1 Gül Bakışlım

            İsyanım var aşksızlığına âlemin.

            Kalbin kaşıksızlığına bu aşk dolu dünyada!

Daldır da kaşığını sevgi deryasına doysun manen, tatmin olsun ruhen!

Aşksızlık derdidir günümüzün, maddi olan hâkimdir kalplere…

Bu yüzden anlamaz bizi beyni nakit ile dolu olan, ağzı para ile dolu olan konuşamaz bizlerle, kalbi altın kaplama olan bize meyletmez.

Gönlü akmaz bize kalbi insani olan için çarpmayanın, nefsi hoş görmez bizi nefsin kulu olanın, aşkımıza şapka çıkartmaz içi aşkla dolu olmayan.

Bir vaktine geldik ki zamanın; sahici aşklar rafa kalkmış, gerçek sevdalar hikâyelerde kalmış, kahramanlar ipe sapa gelmezler olmuş.

Oysa biz soyut olanın peşindeyiz, mutlak olanın ardındayız. Cemal olan aynamızdır, yüz parça olur yine ardın sıra gideriz. Her parça bizi işaret eder, bütün parçaların toplamı yine biz olacağız. O halde aramak lazım, peşine düşmek lazım, bulmak lazım. Züleyhaların olduğu yerde Yusuf olmalıyız, Nemrutların olduğu yerde İbrahim! Leylalar varsa Mecnun’un varlığına işarettir bu, bülbül varsa gülün ispatıdır. Boşuna kazmadı Ferhat dağları, Şirin diye attığı için kalbi… Pervane boşuna şehit olmadı aşk için, mum uğruna feda etti canını bile. Ney sazlıktan koptu diye ortalığı velveleye verdi, sazlığa geri dönmek adınaydı bu naleler. Bu zari zari çağlamalar ana yurda ricat etmek içindi.

İki kaplı handır Âşık Veysel’e göre bu dünya. Gelen gider.

Bir kapı doğum diğer kapı ölüm.

            Öncesi ve sonrası bir sevgi üzre bir aşk üzre inşa edilmiştir.

            İnsanın mayası aşk ile tutmuştur. İlk insan aşkın ürünüdür. İnsanlar çoğaldıkça aşklar ucuzladı, ucuzladıkça aşklar mallaştı. Oysa mahremiyeti vardı. Oysa değeri vardı.

            Hicap olan bir yanı vardı.

            Ar olan bir yüzü vardı.

            Mahcup bir tavrı vardı.

Aliterasyonlu bir aşkın tekrire döndüğü yerde bir lale fikri düşer kalbe. Rahme düşen damla gibi. Mayalanır orada o damla, olgunlaşır orada sevda. Bir aşk bir kalbe değdiği zaman orada fırtınalar başlar evvel, kalbi yerinden sökecek denli güçlü fırtınalar. Kalp böyle atakta durur, böyle adar kendisini aşk davasına…

“Lalelim
Lalelide oturur
Laleli, lale olur lalelimden
Laleliden geçilir
Lalelimden geçilmez!”
ah Orhan Murat Arıburnu ah! Laleliden geçilir ama Lalelimden geçilmez diyorsun ya! İşte bu gün yüreğimden geçenlerin haddi hesabı yok. Hiçbir izin, onun izini kapatacak denli ağırlığı yok kalbimde.


           
Seni görünce güller açıyor yüzümde renk renk… Gönlümde sümbüller bitiyor boy boy… Bülbüller ötüyor dudaklarımda, baharı yaşıyorum birden, tekmil bahar oluyorum, bahar kokuyorum. Kışa el sallıyorum, gülüyorum. Buğusuna camın şunu yazıyorum: “Hoş geldin bahar. Hoş geldin gülüm. Sensiz geçen her günüm ölüm. Sensiz geçen her anım zulüm.” Kafiyesi bol, ahengi zirve yapmış bir aşka pupa yelken giden kalbim, serin ol.

 

“Gülüm

Gülşende oturur

Gülşen daha bir gül kokar gülümden dolayı

Daha bir gül kokar daha bir gül olur

Gülşenden geçilir bir adımda amma

Gülümden geçilmez ömür boyu.” desem Orhan Murat hakkını helal eder mi bana?

 

Bahar diyorum, ömrümün baharı oluyorsun. Zemherilere inat geliyorsun. Aklım filizleniyor seninle. Kalbim topraklanıyor. İçim karıncalanıyor. Bu sevda hayat bana biliyorum. Yaşıyorum doya doya… Seni çekiyorum içime, daha bir nefesleniyorum, senleşiyorum, demleniyorum. Kafam seninle kıyak oluyor, sarhoşluğum oluyorsun, ayılmak istemem.

 

Dal dal sen oluyorum bir ilkbahar mevsiminde. Yaprak yaprak sen açıyorum mayısında aşkın. Çiçek çiçek sen oluyorum, sen doluyorum havaya. Meyveye duruyorum nihayetinde.

Ömrümün solmayan gülü, susmayan bülbülü… Olmayan her şey varsın olmasın ama bir tek sen ol bu yalan dünyada yanımda. Mal mülk varsın olmasın tek zenginliğim sensin.

Fakirliğimin ispatı sensizliğimdir.

Zenginliğimin kanıtı varlığındır.

Zamane aşkların ispatı ve kıymeti olan tek taş yüzüğü parmağında taşırlar. Tek taşım sensin ve yüreğimdesin.

            Yüzüm gülüyorsa varsın diyedir, ağlıyorsam yoksun diye…

            Gülüm benim gülşenimdir.

            Gül konuşur, gül okur, gül yazarım. Kime ne?

            Gül kokulu akşamlarda gülkurusu odalarda gülleşirim seninle! Kime ne?

            Gülle döndüğü vakit bu dünya, güle nazar kıldığı vakit cümle insanlar işte o vakit dünya aşk üzre devrini son kez tamamlayacak ve mutlak olana dönecektir.

            Gül mevsimi yakındır.

            Gülistana yolculuk var, biletler kalbinizde.

            Gül kenarı hem.

 

( Gül Bakışlım başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 18.05.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.