Yıldızın Ölümü
YILDIZIN ÖLÜMÜ


''Arzuladığı her şeyde ölümsüzdür insan, korktuğu her şeyde ise ölümlü.''
Seneca  /Yaşamın Kısalığı Üzerine,


Karlı dağların yamacında
şafağın rengi atmadan,
son yıldız da kaydı gök kubbesinden.

Evrenin sonsuzluğuna süzülerek,
bilmem kaç kozmik yılın
keyfini sürmenin verdiği rehavetle,
yorgun
ve can çekişerek.

Güneş
sarmalarken yer yuvarlağını,
milyonlarca tohumdan döllenen
gözbebekleri,
merhaba derken hayata;
bakacak şaşkınlıkla,
Dünya’nın
çelişkilerindeki bu devri âleme.

Gücü ne kadar yüceydi,
dünyayı
allak bullak edip
değiştirirken.
Çabası neden daha az peki,
kendine hükmetmeye?

Oysa ne kadar kolaydı
bakmasını bilseydi
içindeki aynaya,
tutsak olur muydu hiç
kendi neslinin
yarattığı bu karmaşaya?

Birazdan Güneş,
ışığını yavaş yavaş çekerken
gecenin karanlığı
binecek üstüne.
Düşüncelerindeki açmazı fark ettiğinde;
ne kadar geç kaldığını
kim bilir nasıl,
ne zaman anlayacak?

Bir kozmik yılın
milyonda biri dolmadan,
sürecek bir ömrün telaşesiyle;
bir beden daha
devrilecek,
bir beden daha yaşama ayaklanacak!

Karlı dağların yamacında,
yeni şafakların sancısı
tutuşurken gök kürenin sonsuzluğunda;
acılarıyla tükenerek
kendi türküsüyle,
hiçliğin içinde,
maddeden enerjiye mi dönüşecek?


Ali Arslan
( Yıldızın Ölümü başlıklı yazı Ali Arslan tarafından 14.04.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.