Karşılıklı hislerin gül yaprağı dökümünde için için müstahak hasretler biriktim
Gözlerim tan vakti çiy damlası
Vebal kırağında titredi kelimeler dudaklarımın kuşkonmaz ikliminde
Kelebek ürperişlerimin günahı sen
Tenezzüle tebessüm olmayışının gün doğumunda kuşkulu sevmelerinin nöbetinde
firak yaprak açtı
Zatürre muştulu kirpiklerin düşler sererken hüznüme
Sen ömrümün son geçidinde yazdan kalma mehtap,
hıçkırığıma avaz
gönlüme tipi ve yas …
Dile gelmeyen hislerin tuz basımında tebessüm kâfi gelmiyor deşilmiş yaraya
Kor sancın yüreğimi köpürmekte ve insafı yok gözlerinin
Gamzelerinde harmanlanırken hasretimin gül ağıtı, yaklaşmıyor hüznümün hasat
vakti
Noksan bırakılmış ömrün ar’afında simamda gülüşün, gözlerimde oluk oluk
hasretin
Ey güneşin örtüsü, kirpiğimin hüznü
Maalesef zayiatlarında tutuşturduğun yangın küllenmek bilmiyor
Ve nefes alınmıyor sensiz …
Tahammül mateminde kaybetti ışığını pervin yıldızı
Düşler kurdukça gözlerin ile tomurcuklandı hazan gülleri
Tutkular zindanında boynumdaki prangasın sen, bileklerimde hasret kelepçesi
Anlattıkça seni sızılı karanlığa boynu kırıldı cümlelerimin
Sen ki gülüşüm azizesi, gözlerimin efsunu
Bir bilsen ne serin sular yaktı sensiz tenimi
Ne ateşler ruhumda serinledi
Sensiz yaşanmıyor gönlüm mührü, güz güzeli...
Müsaade çıkmazında kirpik enkazındayım, tarifi yok sen sızılarımın
Toprak aşındı özünden ben sana yamalı ve yürekten yaralı
İçime doldukça zehir zemberek, bal şerbet sevdan
Ey tan vaktimin gül ağıtı
Zayıf kalbimin ritmi
Yaşanmıyor sensiz…
11152023
1551
Ramak kaldı vuslata …