Hüzün bahçelerine düştü gözyaşı
En ırgat zamanındaydı akşamlar
Sarhoş olup köşelerde yalpalarcasına
Anason kokularına karışırdı
Her gece
Sarılırdı yavruların inleyen gözyaşlarına
Bir sigara içimlik zamanlarda…


Hüzün bahçelerine düştü gözyaşı
Bir körpenin bacaklarını solurdu zaman
İmdat çığlıkları yankılanırken duvarda
Esemesi kalmış acının tırnaklarının ucunda
Ruhunu yakarken tüm kıvılcımlar
Boş bakışlar dolaşır
Dağınık saçlarının arasında…


Hüzün bahçelerine düştü gözyaşı
Annenin hıçkırıklarıdır yüreği burkan
Kırmızı şafaklardan allıktır yüzündeki
Buz kesmiş gözyaşıdır avucuna dolan
Gözlerimde dolanır perişan silueti
Çıkmaz ortalıklara
Yırtılsa da parçalansa da elbiseleri…


Hüzün bahçelerine düştü gözyaşı
Sokaklar taşıdı tüm izlerini
Kuytularda gizlendi zaman
Zamanda kayboldu duygular
Uçurumun kenarında yaşamlar
Bir şırınganın ucunda ölüm
Parçalanan damarlar…


Hüzün bahçelerine düştü gözyaşı
İsmi belli caddelerde yaşandı hiçlik
Soludu gece bütün hararetini ırzın
Sokaklara değil, yüreklere aktı kan
Kendinden bir parçayı gömdü her vicdan
Vicdanlar satıldı at pazarlarında
Harabeye dönmüş yüreklerin arasında…


Hüzün bahçelerine düştü gözyaşı
Tutuldu kalemim
Lal oldu dilim
Kendimi bu kargaşada aradığım yerdeyim…




adem efiloğlu / bir garip ademoğlu
( Hüzün Bahçelerine Düştü Gözyaşı (2) başlıklı yazı AdemEFİLOĞLU tarafından 5/2/2009 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.