yer telaşlı harman yeri
zaman belkide fi tarihi kadar eski
sevdalı kavak yellerinin coşkun esintisiyle
ak kundağa düşen uğur böceklerini
uçuruyor narin bir kadının sancılı nefesi


ben haziranın asi kızı
güneşe başkaldıran başakların kardeşi
aklının uçurtmasına tutunan kiraz mevsimi
inatla kendi ütopyasına resmediyorken beni


yer yalnız kalabalıkların orta yeri
zaman belkide eskisinden daha eski
yılları tellerinden döken saçlarım
çoktandır duvarlarıma asmadığım
saatli maarif takvimlerinden
daha maharetli


benim adım haziran
nadasa bıraktım gönül topraklarımı
şakaklarımda koşturduğum kır atlarımın
yelesinden düşürüp kırdım umutlarımı



özleminle solan
senden yadigâr
sol yanağımdaki tek gülün
sahibi canım annem


seni alan on yedi yerinden yaralı
kasıma nispet yapan haziran
her yıl yeniden doğuruyor beni


mermer bir heykel gibi
panayırın orta yerinde
bırakıp gittin beni
eteklerimde çocuk sesleri
dünya mı dönüyor yoksa ben mi


ben haziranın yorgun kızı
şimdi şakayık bahçelerinde
seyran etsem ne fayda
durgun sularımla çekiliyorum
bir zamanlar deli dalgalarımın
vurduğu kıyılara


uçsuz bucaksız ummanın ortasında
küçük bir sandalla kaldığım günden beri
yoruldu yüreğimin kürekleri
beklediğim gemi değil artık
sessiz bir kıyı






24/06/2012

Seyran Tankuş















( Şakayık başlıklı yazı Seyran tarafından 24.06.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.