında Mimar Sinan tarafından inşa edilmiş İstanbul’un en büyük camilerinden biridir. Mimar Sinan’ın ‘kalfalık eseri’ olarak nitelendirilen bir yapıdır Süleymaniye Camii. İçerisinde medrese, kütüphane, hamam, hastane, imarethane, hazire ve dükkânları barından Süleymaniye Külliyesi’nin en narin ve en güzel parçasıdır bu harika yapı. Fatih külliyesinden sonra Osmanlı külliyeleri içerisinde ikinci en büyük külliye Süleymaniye külliyesidir. 

Bu devasa eserin devasa kubbesini incelersek 53 m. yüksekliğinde ve 27,5 m çapında olduğunu görürüz. Caminin ana kubbesi tıpkı Ayasofya’da olduğu gibi iki yarım kubbe tarafından desteklenmektedir. Kubbenin kasnağında 32 pencere yer alır. *

Cami avlusunun dört köşesinde birer minare bulunmaktadır. Bu minarelerin camiye bitişik iki tanesi üçer şerefeli ve 76 m. yüksekliğinde, cami avlusunun kuzey köşesinde son cemaat yeri giriş cephesi duvarının köşesinde bulunan diğer iki minare ise ikişer şerefeli ve 56 m. yüksekliğindedir.*

28 revakın çevrelediği cami avlusunun ortasında dikdörtgen şeklinde bir şadırvan bulunmaktadır. Caminin kıble tarafında içinde Kanuni Sultan Süleyman'ın ve eşi Hürrem Sultan'ın bulunduğu bir hazire mevcuttur. Kanuni Sultan Süleyman'ın türbesinin kubbesi yıldızlarla donanmış gökyüzü imajını vermesi için, içeriden, metalik plakalar arasına yerleştirilmiş pırlantalarla (elmaslarla) süslenmiştir.*

Cami süslemeleri açısından sade bir yapıya sahiptir. Mihrap duvarındaki pencereler vitraylarla süslüdür. Mihrabın iki tarafındaki pencereler üzerinde yer alan çini madalyonlarda Fetih Suresi, caminin ana kubbesinin ortasında ise Nur Suresi yazılı bulunmaktadır. Caminin hattatı Hasan Çelebi'dir.*

Süleymaniye camiinin 4 minaresi vardır. Bunun nedeni Kanuni'nin İstanbul'un fethinden sonraki dördüncü padişah; bu dört minaredeki on şerefinin de Osmanlının onuncu padişahı olduğunun bir işaretidir.* Burada da görüyoruz ki Osmanlı’da yapılan her mimari eser mutlaka bir mana taşımaktadır.

“Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehâbetli sabah oldu Süleymâniye'de
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,
…”

demektedir büyük üstat Yahya Kemal Beyatlı.* Şairaneliğiyle gönlümüzde büyük bir yer edinen Yahya Kemal, bu güzide mimarinin içerisinde uyandırdığı ve biz insanların da içerisine zuhur eden güzel duyguları bu kelimelerle dökmüş mısralarına.

Daha nice insanlar Süleymaniye hakkında güzel düşüncelere vakıf olmuştur. Çünkü burada büyülenmemek elde değil. Bunun içindir ki hem ibadet maksatlı hem de ziyaret maksatlı her vakit her saniye dolup taşmaktadır. Dolup taşan insanlar da buradan her defasında huzurla ayrılmaktadır. Yüzyıllardır ayakta duran bir mimari yapıyı milletimiz sahip çıkmaktadır ve umuyoruz ki hala da sahip çıkmaya devam edecektir.

Kaynak:
*Wikipedia Özgür Ansiklopedi
*BEYATLI, Y.K, Kendi Gök Kubbemiz, İstanbul Fetih Cemiyeti Yayınları
( Muhteşem Süleymaniye başlıklı yazı M.Salih ÜNAL tarafından 1.11.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.