Yine geberik bir geceden yazıyorum ..Az önce yediğim sol kroşenin yıldızları saydıran uğultusu , çığlığı her neyi varsa bir anda başıma üşüştüler, kendimi güneşin merkezinde çekirdek olarak buldum.Atom altı çekirdekten söz etmiyorum. Bildiğimiz çekirdek. Hani , TV’de ailecek yeşilçam dizilerini izlerken çit çitlediğimizden.
Hah ondan işte.
Neyse ne diyordum ?
Biri beni çerez yaptı ve dişlerinin arasında
çitledi. Derimin altında yaşayan
evren kabuklarını çatlattı birden. Yara bandı da bulamadım evde . ’’ Canım sana kurban olsun ‘’
online sipariş merkezinden yardım diledim. Sağolsunlar koli bandı getirmişler.
İçimin sıkıntısından, oraya buraya kendini
atma eğilimi olan ruhumu yüzümden farketmiş
olmalılar ki, ‘’ Her an taşınmaya hazır
yüreğinizdeki kolilerde de güle güle kullanırsınız ‘’ temennisi ile bir
kağıda imza attırdılar. ( Sahte evlilik
formu muydu acaba ? diye düşünerek epeyce buna da kafayı taktım )Ama sonra fotoğraf istemediler diye pek bi
rahatladım.
Yapıştırdım sonra , en çokta ‘‘tü kaka ‘’ağzımı kapattım. Yalnızlığın vermiş olduğu maluliyetten ellerimi bağlayamadım.(En
büyük suçlu onlar aslında) Bantın markasına gözüm ilişti.
’’AŞKIM KOLİ BANTLARI ‘’
-Yüzüm gözüm yara bere/ Üflese Tanrı belki
canım bu kadar çok yanmayacaktı -
Artık gecenin ortasında
cinayet saatleri başlamak üzere. Biraz kendime gelirsem muhtemel zanlılar için spoiler vereceğim.
Hakem 10 demeden kalkıp ringdeki köşeme oturdum . (çalışma masam olur kendisi)Benim antrenörde de iş yok.( Kolay değil tabi kendinin hem boksörü , hem antrenörü olmak )
Bu gidişat iyi değil kızım dedim Sağaltmalıyım beynimi.. yazmalıyım... saymalıyım..
1. Sigmund Freud 2..Carl Gustav Jung 3. Max Wertheimer 4. Karl Spencer LASHLEY 5. Osho .....
8. Damda ki Kız ..10.Bahtiyar Bahtıkara 11. Hababam Sınıfı ..12’yi sevmedim atla..
13. The Godfather...gibi saçma sapan birşeyler geçti beynimden... Bu deneyimi geçiştirdikten sonra psikoloğun verdiği ilaçları neden çöpe attığıma hayıflandım
En iyisi bilgisayardaki resimlere takılayım dedim .Birisi çıktı karşıma.
-Kızım, bir fotoğraf karesinde bile
yan yana gelmemiş birine ne bakıyorsun sen
dedim.
Neden ve niçinlerle yıllardır meşgul ettiğim , işkencehaneye dönmüş beynim yavrusunu yemiş örümcek gibi oldu iyice. Nöronlarım
arasında elektrik akımı gitti herhalde diye düşündüm. Hemen yürek sesimi çağırmaya
gittim. Empati yapmalıyım kendimle ki üzerime
devrilen kaya parçasının altından sempatik çıkabileyim . Hemen içsel dünyama bir çomak soktum, (çomak sokmada üstüme yoktur .Rahmetli anneannem öyle derdi )
Ordinaryus Prf. *lethe* yi çağırmaya gittim. Gelmedi .
Aslında valiz dolu ama içim boş çuvala döndü az önceki ring
savaşından .
Anneannemi haksız çıkarmanın keyfi ile bıyık altı gülümsedim :
-Kalk kızım kendine bir kahve yap,
namın yürüsün dedim.
‘’ Ay Lav Yu ‘’ marketten aldığım
2’si 1 arada yaptım ( biri O’na )
Serçe parmağımı zarif bir şekilde
kaldırarak, kupamla banyoya geçtim. Aynada ki aksimi görünce kendimden korktum, çamaşır makinesine kilitledim beni. Beyazlarla
siyahları ayırmamış mıyım, yoksa çamaşır
suyumu dökmüşüm hatırlamıyorum, uzun bir programda griye dönüştüm. ( Biri gelip beni burdan
çıkarsın )
..............?
Ne ara salona geldim ben ? Parkelere dökülen kahveden
anladım , zıplamışım. (İnşallah
balkonun kapısı kapalıdır ! )
Yarın silerim boşver diyerek birikintiyi teğet geçtim. Bir baktım ellerimde bir soğukluk. Demir balkon korkulukları..Tanrım yaaaaa !
Daha ona öbür yanağımı
uzatacaktım.
-Lütfen biri mezar taşıma yanlışlıkla öldü yazsın –
*lethe*