İnleyen nağmeler gibi
Her bir satırda sözlerin
Yüreğinin derinliklerinden gelir
Ruhumu titretir serin serin…

Gecenin bir vaktinde
Kendimden geçmişim sanki
Gerçek miydin rüya mıydın
Daha çözemedim inan ki…

Geçen gün geçtiğin yerlerden geçtim
Tek tek bastığın izleri takip ettim
Hala seslerin çınlamakta
Soğuk taş duvarlarda yankılanmakta…

Ölümler hissediyorum acısız
Tekrardan dirilmelere dair
Ümitler besliyorum gerçekleşecek
El ele sonsuzluklar ülkesinde…

Geceleri yırtan bakışın vardı
Mahcup, yarım bakışlı, coşkulu
On dördünde genç kızlar gibi
Asil, nazlı ve ardan yanaklar al al…

Az sesli, çok sözlü, yarım üç noktalı
Anlatımlar daha bir içten, yürekten
Kavgalar vardı eften püften
Yürek sızlatan cinsten…

Her bahar seni hatırlatır
Tap taze, capcanlı, hayat dolu
Her bahar hüzün yaşatır
Ayrılıktan, hasretten, yalnızlık kokan…

Sana yaban kaldım
Yabancılaştı dünyamda her şey
Ya da ben yabanım her şeye
Kimsesizliğinde her iç çekişte...

Bakışlarının izi var yüreğimde
Gülüşlerin çınlıyor ruhumda
Mahzun bir kız çocuğu
Hala içimde kır çiçekleri toplar…

Derdiğin çiçekleri soldurma
Hoyrat ellere yoldurma
Ömür dediğin ne ki dünyada
Sonsuzlukta beni ortalıkta bırakma…

Kafdağı ölüm bize
Aşıpta kavuşmak var birbirimize
Sakın unutma…
Sen inleyen bir nağmesin
Ruhumda dinlediğim sensiz her gece…
( Kafdağı Ölüm Bize başlıklı yazı H.T. OSMANOĞ tarafından 5.05.2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.