Ey hancı sobayı yak hüzün düşmüş kışıma
Ben çulumu buraya sereceğim bu akşam
Uzun yoldan gelmişim bakma sen gözyaşıma
Günde kaç yolcu geçer soracağım bu akşam
Konaklayan yolcular dinlenirken sizlerle
Kederlendim duvara yazılan bu sözlerle
Hancı çayı tazele bakma gitsin gözlerle
Mademki uğramışım duracağım bu akşam
Eski tahta duvarlar sanki tarihi anı
Bazısında tefekkür bazısının isyanı
Ne kadar çok kanamış bazısının sol yanı
Sayfaları birebir dereceğim bu akşam
Gelip geçen yolcular kendince hep haklıdır
Yüreklere eskimiş umutları yüklüdür
Kırılmış tahtalarda neler neler saklıdır
O âlemden içeri gireceğim bu akşam
Bir hüzün sağanağı duvarlarda dinerken
Kirpiklerime soğuk iki damla sinerken
Hasreti yüreğime ağır ağır inerken
Belki ondanda bir iz göreceğim bu akşam
Lambanın ışığında gölge vururken cama
Eski plaktaki ses beni düşürür gama
Hancı düşünme getir birkaç meze soframa
Seni böyle birazcık yoracağım bu akşam
Daha doğmamış ayı gölgesinden aklayıp
Parlayan her yıldızı gönlüme yasaklayıp
Kendime görev bilip mahşere dek saklayıp
Saatleri vuslata kuracağım bu akşam
Yolcu geldim dünyaya bitmez yollarda kaldım
Ömrü rutubet kokan bu hanlardan usandım
Hancı çekinme getir tüm hesabı ben aldım
Dünya için ne varsa vereceğim bu akşam..
Ayşe Kadıoğlu Yıldız