Seni bildim,ben kendimi bilmekle;
ahseni takvimi özümde buldum
her zerremde seni soludum durdum
ruhum sana asık, seni özlemekte....
 
Hz.Ademle başlar nübüvvet
Hz.muhammet en büyük devlet
aşkın menbaından içtinmi şerbet?
kevser dudadığından bal dökülmekte...
 
aşkından tutşan bir divaneyim
geceli gündüzlü ahuzardeyim
bezmi elestinde galu belayım
ruhum senden gelip sana gitmekte...
 
yaradan rabbime gönlümü verdim
sırrının içinde ne sırlar gördüm
gülüstane girdim güllerin derdim
bülbülün feryadı arşı delmekte..
 
pervane misali döner yanarım
aşkınla kaynayan dertli pınarım
ben kendi halimce seni ararım
mahsere denk gözüm hep beklemekte
 
ne cevherlerin var, sen neler verdin
kefilsiz senetsiz neler gönderdin
halifemdir deyip taltif eyledin
dağlardanda yüküm ağır gelmekte..
 
bir an bile olsa gaflete dalma
birer misafiriz bu garip handa
çaydan geçip sende dal ummanlara
sevgi sellerinde yol dürülmekte..
 
yüce yaradanı düşürme dilden
(ölmeden önce öl) ecel gelmeden
seherlerde selam gönder gönülden
göz yaşıyla kirpik sürmelenmekte
 
bir garip doğanım aşkım yetermi?
ateşsiz yürekten duman tütermi?
mahşer günü bu boynumu bükermi?
rasulussakaleyn sana gülmekte...
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
( Tefekkür başlıklı yazı Dogan Çolak tarafından 31.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.