Hasret çiçekleriyle sarmaladığım mektubum sanadır oğlum..İçinde,frezya kokulu oğluma dair

anlatılması zor, koskoca bir yirmi yıla dair,  kimselerle paylaşamadığım duygularım var..

En mühime de gururum var. Yüreğimdeki al alev şelalelin çağlaması var oğlum…

Senden hiç bu kadar uzun süreliğine ayrılmamıştık..Kısa kısa, tatlı vedaların haricinde..Bu ayrılık

fazlasıyla yaktı canımı oğlum…Ne geceleri hüzünsüz uyuyabildim ve ne de sabahlara kabussuz

uyanabildim…Gün ışımasıyla serinletsem de duygularımı, dostlarımla birkaç kelam etsem de sana dair

görüşmelerimde..yok oğul! Yediğim iki lokmanın tadı yok damağımda…Sen güçlü bir gençsin.Sen istedin

ya anne ben Güneydoğu’ ya asker gitmek istiyorum diye. Sen oğlum birçok gencin ailesi oğullarını

ertelemenin telaşındayken, gönüllü istedin Güneydoğu topraklarına…Vatan için dedin Kaan

ağabeyim..…ben kaçarsam o kaçarsa kim sağlayacak bu vatanın birliğini, bölünmezliğini…Anne dedin bu

vatanın her karış toprağı bizim…bunun doğusu batısı..kuzeyi, güneyi yok…üstelik babaannemin babası

da Güneydoğulu değil miydi? Vatani görevini yapmak üzere geldiği, Batı topraklarında yerleşip

kalmamış mıydı rahmetli büyük dedem..Ne adamdı üstelik..Nerde şimdi deden gibiler de tarihe

karıştılar oğul...

Oğlumun, aslan evladımın asker oluşuyla öylesine yüreğim kabarıyor ki. Diğer kınalı kuzularla da

aynı şekilde can oğlum, gururluyum en az seninle olduğum kadar. Sen oğlum daha bir yürek yakıyorsun

uzaklardasın ya. Seni çok özlüyorum ama gidemiyorum, görüyorsun, istediğim halde ziyaretine. Yüce

Allah’ımın izniyle sende bir gün sağ salim elinde teskerenle-gurur belgenle döneceksin baba

ocağına..

Sen az kilolu değildin oğlum öncesinde. Ne de çakı gibi maşallah asker olmuşsun..Ne de yakışmış

oğluma ağacın ve dağın kahvesi, dalın ve çimen yeşili oğluma..Resimlerinde gördüm oğlum seni..Boyun

daha uzamış kilo atınca…yüreğim dayanmadı da daha fazla bakmaya..hüzünlü duruşun kavurdu yüreğimi

oğul…hani birazcık olsun gülümseseydin ya…sen belli etmiyorsun ya oğul ben anlıyorum ana yüreğimle

seni. Sen, vatanı için kara toprağa boylu boyunca gireni daha yeni sakalı çıkmış, anasını, babasını

kucaklayamamış, sevdalısına dokunamamış, yaşamın baharında yaşamları çalınmış asker arkadaşların

için öyle desene mahzun duruyorsun resimlerde. Ne canlar gitti hiç uğrun ne evlatlar girdi kara

toprağa…ne oyunlar dönüyor oğul bu topraklar üzerinde. Sakın ha! Sen ve silah arkadaşların asla

yüreklerinizde art düşünceler doğurmayın..Kardeş olduğunuzu unutmayın…Hepinizin koğuşları oldu

eviniz..Sizler o yataklarda kardeşten ileri olmadınız mı? Hanginizin dedesi soruyorum koyun koyuna

yatmıyor mu Çanakkale’ de.Sızlatmayın dedelerinizin kemiklerini durduk yerde…Zaten acıtanlar az mı

geliyor oğul.

Gitmedim diye ziyaretine sakın ola gücenme oğlum..Hani deme ağabeyime gittiniz birkaç kere diye..

Sen çok uzaklardasın..Zaten sen diyorsun ya..Anne gelmeyin diye.Yüreğim yanmıyor mu sanıyorsun

hasretinle..Sana dokunamıyorum ya bir sor şu yokluğunla kavrulan bağrıma.Gözyaşlarım durmak

bilmiyor aylarca..Dirayetle, metanetle gelmeni bekliyorum, göklere ellerimi açmış bir halde

dualarla.Rabbime sığınıyorum kuzumu her anışımda..

30 Ağustos günüydü seni yolcu ettiğimiz de ve aradan aylar geçti. Artık gelme vaktinde yaklaştı.

Yemin merasiminiz de vardık babanla bende. Hani şuradaydın acemilinde. Yer gök inliyordu

marşlarınızla..Ne ihtişamdı ne gurur verici tabloydu, kaldı hatıralarda..Usta birliğin zor geldi

bizlere. Diyordum ya şu zafer kutlamalarında olsaydım oğlumun yanında..İzleseydim mutluluk

yaşlarıyla…Alkışlasaydım kınalı kuzuları avuçlarım yanarcasına…

Diyorum ya oğlum, sen ve silah arkadaşların ve gözü pek komutanların sayenizde rahat nefes alıyoruz

bizler..sizler cefayı çekiyorsunuz, sefayı bizlere bırakıyorsunuz..Oldukça zor bir dönemeçten

geçiyoruz oğlum.Bunun da faturası siz ana kuzularına, kınalı kuzlara ödettiriliyor. Gencecik

fidanlar giriyor daha çiçek açmadan kara toprağa..Bedeliniz ağır oluyor.Daha doymadan ana

kucağına.Cesaretinizi bir an olsun yitirmeyin sakın ha..Sevindirmeyin hainler…Pusudaki

zalimleri..Bir gün olacak onlar da verecekler Allaha hesaplarını..

Sen gideli bir hayli de zayıflamışsın dedim ya…Aldırma oğul..Ben anlamıştım zaten de..Arkadaşınla

aynı gitmiştiniz acemiliğe..Diyordu arkadaşın kulağıma usulca…Eğitiminiz ağırmış diye..İşte o ana

anlamıştım oğlum sen gideceksin belliydi Güneydoğu’ya..Senin iştahın da mı kalmadı yoksa..Yemiyor

musun gülüş cümbüş sofrada..Desene anne, asker ocağı benzemiyor ana ocağına..Sen hele teskereni al

gel de donatacağım masayı tüm sevdiğin yemeklerle.

Ha oğul yine diyorum, asker arkadaşlarınla kardeşçe geçinin..Kırmayın birbirinizi.İncitmeyin

kalplerinizi..Unutmayın hayat boyu dost kalarak, birbirinizin telefonlarını alarak gelecekte de

görüşeceğinizi..Sakın oğlum, orda ırk, mezhep ayırımı gözetmeyin.Hepiniz ana baba evladısınız.

Komutanlarınızın önünde saygıyla eğilin. Unutmayın ki Komutanlarınız sizin artık babanız orda..

Sen benim gül yüzlü, Kahve gözlü can oğlumsun. Canımdan da ötesin. Koklamaya doyamadığımsın..Bu

görev kutsaldır oğul..Her gence de nasip olmayabilir..Unutma ki orda derdini bağrında getirmiş de

var..Canından çok sevdiği annesini, model aldığı babasını, gıpta ile baktığı ağabeyini, karındaşı

bacısı, seviyorum diyemediği bekleme ümidi vermediği sevdalısını, koklayamadığı üç günlük bebesini

de bırakıp ya da kara toprağa verip acısıyla gidenler de var..

Odanda, gittiğinden beri her şey bıraktığın gibi.Sen kokuyor diye camlarını açamıyorum ki gitmesin

kokun dışarıya..Pijamaların katladığın gibi dolabında. Anılarınla gizli odana süremiyorum bir türlü

ellerimi. Yatağında aynı örtü, oyuncak ayın, gitarın duruyor yerinde. Ne zaman ki geleceksin işte o

zaman gireceğim oğlumun kolunda odasına..

Bu vatan; Başta komutanlarınızdan ve sizlerden çok şeyler bekliyor oğlum..Az buz şeyler değil

bahsettiklerim.Unutmayın! Nice masumlar girdi kara toprağa..nice anaların yaşarken katledildi

huzurları, bozuldu ağız tatları..Nice evlerin yıkıldı çatıları, kırıldı kanatları..

Mektubuma, Türkiye vatanında bir anne ve bir Türk kadını olmanın şerefiyle noktalıyorum. Ne mutlu

Türküm diyene..Ruhunuz şad olsun Atam ve evlatları..Dirayetli olun gazilerimiz..Kabriniz nurlarla

dolsun şehitlerimiz..Metanetli olun annelerimiz..Hainleri Rabbime havale ediyorum. Başta

komutanlarınız olmak üzere, herbirinizi yürekten sevgilerimle selamlıyorum..Siz yavrularımı, çiçek

bahçelerinden derlediğim kokularla kocaman öpüyorum. Allaha emanet olunuz kınalı kuzularımız.

 

SAYGILARIMLA...

Aysel Tarcan/Sevda Şairi

( Er Mektubu Görülmüştür.. başlıklı yazı Aysel TARCAN tarafından 29.08.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.