SÖYLESENE
Sen, sadrımın iniltisi!
Biz seninle hangi güzergâhtayız
Anlayamadım
’O inanış ki!...
Bilinmeyen bir hicrin fıtratındayım
Bir yanım Mescid-i Aksa
Bir yanım Kudüs
Ve yalınayak koşuyorum
Kendi kerbela’ma
Sana gelen çetrefilli yolda
Gizli sırlı biat ettiğim
Korkakça sevmelerin gölgesinde
Her gece kurşuna diziyorum
Söz dinlemez asi yanımı
Adına bir anlam veremediğim gizli yaramla
Sebepsiz mucizeler bekleyerek
Avunuyorum duygu sağanaklarımda
Perişan
Tüm inandıklarım yerle yeksan
Sevdayı sitemle böldüm
Aşkla çarptım sevgiyle topladım
Ve bilir misin?
Ne acıdır insanın iradeninin bildiğini
Yüreğine anlatamaması..
"Ben" deyip susması "Sen" deyip ağlamaklı kalması
İnan hiç böyle olmamıştım
Bu nasıl bir çelişki ki
Sıkılgan ruhumun kuytu yalnizlığına
Defnettiğim tüm mahrem acılarım hortladı
Hızla tükenen ömrüm
Hayatın zalim çarkında öğütülürken
’Hüküm’ sevmek,’Yazgı’ vazgeçmek
Ey körlüğümü kör eden gece
Şimdilerde söz ile göz arasında
Apansız bir limandayım
Tüm inandıklarımı düşlere terkettim
Gerçekler zihnim eşelerken
Sevgimi sorguladım
Şah damarı kesilmiş çırpınırcasına
Tek başına bir yudum suya hasret
Dermanı kalmamış kuş gibi
Zamanı zamansızlık çöllerinde kaybettim
Sen, sadrımın iniltisi!
Biz seninle hangi güzergâhtayız
Anlayamadım
Gönül Aydemir Adıgüzel