Bir güz Eylülünün melteminde
______________ gözlerini açtı;
Yeryüzüne maneviyatın ışığını saçtı.
Gönüllere ilk nuru, Horasanda bulaştı...
Sevgi, hoşgörü ile kalpleri aydınlattı.
İz tohumundan oluştu.
Babası, bilginler sultanı.
Hamdım; piştim, yandım,
Sözleri, düsturu idi hayatının...
Nakkaş gibi işledi tüm bunları...
İncitmeden bozulmuş insanlığı..
Bir kış ayazı;
Ay Gün'e kavuştu.
Şems-i Tebriz-î ile karşılaştı.
Gördü onun cemalinde 'yaratanın nurunu'.....
Çünkü o, yaratanına, maneviyatıyla bağlıydı.
Mesneviler topladı, büyük eserlerinde;
Tasavvuf ehliydi, fikir ve düşüncelerinde.
Gel, gel,
Ne olursan ol yine gel, dedi
insanlığa.....
Dil, din, ırk ayırt etmeksizin...
Umut serpiştirdi gönüllere,
Sevgi tohumları ekti, kararmış yüreklere.
Bir Pazar günü Hakk' ın rahmetine kavuştu
Yaratılan yaratanıyla, maşuk aşığıyla buluştu......
Hüseyin Akçam