Bizler küçüklüðümüzde yerli malý kullanmalý ve damlaya, mamlaya, göl olur gibi benzeri deðiþik atasözleriyle büyütüldük.

Ebebeyinlerimiz bizlere daha bizler çocukken, tutumlu olmayý müsrif savurgan biri olmamayý damlayý, damlaya göl olur diye birþeyleri biriktirmeyi öðrettiler.

Örneðin çelik bir banka kumbarasý hemen, hemen her çocuðun ençok sevdiði içinde para biriktirdiði engüzel alýþkanlýklarýndan biriydi.

Daha biz çocuk yaþýmýzda öðrenirdik tasarruf etmeyi, savurgan olmamayý ve birþeyleri biriktirmeyi hele bayramlarda komþulardan akrabalardan topladýðýmýz paranýn þekerin sevinciyle geçirdiðimiz bayramlar çok güzel olurdu.

Neyse bu alýþkanlýklarýmýzdan mý nedendir bilmem, yetiþkin ve elimiz para tutar olduðunda’ da ayný alýþkanlýðýmýz devam ettiði için her ay kazandýðýmýz paralardan artýrabildiðimiz kadarýný bir tarafta küçük yatýrým olarak yapmaya devam ederek saðlýðýmýz yerinde iken emekliliðimizden önce biraz mal mülk sahibi olabildik.

Bunu yaparken her ay sonu artýrdýðýmýzla ya bir altýn ya da dolar gibi zamanýn geçer akçelerini biriktirmeye baþladýk ne yaptýysak iþte bunlarla yaptýk.

Bir yaz günüydü yine biriktirdiðimiz parayla küçük yatýrým olarak altýn almak üzere tanýdýk bir sarraf dükkânýna girerek oturdum hem alacaðýmý alýyordum hem de tanýdýk olan bu dükkân sahibi ile sohbet ediyordum.

Sohbetimizin esas konusunu ise, hiç unutmam þimdi bu arkadaþým rahmetli oldu kendisine, aklýma gelmiþken buradan (Allah gani, gani rahmet eylesin diyeyim .)bu sarraf arkadaþým ile haftalýk aile toplantýlarýnda alýþkanlýk haline getirdiðimiz Türk sanat müziði yaparken onun çaldýðý kanun idi.

Kendisi çok güzel kanun çaldýðý gibi, çok’ da güze þarkýlar söylerdi. Bizler’ de koro halinde kendisine ailece eþlik ederdik.

Allah gani, gani rahmet eylesin, onunla yýllarca çok güzel günler geçirdik. Bulunduðumuz þehirde kurduðumuz diðer Türk sanat müziði meraklýlarý ile geçirdiðimiz eðlenceli geceler hayatýmýn en güzel günleri olmuþtur.

Bu yüzden Türk sanat müziðini çok severim. Ne zaman bir yerde Türk sanat müziði söylense hemen bu unutamadýðým bu ve bunun gibi diðer arkadaþlar aklýma gelirdir.

Evet, bu sarraf arkadaþým iþte böyle bir arkadaþtý ve kurduðumuz Türk sanat müziði korosunun baþ elamanlarýndandý.

Ýþte Dostum olan bu arkadaþýmýn, iþ yerinde kendisi ile sohbet ederken dükkâna iki genç girdi. Giren bu gençlerden kýz olaný, iki yüzsük birkaç’ da altýn bilezik almak istediklerini söyleyerek tezgâha yanaþtý oradan iki adet niþan yüzüðü ile iki adet altýn bilezik beðendiler bunlarýn parasýný beraber geldikleri genç adam öderken paketlenmiþ kutularý genç kýz yanýna almýþtý.

Sonra etrafýna bakýndýlar orada oturan çay içip kuyumcu ile sohbet eden beni görünce, bu genç kýz bana doðru yaklaþtý.

Yanýndaki aldýklarýnýn parasýný ödeyen erkek arkadaþýný bana göstererek, amca dedi biz ikimiz burada hemen niþanlanmak istiyoruz ve bu niþaný hemen burada dükkânýn içinde yapmak istiyoruz bizim yüzüklerimizi bizim parmaklarýmýza siz takar’mýsýnýz dedi.

Ben bu lafý duyar, duymaz afalladým. Çünkü ben böyle bir þeyi onlardan hiç beklemiyordum. Onlarýn yanýnda onlar ile beraber gelen ailelerinden hiç kimseler yoktu. Bir an için, ben herhalde bunlar birbirlerini dolandýrýyor olmalýlar diye içimden düþünürken, kuyumcudan yüzükleri satýn alan genç kýz aldýðý yüzükleri kutusu ile beraber bana uzatýp verdi ve parmaklarýna takmam için ýsrar etmeye baþladý.

 Dedim yavrum kýzým, siz kimsiniz kimin nesisiniz sizin kendi evlerinizde sizleri niþanlayacak baþka hiç büyüðünüz yok mu derken kýzcaðýz baþlarýna gelen olayý kýsaca bana anlatmayý düþünmüþ olmalý’ki amca biz hemen niþanlanmaya mecburuz sebebini sorarsan vaktin varsa oturup onu da size anlatýrým dedi.

Ben bu hiç tanýmadýðým bu iki gencin, baþlarýna gelen bana anlatacaklarý olayý merak etmiþtim. Onlara bana parmaklarýna takmam için verdikleri niþan yüzüklerini takmamdan önce hem onlarýn kimlerden olduklarýný öðrenmek, hem’ de onlarýn bana anlatacaklarý hikâyelerini dinlemek istiyordum.

Kendilerini orada iþ yerinin içinde bulunan müþterilere ait oturma yerlerine oturtartarak önce kendilerinin kimlerden olduklarýný sordum sonra’ da neden böyle bir niþan yapmak istediklerini kendilerinden anlatmalarýný istedim.

Bu arada çay getirip götüren genç bir çocuk, boþ çay bardaklarýný almak için içeriye girdi boþalmýþ bardaklarý askýlý çay tepsine koyarak, çay fiþlerini de arkadaþýmdan alarak askýlý tepsiyi sallaya, sallaya hýzla dükkândan dýþarýya fýrladý gitti.

Ben gençlere niþan yüzüðünü takmaya hazýrlanýrken birden bir gürültüyle irkildim. Caddeden hýzla geçen bir araç az önce dükkândan çýkan çaycý çocuða çarpmýþ çocuk çarpýlmanýn etkisi ile havada uçarak tekrar kendisine çarpan arabanýn ön motor kaportasýnýn üstüne düþtüðünü içerden görmüþtüm.

Camdan olanlarý görünce niþaný falan unutup dýþarýya fýrladýk. Çocuða çarpan araba bereket versin çok hýzlý olmadýðýndan aniden durmuþ çocuðu fazla yaralamýþ sadece elindeki askýdaki bardaklar ve aský etrafa daðýlýnca müthiþ bir gürültü oluþturmuþtu.

Yine’ de yerde yatan çocuðun kalkamadýðýný görünce caddede kim varsa baþýna toplanmýþ bir þeyler yapmaya bu çocuðu hastaneye götürmeye çalýþýyorlardý. Benim bunu anlattýðým yýllarda ne cep telefonu ne de hastanelerde acil yardýma gelecek bir ambulans vardý.

Neyse’ki çocuða çarpan arabanýn sahibi oradan geçen bir arabayý çevirerek, yaralanan çocuðun hastaneye gitmesini saðladý. Kendisi ise, polisin kaza yerine gelmesini ve olayla ilgili iþlemlerin yapýlmasýný bekledi.

Bu arada niþan yapmak isteyenler hala vazgeçmemiþler benim yüzük takmamý bekliyorlardý. Bu olayýn arkasýndan hep beraber tekrar içeriye girerek olayýn þokunun üzerimizden geçmesini bekledik.

Sordum

-De bakalým, hala burada niþanlanmayý düþünüyor’musunuz?

Evet diyerek cevap verdi. Öyleyse anlat bakalým þu sizin niþanýn burada kendi aranýzda yapmanýzýn gerçek sebeplerini’ de bilelim dedim. Niþanlanmayý kafasýna koyan genç kýz boynunu büktü amca dedi nedenini anlatmaya baþladý.

Anlattýklarýna göre bu iki gençten erkek olaný, yabancýydý ve aleviydi kýz ise oralý ve sünni idi. Bunlar ayný köyde çalýþan iki öðretmendi birbirlerini sevmiþler âþýk olmuþlar sonucunda da bunlar evlenmeye karar vermiþlerdi.

Fakat aralarýnda aldýklarý ailelerinden habersiz bu kararý, sünni olan kýzýn benim’ de birazcýk babasýný tanýdýðým emekli bir öðretmen olan ailesi kabul etmemiþ böyle bir niyetle evimize gelirlerse kesinlikle gelmesinler, onlarý evimden kovarým dediðini üzülerek anlatýyordu.

Duyduðum bu olay karþýsýnda þaþkýnlýða düþmüþtüm biraz’ da niþan yüzüklerini taksam’mý takmasam’mý diyerek tereddüt altýnda kalmýþtým.

Fakat bir öðretmen ailenin ayný dinin farklý mezhebini bahane ederek, birbirlerini seven gençleri evlendirmesine’ de kýzmýþtým.

Düþündüm kýzýn babasýný tanýdýðým aklýma gelince nasýl olsa ben kýzýn babasýný bu konuda ikna ederim diyerek oracýkta onlarýn niþan yüzüklerini takmayý kabullendim.

Tamam deyince genç adam gelip benden sanki babasýndan kýzýný istermiþ gibi sevdiði kýzý benden istedi. Ben’ de madem sizler kendi aranýzda anlaþmýþsýnýz bana da yüzüklerinizi, takmak düþer diyerek hayýrlý uðurlu olmasýný dileyerek oracýkta yüzüklerini takdým amma, aklým orada niþan yapmak isteyen kýzýn alevi olan oðlaný damat olarak kendilerine kabul etmeyen kýzýn ailesindeydi. Ya diyordum, bu aile yarýn bana düþman olursa diye içimde bir kurt dolaþýp duruyordu.

Geliþecek her ihtimali yine’de kabullenerek, aldýklarý yüzükleri parmaklarýna taktýktan sonra bende oradan aldýðým bir nazarlýðý, genç kýzýn yakasýna takýverdim.

Niþanlarýný takdýðým genç adam, daha sonra cebinden çýkardýðý kutudaki aldýðý bilezikleri, kýzýn koluna geçirdikten sonra her ikisi de gelip elimi öpüp bana orada teþekkür ettikten sonra bunlar, aldýklarý bu evlenme kararýnýn sonunu getirmek üzere yanýmdan ayrýldýlar.

Bu olayýn sonucunu merak ediyordum onlarý daha sonraki yýllarda takip ettim. Sonuçta bunlarýn kendi aralarýnda ailelerinin rýzasýný almadan evlendiklerini daha sonra bir çocuklarý olunca aileleri ile barýþtýklarýný duyunca, onlarýn adýna çok memnun olmuþtum.15 Ekim 2015-10-15 Ahmet Yüksel Þanlý er