İstanbul güneşin mi batıyor?
Nice güneşler doğan ufuklarında.
Niçin gündüzün siyah bulutları gibi karanlıksın?
Nur dolu günlerine dalıp,
Hangi hüzün yağmurlarına ağlayacaksın?
‘Ne zaman doğacak güneşim diye?’ her an saatlere bakarsın.
Etrafında denizler dolusu yalnızlık
Söyle İstanbul, nedir sendeki bu karamsarlık?
Susmuş Ayasofya’da ezan sesleri.
Dolmuyor eskisi gibi camiler
Seni bilmiyor, seni tanımıyor
Senin üzerinde gezenler.
İki denizin kavuştuğu o serin boğazında,
Gemiler kıyılarına yanaştıkça.
Maziye hasret günler taşıyor sana,
Üzülme! Elbette bu hasretin, bir vuslatı var İstanbul,
Bağrında yatan, sende yaşayan gönül erleri duâcındır.
İman dolu yürekler yoldaşındır.
Sendeki nurlu simalar sana Allah’ı hatırlatıkça
Sen, sen olacaksın. Şahika günlerde nurdan kandiller yakacaksın.
Mekke ile, Medine ile, Kudüs ile,
Yine İslâm’ın sancağını taşıyacaksın
Sil gözyaşlarını ve çık surlara seyret gelecek yılları.
Biiznillah seninledir Hak dostları
Ve hep seninle olacaktır yardımları.
10.06.2012
Tarihli
Yeni Asya Gazetesinde yayınlanan şiirim