Gerçeklik elini uzattığında dokunabilmekse eğer
Gözünü açtığında kaybolmamasıysa eşyanın
Elimi uzatınca sana neden dokunamıyorum
Neden uyanınca seni bulamıyorum yanıbaşımda
Oysa teninin tenime yüreğinin yüreğime değmesi ne güzel olurdu
Her gün yeniden yeniden hiç bitmeden her dem…

Yorgun bir bedeviyim uçsuz bucaksız çöllerinde serabım olma
Ateşim olup cehenneme düşmeden yakma
Çiğ gibi düş her sabah kuru dudaklarıma ıslak ıslak
Zaten üç günlük bir yalan değil mi dünyam
Bir başıma yarımlığımla beni yalanın da yalanı bırakma
İşte böyleyim sevgili anlattıkça sensizliği daha da özledim seni
Bir bilsen sıcaklığına nasıl hasretim
Gel sen beni yak, ben seni suya gark edeyim…

Ah bir sen bir ben olacaktık ki şimdi kimsesiz bir yayla evinde
Ya da bir dağ kulübesinde, ıssızlığın orta yerinde
Küçücük ama şirin, bulduklarımızla yetinen...
Ve biz olur yaşardık orda yıllarca/huzurla
Hep böyle yanında olmayı/yanımda olmanı ister canım
Yanında olup üşüyen bedenine sımsıkı sarılmayı
Öylece saatlerce kalmayı, zamanı durdurmayı
Ne kadar, ne kadar isterdim bir bilsen…

Anladım ki senden önce yanlış yollara sapmış yolumu şaşırmışım
Önüme çıkanı sen sanmış, nasılda aldanmışım
Hayret ben senziz nasılda yaşamışım...
Oysa ki tüm hücreleriyle sevip anlayacak, utangaç bakışlarıyla kollarıma sığınacak
İyi kötü her şeyimi önüne dökebileceğim, kendim kadar güveneceğim
Gerekirse canını verecek benim bir nefesim için...
Ben işte hep öyle birini hayalederdim, isterdim ya...
Geç bulmuş olsam da seni buldum ne kadar şükretsem az Allah’ıma…

Sana eksiğim, sızılarım dinmez, kapanmaz yaralarım ey yar
Yüreğim hep mahzun, zaman geçmek bilmez, her yer bana dar
Çok yoruldum, sana ne zaman çıkacak yürüdüğüm yollar
Ey sevgili yar, haydi tut ellerimden beni kurtar
Özledim seni daha kaç kış geçecek sensiz böyle kaç gece daha üşüyeceğim
Kaç zaman daha kokunu çekemeyeceğim içime doya doya
Söylesene canımın içi dediğim sevmeye doymadığım yar
Hayallerimin süsü, umut ışığım, al haydi kollarına, bir an önce al…

Seni uzaktan sevmek ne kadar zor ah bir bilsen
Çırılçıplak kalıyorum, her mevsimim hazan
Üşüyorum gel nefesinle ısıt
Korkuyorum, bak her yer karanlık
Haydi gel kucakla sar sarmala her yanımdan
Bir teselli ol, bir ömür huzur ver, sevginle şımart beni
Doldur dünyamı hiç birşeye kalmsın yer…

Yokluğunda eksikliğini daha derin duyuyorum
Kutupta kaldım sanki tirtir titriyorum
Ben sevemezken sensiz günlerin hiçbirini
Boşa geçip gitmiş günler birikmişte seneler olmuş
Ömrümden çalmadığı kalmamış sessiz sessiz geçen zamanın
Bana kalan hep yarım yamalak, yapmacık bir hayat…

Seni çok seviyorum aşkım bana hiç yokluğun olmasın emi
Hastayım sana, gel ilacım ol iyileştir beni
Bırakma sakın ellere, eller acımasız yok yere harcarlar bu teni
Harcarlar sana yangın yeri olmuş bu beni...
“Beni sen tüm keşkelere tüm rağmenlere ve tüm amalara rağmen
Hatta aslalara kafa tutarak sev” bir tek sen… bir tek sen sev beni!...

Sahi ne garip sevgili, ne garip değil mi
“Hem varsın bir dünya/Hem yoksun bir damla”
( Hem Varsın Bir Dünya Hem Yoksun Bir Damla 2 başlıklı yazı H.T. OSMANOĞ tarafından 8.04.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.