Gecenin alaca karanlığında
Yaşananları geride bırakıp
Uzun bir yolu aksak adımlarla sırtlandım
Çocuktum, taşıyamazdım belki ama
Bakmayın siz...
Sizin ellerinizde göremeyeceğiniz izli nasırlar
Benim çehremde çıkıyor
Biçtikçe yuvası virane olan canlılar gibi
Fütursuzca biçilmiştim bu hayattan!
Umuda ve sevgiye ve insanlığa ve insanca yaşama
Ulaşabilme hayaliyle hayalime tutunmuştum sıkıca
Yelkensiz bir gemi gibi
Yalpalayarak ilerliyordum
Derin vadileri yaran yeşile doğru.


Yedi yaşındaydım;
Kısacık boyuma kafa tutarak
Us'uma aykırı öteberi şeylerle
Enberi uzaklıkta Âdemoğlu ensar'ı bekliyordum ki,
Metanetsizliğimle gökyüzünde delik açtım
Üzerimizi örten mavi brandaya inat.
Palandöken'in eteklerine ilişmiş
Göz bebeklerimi titreterek,
Annelerin feryatlarını
Kulaklarımda çınlatıp içime işleten
Paslı yeşilin soğuğuydu


Bir ara,
"Oğul" diye sesleniverdi annem
"Anam" dedim
"Vatan" dedim
"Memleketim" dedim
İki damla süzüldü gamzelerinden


Ve biçiliyorduk memleketimden.
Ve fark ettim;
Vatan eşlikli ana sevgisiydi
Damağımda küflü peynir tadında kalan.
Anamdan gayrı nem kalmıştı?
Gözlerimde vatan
Yanımda anam...


Ve bir ayrılık eksikti yüzümün kıvrımında kalan....


NeYzEn.. 25.04.2009 Manisa


NoT: Katkılarından dolayı fikrimin ince gülüne (Dilek Karaağaç) teşekkürlerimi sunuyorum. Şiir çok uzun olduğu için Ablamın isteği üzerine üç ayrı şiir olarak ekleyeceğim.



Bülent Kaya
( Gecenin Alacakaranlığında 1(göç Oratoryosu) başlıklı yazı bulent-kaya tarafından 27.07.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.