Dünyanın en vahşi canlısı ne aslandır, ne kaplandır, ne kurttur.

Dünyanın en vahşi canlısı ne panterdir, ne kartaldır, ne sırtlandır.

Dünyanın en vahşi canlısı İNSANDIR İNSAN. Hele bir de insafa gelmezse, hele bir de imana gelmezse, hele bir de…
 
Kâbil ile başlar bu hikâye; gelir bugün gazetelerin başköşesinde konuk olur her gün her eve. Memleketin her bir noktasında cereyan eden ve fiiliyata dökülen ölümler, tecavüzler, sapkınlıklar, rezaletler, gayri ahlaki hareketler meze olur ağzına toplumun. Bu bir cinnettir toplumun geçirdiği, travmadır ülkem insanın başkahramanı olduğu… Durun ey halkım, durun bir zahmet; peygamberimizi düşünün lütfen! Kuran ahlakı ile donanmış peygamberimizi… “O” bugün olanları görse ne der acaba?
 

Frankfurt hayvanat bahçesine gitmiş Şair Sunay AKIN. İçeri girdiğinde karşılaştığı ilk kafeste bir ilan asılı… “Doğanın en vahşi canlısı…” Meraklanmış ve kendi kendine: “Dedim ulan bakayım be, en vahşi canlı neymiş dur bir bakayım.” Bakmış ama kafes boşmuş. Biraz dikkatlice baktığında olayı çözmüş:

“Sonra baktım boş değil içinde ayna var!”
 

Bu aynalar yalancı diyebilen var mı? Bu aynalar sahte, bu aynalar müfteri diyebilen adam var mı?

Hiçbirimizin suçu yok mu yani herhangi bir kabahatten dolayı? Mesela bir çocuk hırsızlık yapmışsa aç karnını doyurmak adına, bunda hiç kimsenin kabahati yok mudur? Bir kadın kötü yola düşmüşse ve kendisine evvelinde kimse sahip çıkmamışsa sütten çıkmış ak kaşık mı olur o toplum?  Ve içimizde bir katil yaratmışsak öfke dağları neticesinde, dışlayarak, horlayarak, iterek hem de bunda hatamız yok diyebilir miyiz?
 
Kimse suçu ona buna atmasın, suçluyuz hepimiz. Anne, baba, öğretmen, veli, esnaf bürokrat, siyasiler aklınıza gelen herkes, her kişi, her makam, her kapı… Külliyen suçluyuz, toptan hatalıyız. Perakende suçlar dünyasındayız. Evet, dokunduğu her şeyi güllük gülistanlık hale getirebilen insan denen mahlûk aynı şekilde dokunduğu her şey küllük külistanlık hale de getirebilir. Bir elimiz bahar, bir elimiz kış! Bir elimiz bal, bir elimize zehir! Aynı Milli takımı tutan ve destekleyenler kendi takımları karşı karşıya geldiklerinde milli takımda alkışladıkları topçuları sırf rakipleridir diye küfür bombardımanına tutarlar. Hangi akla hizmettir bu idrak edemem? Ülkemin bir bölgesinde milli maç esnasında Türkiye gol atınca sevinçten nara atanlar maçtan sonra neden polise taş atar, askere silah sıkar anlayamıyorum? Öğretmene hürmet gösteren bir toplum neden öğretmeninin kaçırılmasına tepki göstermez şaşarım. Galiba değerlerimizi gün yüzüne çıkartmanın vakti geldi.
 
Mevlana’yı okullarımızda müfredat olarak işlemezsek, Yunus’u anlatamazsak, Hacı Bektaş’ı bilemezsek vay halimize… Daha çok anlayamadığımız, çözemediğimiz davalar karşımıza çıkacaktır. Tavsiyem şu MESNEVİ okullarımızda bir yıl boyunca ders kitabı olarak okutturulmalıdır.
 
            İnsanca bakan tek gözü de takma göz olan canlı… Dişleri kanlı, sözleri yanlı, hilesi katmerli… Fırsatını buldu mu gözü dönmüş katil, yeri geldi mi kırk harami, mekânında vampir, ortamında dişleri keskin bir canavar, vakti denk geldi mi arkadan vuran bir hain, salyası zehirli, konuşması sinkaflı, ahlakı dejenere bir yaratık… Tarifi başka canlıya uymaz; aldatır, hile yapar, satar, eker, böler, yutar, parçalar. Bazen en yakınınızda, bazen içinizde, bazen karşınızda, bazen ense kökünüzde soluğu. İç içe her an sizinle, görüyor musunuz?
 
“Dikkat insan var” şeklinde bir uyarı sanırım meramımızı ifade açısından gayet yerinde olur. Zaten memlekette her sokakta, her caddede her saçakta bir tabela var. Tabela cumhuriyeti olmuşuz, ağıt yakanımız yok. O kadar görüntü kirliliği, o kadar dil kirliliği var ki! Bunun müsebbibi insan.
 
 “Dikkat insan var küfür edebilir” iri puntolu yazı sanırım bir mesaj içermektedir sosyal varlık olma adına. Özellikle tribünler toplu küfürle armoni ve ritim tuttururken çocukları hiç kimse düşünmez, kadınları asla! Oradakilerin hepsinin anneleri vardır oysa akıl etmezler.
 
“Dikkat insan var öldürebilir” diye bir punto serlevhası olsun gönlümüzün. O gönlümüz ki insan sevgisi ile her dem meşgul.
 
“Dikkat insan var tecavüz edebilir” şeklinde rezil edici bir tabela dikilebilir her köşeye. Olası coşkunluklar berhava edilebilir vuku bulmadan.
 
“Dikkat insan var ezebilir” şeklinde trafik canavarı diye insan resmi karikatürize edilebilir.
 
“Dikkat insan var çalabilir” diye her eve, her dükkâna, her mekâna asılabilir ikaz edici levha.
 
“Dikkat insan çıkabilir” diye uyarmak lazım her canlıyı. Mesele orman girişlerinde, dağ yollarında, kırlarda, patikalarda. Ola ki bir ayı denk gelir tedbir alır, ola ki bir domuz isabet eder, gardını alır.
 

“Dikkat insan var” en büyük tehlike bu… Dünyanın en tepesine asmalıyız bunu… Uzaylılar dahi görsün ne tehlikeli canlılarmışız anlasın.

 

 

( “dikkat İnsan Var” başlıklı yazı GürhanGürses tarafından 29.02.2012 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu