Nasrettin hoca, günlerden bir gün nacağını baltasını alır, ahırdan çıkardığı Kara kaçan dediği eşeğinin semerine yerleştirdikten sonra üstüne de biner ve onunla ormana odun kesip getirmeye gider.

Ormandan çalı çırpı ne bulduysa, onları keser odun yapıp eşeğine yükleyerek tekrar yola koyulur ve akşama doğru köyüne varır.

Nasrettin hoca, eşeğinin üzerindeki odun yükünü boşaltır sonra da eşeğin semerini çıkartıp terini siler.  Ve daha sonra kurular bir güzel de tımarını yapar ve daha sonra da, eşeği götürür ahırına bağlar.

Nasrettin hoca odun toplarken çok yorulmuştur. Günün yorgunluğunu üzerinden atmak için yatağına uzanınca uzandığı yerde uyuya kalır.

Aradan bir müddet zaman geçer, Nasrettin hoca etraftan duyduğu değişik bir sesle uyanır ve yerinden kalkar.

Nasrettin hoca duyduğu diş gıcırdatmasına benzer bir sesten dolayı uyanınca kendisini uyandıran sesin, nereden geldiğini anlamak için  kulak verir, sağına soluna etrafına bakınır.

Sesin nereden geldiğini dinleyince, sesin ahırdan geldiğini anlar ve ahırda bağlı olan, eşeğine bir şey olduğunu düşünerek üstünü bile giyinmeden, don gömlek yarı çıplak eşeğinin bulunduğu ahıra doğru koşarak gider.

Nasrettin hoca bakar ki ahırdaki eşeği, yem koyduğu ahşap tekneyi durmadan kemirip duruyordur.

-Nasrettin hoca eşeğe kızar

-Eşek oğlu, eşek, sen ne yaptın, benim akşam verdiğim yem sana yetmedi de, şimdi de sen yem teknesini mi yiyorsun.

- der.

-Eşek ahırdan konuşmaya başlar.

-Yok der, yok.

Ben karnımı çoktan doyurdum doyurmasını’ da, yarın sana benim şiir yazdığımı göstermek için önümdeki teknenin üstüne biraz da şiir yazayım dedim onu yazdım. Şimdi de güzel olmuş mu diye, kendi kendime onu okuyordum.

- der.

-Hoca eşeğin bu sözüne bir kez daha kızar.

-Ulan eşek oğlu  eşek..

Eşek şiirden ne anlar da, sen şiir yazacağım diye benim yem koyduğum tekneyi kemiriyorsun deyince, ahırdaki eşek birden sahibinin yüzüne bakarak olanca gücüyle, anırmaya anırmaya başlardır.

-Arkasından da eşek der’ ki Nasrettin hoca’ ya,

-Siz her zaman demez’ misiniz ki bizim için,

” Eşek hoşaftan ne anlar”

-diye.

-İşte ben de, bunu sizlere ısbat etmek için şiir yazıyordum.

-der

 

12 Nisan 2012-04-12

Antalya

( Eşek Hoşaftan Ne Anlar başlıklı yazı Ahmet Yüksel tarafından 12.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.