Otobüsün en son koltuğunda oturuyordu. Sağ yanında üniversiteyi yeni kazanmış üç genç,önünde bebeğini susturmaya çalışan bir anne, sağ çaprazında da otobüstekileri anlamaya ve keşfetmeye çalışan bıyığı yeni terlemiş iki delikanlı vardı. Mutlu olmak da onun elindeydi hüzünlü olmak da. mutluydu zira;   gençler gibi hayal kurmuyor gerçeği yaşıyordu. Susturmak zorunda olduğu bir bebeği yoktu ve delikanlılar gibi insanları keşfetmeye çalışmıyordu, insanlar onu anlamaya çalışıyordu. Hüzünlüydü zira gençler gibi hevesli değildi. Umut onda en son limandı ve heves umudun titreşimleriydi, heves de yoktu onda. Bir bebeği hiç olmamıştı susturmak zorunda da kalmamıştı çünkü aşka inanmıyordu. Delikanlılar gibi de gözüpek değildi öyle olmak için risk almak gerekirdi ama risk edecek bir şeyi de kalmamıştı. Hüzünlü olmak ya da mutlu olmak elindeydi ama mutluluk aldatıyordu onu.
 
Gecenin karanlığında yine camdan dışarı bakıyordu.
 
Bir şey görünmüyordu ama camdan yansıyan onun gözyaşlarıydı...
( Kısa Bir Hikaye başlıklı yazı fatih-bakir tarafından 9/4/2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu