Günaydın Genç Radyonun değerli dinliyenleri; sevgili gençler, çok değerli hamfendiler, saygıdeğer beyefendiler, günaydın.
Sabah kalkalı bir kaç saat oldu, olmadı ki karşılaşıverdiniz bizlerle, kesişiverdi yollarımız. Sabahın bir erinde kalkıp sevgili eşiniz ve canpareniz çocuklarınızla bilikte kahvaltınızı etiniz çoğunuz ve işlerine, okullarına uğurladınız onları. Ve öyleni ve akşamı bekliyorsunuz merakla, özlemle.
Ya da;
Yenice uyandınız daha. Komidininizin üstündeki radyonuzu açıverdiniz, tiryakisi olduğunuz Genç Radyoyu dinliyorsunuz şimdi; yatağınızda bir sağa, bir sola dönerek.
Kim bilir, belki mahmur ve güzel gözlerinizi ovalıyorsunuz tombul ellerinizin avuçlarıyla.
Ve bir sevda türküsü dinliyorsunuz Kastamonu’muzun güzel sesli, güzel yüzlü, güzide ses ve saz sanatçısı Zeynep Savaştan.
T ÜR KÜ
Ne güzeldir sevdalar seven ve sevilen coşkulu yüreklerde.
Mutfaklarında şimdi ev hanımları, ya da çalışma saatleri başka zamanlarda olan hamfendiler. Öylen ya da akşam eve dönecek olan eş ve çocuklarına yemek hazırlamaktalar; özlemle beklemekteler onlara kavuşacakları dakikaları. Oysa kaç saat oldu ki daha ayrı kalalı? Minel aşk derim ben buna, işte aşk derim, işte sevda diye haykırırım ve işte sevdalandığı insanlarla yaşamını sürdüren sizlere şapka çıkarttım, görün.
Mutfağınızda, mutfağınızı düzenleyip, yemeğinizi hazırlarken bir yandan da bizi dinliyorsunuz merakla ve hatta biraz da keyfle. Dilerim sizlere Genç Radyoda bu zevki yaşatabiliriz günlerce, aylarca.
Bu gün sevdayla, aşkla; bu gün mutlulukla, huzurlu bir yuva dileğiyle başladık ilk programımıza. İnşallah önümüzdeki hafta, hatta aylarda hafta içi her gün sabah 10-11 sularında siz değerli dinleyenlerimizle birlikte olacağız Genç Radyoda, sizlerle. Ve inşallah birlikte yayınlayıp, birlikte dinliyeceğiz bu programları, haz alarak, zevkle.
Yakılmış türküleri, yazılmış şiirleri öyküleriyle dinletecez sizlere. Daha neler mi yapacapız? İzleyin, dinleyin ve görün gelecek günlerde.
Sanırım biraz hoyratça kullandım süremi, eee! Ne diyeyim? Biraz gevezeceyim ya, elimde değil, bağışlayın.
Bir dost vardı, bir yaren, bir gönül adamı vardı bir zamanlar, bir üstattı o, hiç unutmadığımız: Barış MANÇO.
Bu yıl, mayısın on ikisi idi, üstadı andım –hiç unutmadığım-. Onun ‘Gül Pembe’ parçası döküldü dudaklarımdan. Sonra, dizeler düşütü coşan yüreğimden ve damladı kalemimden; sözcük sözcük, dize dize. Bir nazire yazdım üstada ‘Gülpembe’ dedim şiirimde.
İşte aşağıdaki şiirimin öyküsüdür yukarıda söylediklerim ve ‘Gül Pembe’ dedim:
Gül Pembe
Seyyarenim Güneş’inden dolayı,
Aşk çiçeğin bende açar gül pembe,
Yok mu dersin bu sevdanın kolayı
Söyle aşkım, kaldım naçar gül pembe.
Şems-i aynım, nurum, hazan gülümsün,
Ufkumdaki esen sevda yelimsin.
Kalbimdeki akan coşkun selimsin,
Aşka oldum, senle duçar gül pembe.
Gel gecemi ışıt, doğsun mehtabın,
Olur, Allah için bana sevabın,
Aşkın, dudağımda busenden abın,
Yüreğime sular saçar gül pembe.
Bir deliyim ama yalancı değil,
Gezgininim, sefil bir hancı değil,
Senin sevdan ölümdür, sancı değil,
Tut, garibin aşktan kaçar gül pembe.
Umudumu yitirmekti muradım,
Sensizlikte sefil idi hayatım,
Sakarya’msın, Kızılırmak, Fırat’ım,
Dudağından kim su içer gül pembe?
Sanmasan da, yüreğinde yangınım,
Ruhum ile ben ruhunda denginim,
Ne hainim, ne fakirim, zenginim,
Dinle, kalbin beni seçer gül pembe.
Gel, vuslata ulaşalım seninle,
Kabulümsün sinendeki beninle,
Asaletin, nezaketin, geninle
Açık bağrım, gir de yeşer gül pembe.
Şarabımsın, üç kadehte r/a/m neden,
Çaresi var, bu sendeki gam neden,
Tomurcuğun kurutan bu sam neden?
Bu da gelir, bu da geçer gül pembe.
(Ahmet İDRİSOĞLU)
Şimdi Kastamonu’muzun yetiştirdiği nadir şairlerden biri olan; hece ve serbest şiirlerde üstün başarılara imzasını atan Yakuti Mahlaslı Hacer ALİOĞLOĞLU’NA bırakacam sözü, Buyrun Hacer Hanım.
Hacer ALİ OĞLU
Şimdi yine Zeynep hanımdan iki türkü dinleyelim, ne dersiniz?
Hacer ALİOĞLU’NDAN bir şiir
T ÜR K Ü
Hacer ALİOĞLU’NDAN bir şiir
TÜRKÜ
Teşekkürler Hacer ve Zeynep kardeşlerimize.
Bu gün Cuma değerli Genç Radyo dinliyenleri, vakit ilerliyor. Az sonra sela verilecek, ve inananlar camilere doluşacak. Gidemiyenlerse evlerinde, iş yerlerinde veya yollarda Allaha dua edecekler sizlerle birlikte.
Yunusu okurum bazen, tarzını yazmaya çalışırım. İşte bu mübarek Cuma gününde sizlerle ilk sohbetimizi Yunuça bir tasavvuf şiirimle sonlandırmak istiyorum, ne dersiniz?
Secdede Mey Çekeriz Allah’ı Zikrederek
Mey bize Hak sevgisi, mey bize aşkı Hakkın,
Ruhum çırpınıyor bak tutsak bedende, sıkkın,
Yaşam sevdasız olmaz, sevgisiz ruhlar bıkkın;
_______Biz Mabuda taparız, yaklaşırız giderek,
_______Secdede mey çekeriz Allah’ı zikrederek.
Sevda ile yazarken secdedeyim, canana,
Secdede şükrederim bana verilen cana,
Gel dostum mey çekelim seninle kana kana;
_______Biz Mabuda taparız, yaklaşırız giderek,
_______Secdede mey çekeriz Allah’ı zikrederek.
Güllerde, çiçeklerde Allah’ı arıyorum,
Dudaklarında canım ben sana varıyorum,
Ayet ayet okuyor, aşkımla sarıyorum;
_______Biz Mabuda taparız, yaklaşırız giderek,
_______Secdede mey çekeriz Allah’ı zikrederek.
Ey Allah’ın Resul’ü garip gönlümün şahı,
Senin yolunda mecnun zikrederim Allah’ı,
Kimi kulum yanılır, sapıtırım dergâhı;
_______Biz Mabuda taparız, yaklaşırız giderek,
_______Secdede mey çekeriz Allah’ı zikrederek.
Hakka âşıksan eğer sevdiğin can olmalı,
Elinde tuttuğun mey dolu fincan olmalı,
Allah kuluyum diyen önce insan olmalı;
_______Biz Mabuda taparız, yaklaşırız giderek,
_______Secdede mey çekeriz Allah’ı zikrederek.
(Ahmet İDRİSOĞLU)
TÜRKÜ
Evet Genç Radyonun değerli dinleyicileri. Böylece süremizin sonuna geldik.
Bu programı sizlere hazırlayıp sunan biz üç kafadar; ben Ahmet İDRİSOĞLU, ben Hacer ALİOĞLU, BEN Zeynep SAVAŞ üçlüsü pazartesiye kadar sizleri Allaha emanet ediyor, hayırlı cumalar ve hayırlı hafta sonları diliyoruz efendim.
En kalbi saygılarımızla, şen kalın, esen kalın.
TÜRKÜ
Not:
Bu metin 15. Ekim.2010 Cuma günü saat (10-11) Kastamonu GENÇ RADYODA düzenlediğimiz sabah programını yayın akışıdır.