Gün düşer hükmünden çöker karanlık
Karanlık ışıktan çok kalabalık
Kaybolup gideriz sularda balık

Karanlık yollarda gözlerim üşür
Yalnız duvarların dili konuşur

Geliriz gözgöze iki lal gibi
Bükülür boynumuz bir hilal gibi
Bir cümle bekleriz "Gitme ! kal" gibi

Beynimizden geçer uçaksavarlar
Gitsekte bırakmaz kalın duvarlar

Aşılmaz bir engel her duvar kale
Kucağımda kalır ağır ihale
Kimler düşürüyor bizi bu hale

Sen konuştun gece boyu dinledik
Söyle aşılacak var mı bir gedik

Yetmedi mi çektiğimiz zulumat
Her gece bir duvar örersin kat kat
N’olur bende olsa sende ki inat

Bir çeper örersin hergün kederden
Kalkmazdım bir daha düştüğüm yerden

Yıkılır mı acep bir omuz versem
Yahut bir falcıya dilek dilesem
Ya Hakk ! Deyip "Yıkıl karşımdan !" desem

Dokuz doğururken herbir batında
Yıkılır da ben kalırım altında

Bir el inşa eder bir el ki oyar
Dayanmak istersin zamansız kayar
Gördüğün her duvar keskince bir yar

Ne kapısı vardır ne bir pencere
Oynar yüreğimiz göz göre göre

Kaç duvar var birbirine dolaşık
İçim de kök salar acı sarmaşık
Yeter artık düşsün bir ince ışık

Beni test ederken son kez imanla
Dar geldi duvarlar daraldım anla

Nereye yönelsem hep yokuş gibi
Ormanlar ve deniz birer düş gibi
Aşıp gitmek istiyorum kuş gibi

Esir aldı boğum boğum hıçkırık
Uç desen de artık kanadım kırık


Hayrettin YAZICI




( Duvarların Dili başlıklı yazı HayrettinYazcı tarafından 17.10.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.