Ağzını açtın mı hep Ankara’yı
Suçlayıp durursun, ey deli gönül!
Ah, bir de kendine sorsan karayı.
Muhtarın, delegen dürüst biri mi?
Onunda seçtiği çok ileri mi?
Kendine hayrı yok, seni görü mü?
Tosun olmayınca meydan dananın,
Bu başla çok olur dala konanın,
Önemli mi kırkı çıkmış ananın?
Hasta sırasında bükülüp belden,
İçinden kızarsın ekilip elden,
Cezanı bulursun susmayan dilden,
Evlatlar ayrılır, işine gider.
Aklına gelirse, bir selâm eder.
Elinden varını almayı güder.
Koşuşur gelirler, salâ duyanlar.
Sıcak suyu döker, son an yuyanlar.
Çok hızlı örterler, kabre koyanlar.
Torunların görse, omuzdan inmez.
İşi düşmeyenler, yönünü dönmez.
Dursunî sanma ha, ocağım sönmez.
Zinciri kırarsın fay deli gönül!
Dursun Yeşil –2008