Bir takım yobaz insanlar fırsat buldukça, Ulu Önder Atatürk'e saldırmayı maharet bilmektedirler.En büyük silahları,Atatürk'ü dinsiz göstererek genç beyinleri yıkamayı kendilerine vazife saymışlardır.

Cumhuriyet ilan edildikten sonra,daha çağdaş,daha bilimsel çalışmalara ağırlık vermiş ve zamanla amacından uzaklaşan kurumların kapatılmasına karar vererek,uygar ve ileri bir ulus yolunda olmak ümidiyle,tekke,zaviye,türbe ,tarikat gibi kurumlar kaldırılmıştır.(30 Kasım 1925)

Daha evvel, 3 Mart 1924 tarihinde kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı, İslam dininin inançları, ibadet ve ahlâk esasları ile ilgili işleri yürütmek, Din konusunda toplumu aydınlatmak ve ibadet yerlerini yönetmekle görevlendirilmiştir.

Atatürk,dinimize önem vermeseydi neden böyle bir kurum kuracaktı?

İleriyi gören Büyük Lider'e,Cumhuriyetin kuruluşundan beri çeşitli iftiralar atılmıştır.Gerçekçilikle ilişkisi olmayan bu sahte mollaların amacı;

Cumhuriyetçi kesimlerin de bildiği  bir husus vardır ki,o da Türkiye Cumhuriyetini yıkmak,sözde şer-i hükümlere dayalı bir devlet kurmaktır.

O zaman en büyük delil Menemen olayıdır.Bir takım gericiler hünkârca saldırarak,İzmir'in Menemen ilçesinde, askerliğini yedek subay olarak yapmakta olan öğretmen Mustafa Fehmi Kubilay'ın ve yardımına koşan bekçileri, Hasan ve Şevki'nin şehit edilmesi olayıdır.

Şimdi bu ne biçim bir zihniyettir ki,hangi hakla bu vatan evlatlarımızı şehit etmişlerdir?

Atatürk'ü dinsiz diye adlandıran bu zihniyet değil miydi?

 Hâlâ bunların varlığı beni ve benim gibileri rahatsız ediyor.

Atatürk'ün dinimiz hususunda düşünceleri, delillerle aşağıdadır.

''Atatürk,dinimizde çalışmayanın insanlıkla alâkası olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler zamanın yeniliklerine uymayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl küfür onların bu zannıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, beyinledir. 1923 (Atatürk’ün S.D. II, S. 128)''

Bizim dinimiz, milletimize değersiz, miskin ve aşağı olmayı tavsiye etmez. Aksine Allah da, Peygamber de insanların ve milletlerin değer ve şerefini muhafaza etmelerini emrediyor. 1923 (Atatürk’ün S.D. II, S. 92)

Bilhassa bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa halkın menfaatine uygundur; biliniz ki o bizim dinimize de uygundur. Bir şey akıl ve mantığa, milletin menfaatine, İslâm’ın menfaatine uygunsa kimseye sormayın. O şey dinîdir. Eğer bizim dinimiz aklın mantığın uyduğu bir din olmasaydı mükemmel olmazdı, son din olmazdı. 1923 (Atatürk’ün S.D. II, S. 127)

Türk milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam buna da öyle inanıyorum. Şuura aykırı, ilerlemeye mâni hiçbir şey ihtiva etmiyor. (1923)

Milletimiz din ve dil gibi kuvvetli iki fazilete maliktir. Bu faziletleri hiçbir kuvvet, milletimizin kalb ve vicdanından çekip alamamıştır ve alamaz. 1923 (Atatürk’ün S.D. II, S. 66-67)

Baylar ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, mensublar memleketi olamaz. En doğru ve en hakikî tarikat, medeniyet tarikatıdır. 1925 (Atatürk’ün B. N., S. 93)

Bizi yanlış yola sevk eden soysuzlar bilirsiniz ki, çok kere din perdesine bürünmüşler, sâf ve temiz halkımızı hep din kuralları sözleriyle aldata gelmişlerdir. Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... Görürsünüz ki milleti mahveden, esir eden, harabeden fenalıklar hep din örtüsü altındaki küfür ve kötülükten gelmiştir. 1923 (Atatürk’ün S.D. II, S. 127)''

Kaynak: ataturkdevrimleri.com

Türkiye Cumhuriyetinin bir ferdi olarak,ben sadece bir kaç örnekle konuyu izâh etmeye çalıştım.Bunun gibi binlerce örnek mevcuttur.

Hayatta En Hakiki Mürşit Ilimdir,Fendir.

Mustafa Kemal Atatürk

Saygılarımla.
( Atatürkü Dinsiz Diye Adlandıranlar başlıklı yazı MelahatTEMUR tarafından 2.04.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.