Yaz” deyip dokerdin aha yazıyom, 
“Köy” dedi mi içim buruk Deyzoğlu.
Yazıyom da datlı candan beziyom, 
Bu sıra mırığım gırık Deyzoğlu. 

“Yeşerdiyim” diyom gucüm yetmiyo, 
Golu gomşu el uzadıp dutmuyo, 
Velhasılı köyün derdi bitmiyo, 
Olgorüp dutmuyo dırık Deyzoğlu.

Goçüp getti koyden koyün yarısı, 
Ne çobanı galmış ne de sürüsü, 
Kulağ asma “Uluyol’dan” berisi, 
Ya çütlükcü ya da Yörük Deyzoğlu. 

Her geçen gün aradıyo yıl yılı, 
Bağ gomadı bozdu “Kıpığın Ali”, 
Sürmeli sürmeli çiğdemle dolu, 
“Oküz yatağının” doruk Deyzoğlu. 

Sanma burada her şey yollu yolunda, 
Su çeken bulunmaz helki golunda, 
Çüt sürecek “Daşlıkların” çalında, 
Galmadı dabanı yarık Deyzoğlu 
.
Mis gibi gohmuyo yaşı yağmırı, 
Goresidik getti garı çamırı, 
Ta şeherden getiriyok hamırı, 
Beş dene değarmen duruk Deyzoğlu. 

Aradım da bulamadım gavalı, 
Sıçan kesmiş çulu har-har çuvalı, 
Sorma bahçadaki godek zuvalı, 
O senden benden de arık Deyzoğlu. 

Ah o çam bardaklar ardıç senekler, 
Laylon oldu şimdi küpler çanaklar, 
Kurudu pınarlar ören yunaklar, 
Makinede esbap yuruk Deyzoğlu. 

Samanlıkda mahsun anadut dirgen, 
Dirakte asılı o kendir urgan, 
Sayfi yapağıdan gobüme yorgan, 
Yuklükte kilime sarık Deyzoğlu. 

Ne tandır ne yoha ne yanıç pezi, 
Arama davulu heç sorma sazı, 
Bozlaklar haykıran gıcılak mazı, 
Özüne kurt düşmüş çürük Deyzoğlu. 

Eve televizyon go’duk goyalı, 
Bitti çörek börek yağlı mayalı, 
Dınnaklar oceli dudak boyalı, 
Hanim oldu “Süflü Ferik” Deyzoğlu. 

Kot pantol modası bi’hayli duttu, 
Karıda kızanda ar hâyâ bitti, 
Anam da yaşmağı sıyırıp attı, 
Rağbete bineli peruk Deyzoğlu. 

Kostekli saatler nerede galdı, 
İşliğin yerini ti’şörtler aldı, 
Korüklü cizmeler müzelik oldu, 
Antiha sırımlı çarık Deyzoğlu. 

Çokeliği çömleklere basardık, 
Eyvazları hevek eder asardık, 
Şınavat şınavat üzüm keserdik, 
Nasıldı unuttum goruk Deyzoğlu. 

Gurbette sılayı ararken sizler, 
Bulduk da bınıyok burada bizler, 
Silkilecek galdı ulu cevizler, 
Goşmada sokulu sırık Deyzoğlu. 

Suda su kadrini bilir mi balık, 
Malımız mülkümüz babadan kalık, 
Yukü gorür görmez kirirse golük, 
Ne yapsın üç günlük kurük Deyzoğlu. 

Tosbağ’lık tallıya gırıştık durduk, 
Ekmedik biçmedik azdık kudurduk, 
Kazığı kopardık yuları kırdık, 
Çare midir bize hörük Deyzoğlu. 

Yenide galmadı eskinin dadı, 
Kedi aslan olmuş aslan sa kedi, 
Mertliğin postunda namertlik kadı, 
Şan ortada serme serik Deyzoğlu. 

Şimdilik bu yanda böyledir durum, 
Bundan son’asına eh Allah kerim, 
“Esk’ekin” bağına kavuştu “Çorum”, 
Galmadı gedene karık Deyzoğlu. 

KURTOĞLU’M “tevellüt eskidi” deyi, 
Kızlar “emmi” diyo gelinler “dayı”, 
Havada dutardık dunnayı toyu, 
Ne dersin olduk mu moruk Deyzoğlu. 

 Aşık Rifat Kurtoğlu ÇORUM

10-Mart–1998

(Merhum Teyze oğlum Orhan Fikri SAĞLAM’A) 
(Söyleyiş biçimi yerel Çorum aksanıdır)

( Deyz'oğlu (Teyze Oğlu) -3- başlıklı yazı Kurtoğlu tarafından 9.05.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.