.

Balkonda,salondakilerin kahkahaları işitiliyordu ve büyük tahammülsüzlükle, hepsi üzerime geliyor diyordum. Parmaklığa dayanmış ve yaslandığım yüreğinden gelen hislere döktüğüm göz yaşlarım görünmesin diye, irkildiğim sesle sırtımı döndüm hayatın aynadaki yüzüne.
__Ne yapıyorsun burada?
__...Hiç dedim, hiç...

Bu hazan mevsiminin üzerime çöreklenmiş hüznüyle, sararmış yaprakları ve ölüme davet çıkaran 
bütün gamı kederi bağrına toplayan kurak ve uzak umutlarıma, ufuklarıma bakıyorum, diyemedim.

Sırtımı yasladığım boşluğun içimde bu kadar büyüdüğünü, aldığım nefesin tükendiğini ve rüzgarın sararan yapraklardan çok beni taşıdığını fark ettm. Yalpalıyordum saklandığım hücremde apaçıkken yavaş yavaş yok oluyordum.

Bu defa canım çok sıkılmıştı. Sadece kendime değil bütün varoluşlara dargındım. Kalbimdeki ıssızlığım, sana niyet içtiğim su beni boğuyor. Yüzümdekii sahte gülüşüm ömrümden ömrümü götürüyordu. Ne zaman bitecektı bu sisli bakışlar, ne zaman aydınlanacaktı umutsuz ufuklar; biter miydi ki bu KOCAMAN ayrılıklar...

Bir soru kalmıştı içimde sakladığım ve salondakilerin ne kadar anladığını bilmediğim ama cevaplarını elekten geçirdiğim: 
__Ekimden sonra sonbaharın bitmesine kaç gün daha var?

( Hazan Mevsimi başlıklı yazı dağlarkızı tarafından 11.10.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu