Ertelenmiş düşlerdir yüreğin mafyası
Azadesi mahlasımın kayıp mısraları
Sözcüklerim dileklerin hasıdır
Acının maruzatı
Sevdam ve umut gözümün yaşıdır
Hatmettiğim ömür ne ki?
Demli tininde hüznün
Göğün köpüren yüzü
Görünmeze meyleden
İçli şarkıların yosun tuttuğu
Yüreğin de kıyısında saklı iken
Her zerresi umudun
Zuhur ettiği yasın güncesi
Yaşımın güftesi
Arzı endam eden hüzün meleği
Karaçalı iken ölüm
Maksadı anlaşılmayan ömrün
Külünde saklı zikri
Doğacaktır mademki külünden şair
Fikrine eş değer
Varla yok arası o ışığın sönük feri
Nurumdur annem niyazımdan öte
Narıdır ufkun yeter ki uzak olsun
ölüm, haneme
Derviş misali salındığım
Nice ukde içre dönük yolculuğun
kıssası
Üstü örtülü bir gün daha beklemede
Yağdı yağacak rahmetin bereketi
İle serili kaldığım ufkun
İdamesi zor olsa ne ki hayatın
İkamesi bu sevginin
Duam ve davam ve derdim
Bazen bir nakarat
Bazen sızlar iken nidalarım
Sessizlik saplı bedenime
Sarmalında günün
Bereketi olsun yeter ki
Yaşanan ömrün
Şahikasıyım evrenin
Sadık bir nefer Rabbine
Şühedasıyım dünün mutluluğun
Yasın her beş vakti
Kıldığım namazın kabulü
Huzuruna çıktığım katında Rabbin
Dergâhın konuğu bir kul
Yeniden doğar mı sahiden külünden?
Eşelediğim şu kara toprak
Son bulmadı gitti başımda esen
Rüzgârın
Sözcüklerin de
Yaygarası
Zimmetli olduğu kadar kedere
Yeter ki sonlandırsın Tanrı
Azadesiyim bilumum duygunun
Afaki haresi dem bulan ruhumun
Andıkça rahmeti ve cenneti
Dilemması şu yüreğin kürediği
Her hece her sözcük her imge
Kapıştığı kadar da yer gök birbiri
ile
Dibi gördüğümün ertesi
Nur saçan yüzüne kefilim annemin
Nidalarım sürgün
Nazım ölgün
Günüm kayıp
Şerh düşülesi hüznün
Münafık bekçileri mutluluğun
Uzağında kaldığım kadar vakitsiz
serzenişlerin
Vuku bulacak mıdır sahiden de o
mucize?
Sere serpe uzandığım Araf’ın arka
bahçesinde
Varacağım nokta izafi
Çektiğim bunca acı değil mi ki kâfi
Neşrinde kalemin
Yazılası şiirin nesrin özeti
Vakit geç oldu belli ki
Şimdi gitmeliyim ama kendimden
Varacağım son durak biliyorum ki
Kabrimden öte değildir
Hayatın solunda
Yediğim tokadın sağında
Kararan gözlerim dikilmişken kara
toprağa…