Bir Adamın Günahı


tedirginsin sanki biraz.
ara ara kaçamak bakışlar atıyorsun yoğun kalabalığın içine. 
içlerinde tanıdık bir yüz arıyorsun belli etmeden.
belki de sana gülümseyen bir çocuğun gamzelerinde yakmak istiyorsun sigaranı.
 -gelmeyeceğimi bildiğin halde niye bakınıyorsun etrafına. orada olmamı istediğinden mi bu arayış, bu belli belirsiz tedirginlik?


ilgilenmemek de istiyorsun bir yandan hiçbir şeyle. sadece içmek, keyfine varmak dinlediğin müziğin.
ama aklının içinde bir soru geziniyor sürekli. rahat bırakmıyor seni. ya burdaysa?
 -bilirim, en zorudur insanın kendine sorduğu sorular. çünkü cevaplarında gerçekle umut kıyasıya çekişir.

boşver, her ne sebeple olursa olsun, aramasın gözlerin kimseyi, beni de.
nafile bir çaba zaten bu arayış.
 -güpegündüz yalnızlıkta göremediğini kalabalık karanlıklarda göremez ki göz.

umursamaz görün yine. biranı içmeye devam et.
keyifli bir akşam bu senin için. tadını çıkar.
 -ihtiyacın var, biliyorum.

evet, işte böyle.
hep gülmelisin sen zaten.
 -çamurlu ellerini anımsayarak gülünce, çocuk, düşlere akıyorsun yine.

bak! o sözlerini çok sevdiğin şarkıyı çalıyor sahnedeki adamlar.
 -kimbilir neler geçiyor içinden şu anda? ah bilebilsem...

düşürme yüzünü.
hayır, sakın ağlama!
 -sen ağladığında, gözünden düşen her damla yaşta; benim içimde bir karınca boğuluyor, can veriyor.
  bilmiyorsun. 
  kıyasıya acıyor içim.
  yapma!

senin olduğun yerde yine yalnızlaşıyorum işte. çekiliyor sanki kalabalık. yakalanacağım.
 -görüyosun, bir şey değişmedi: hala korkuyorum yalnızlıktan.

sonrasını hatırlamıyorum. korkuyla attım sokağa kendimi.
 -ama nasılsa sen anlatırsın bana sonra ama yarım kaldı yine:
  bu defaki bir şarkının içinde kaybolmak eksikliği...

tekliyor soluğum.
zor, nefes almak böyle anlarda.
sanırım atağım sokuluyor yine, hırsız gibi gizlice.

yürüyorum nereye gideceğimi bilmeden.
umarsız, sarsak.
dilime o ilk geceden kalma bir şiir yerleşmiş.
haksız mı şair:
neyim var ki "akıp giden sokaktan başka".

ne kadar zaman geçti, bilmiyorum.
sen bu sırada çoktan yatağında, en sevdiğim halinde, uykundasın.
hatta belki güzel düşler bile görüyorsun.

sokaklar boşalıyor ben adım attıkça boşluğa.
zihnim daha çok daralıyor.
bir adamın en büyük günahı, güzel sevmektir.
bu düşünceyi çekiyorum içime yemin gibi.
uyuyamadığım her gece soluksuz kalışlarımda da anladım bunu aslında ama hiç oralı olmadım.
panik-atak kolaylığına bağladım. çok sigara içtim bugün yine, ondandır, avuntularıyla geçiştirdim.
yanlışlık olamayacak kadar güzel bir gerçek bulup, onunla aldattım kendimi.
ama hiç vazgeçmedim böylesi sevmekten.

saatim sana uzaklaştıkça, yine sabah oluyor sokakta.
evler kalkıyor ayağa.
ihanetler arasında kaldırımların yalnızlığı sarsılmaya başlıyor telaşla.

sağ kalan karıncaların şerefine, Neşet Ertaş vuruyor hala tellerine benim kalbimin.
gözkapaklarıma tutkun yokluğun, sen artık uyanabilirsin sevgilim...

ama unutma, bana hala bir şarkı borçlusun!..


( Bir Adamın En Büyük Günahı başlıklı yazı .-sijevis tarafından 4.03.2011 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu