M. NÝHAT MALKOÇ

Sýcaklarýn dereceleri zorladýðý bu yaz günlerinde Ýslam dünyasý ve bütün Müslümanlar ramazanýn rahmet ve bereket ikliminde serinliyor. Bu mübarek ay’ý layýkýyla idrak edenler nice sevaplar kazanarak onun manevî bereketinden hakkýyla istifade edeceklerdir. Fakat öyle kiþiler de vardýr ki onlar oruç tutarlar ama tuttuklarý orucun kendilerine bir faydasý olmaz. Çünkü o kiþiler gýybet ve koðuculuk yaparlar, böylece insanlarý birbirine düþürürler. Rasûlullah(sav) buyurdular: “Nice oruç tutanlar vardýr ki, orucundan kendisine kuru bir açlýktan baþka bir þey kalmaz! Geceleri nice namaz (teravih ve teheccüd) kýlanlar vardýr ki, namazlarýndan kendilerine kalan, yalnýz uykusuzluktur.”(Ýbn-i Mâce, Sýyâm, 21) Allah bizleri böyle insanlarýn zümresine dâhil olmaktan uzak tutsun. Zira bu durum manevî iflastan baþka bir þey deðildir. Ýyi düþünülürse anlaþýlýr ki manevî iflaslar maddi iflaslardan daha iç acýtýcýdýr. Zira maddi kayýplarýnýzý, gecenizi gündüzünüze katýp daha çok çalýþarak tekrar elde edebilirsiniz. Fakat manevî kayýplarýn kulu götüreceði son nokta ne yazýk ki cehennemdir.

Ramazaný kýymetli kýlan sebeplerden biri de kutsal kitabýmýz olan Kur’an-ý Kerim’in bu ayda indirilmeye baþlanmýþ olmasýdýr. Cenâb-ý Hak þöyle buyuruyor: “Ramazan ayý, insanlara yol gösterici, doðrunun ve doðruyu eðriden ayýrmanýn açýk delilleri olarak Kur’an’ýn indirildiði aydýr. Öyle ise sizden ramazan ayýný idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa (tutamadýðý günler sayýsýnca) baþka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylýk ister, zorluk istemez. Bütün bunlar, sayýyý tamamlamanýz ve size doðru yolu göstermesine karþýlýk, Allah’ý tazim etmeniz, þükretmeniz içindir.” (Bakara, 185)

Resulallah Efendimiz ramazan ayýný ve bu ayda tutulan orucu çok önemsemiþtir. Onun ramazan ve oruç hakkýnda nice güzel sözleri ve müstakil hutbeleri vardýr. Ashaptan Selman-ý Farisi Radiyallâhu Anh anlatýyor: Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem, Þaban ayýnýn son gününde bize okuduðu bir hutbede þöyle buyurdu: “Ey insanlar, büyük ve mübarek bir ay yaklaþtý, gölgesi baþýnýza geldi. “Bu öyle bir aydýr ki, içinde bin aydan daha hayýrlý olan Kadir Gecesi vardýr.” “Allah o mübarek ayýn gündüzlerinde orucu farz, gecelerinde nafile namazlarý meþru kýldý.” “Bu ayda küçük büyük bir hayýr yapan insan baþka aylarda bir farz eda etmiþ gibi sevap alýr.” “Bu ayda bir farzý yapmak, baþka aylarda yetmiþ farz yerine geçer.” “Bu ay Allah için açlýk ve susuzluðun, taat ve ibadetin meþakkatlerine sabýr ve tahammül ayýdýr. Sabrýn karþýlýðý da cennettir.” “Bu ay yardýmlaþma ayýdýr, bu ay müminlerin rýzkýný arttýracak aydýr.”  “Bu ayda her kim oruçlu bir mümine iftar edecek bir þey verirse, yaptýðý bu iþ günahlarýnýn baðýþlanmasýna ve Cehennemden azat olmasýna sebep olur. Oruçlunun sevabýndan da hiçbir þey eksilmeden onun kadar sevaba kavuþur.”

Her biri manevî bir yýldýz olan ashaptan bazýlarý bu sözleri duyunca, yoksulluklarýný düþünerek “Ya Resulallah, hepimiz oruçluya iftar edecek bir þey bulup verecek durumda deðiliz” dediler. Bunun üzerine Resul-i Ekrem Efendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellem, “Allah bu sevabý bir tek hurma ile, bir içim su ile, bir yudum süt ile oruçlu mümine iftar ettirene de verir” buyurdular ve hutbelerine þöyle devam ettiler: “Bu ayýn baþý rahmet, ortasý maðfiret, sonu da Cehennemden kurtuluþtur.” “Bu ayda her kim kölesinin (iþçi ve hizmetçisinin) iþini hafifletirse Allah onu affeder ve Cehennemden uzak tutar.” “Bunun için bu ayda þu söyleyeceðim dört hasletten ikisi ile Rabbinizi razý kýlarsýnýz, diðer ikisinden ise hiçbir vakitte ayrý kalamazsýnýz: “Rabbinizin rýzasýna sebep olan hasletlerin birisi, kelime-i þahadete devam etmeniz, diðeri de Allah’tan maðfiret dilemenizdir. Vazgeçemeyeceðiniz iki hasletin biri Allah’tan Cenneti istemek, diðeri Cehennemden Allah’a sýðýnmaktýr.” “Her kim oruçluya bir yudum su verirse, Allah da ona benim mahþerdeki havuzumdan öyle bir su içirecektir ki, Cennete girinceye kadar bir daha susuzluk çekmeyecektir.”[et-Tergib ve’t-Terhib, 2:94-95]

Ne kadar mühim bir ayda olduðumuzun idraki içerisinde oruçlarýmýzý tutmalý, teravih ve vakit namazlarýmýzý kýlmalý, þükrümüzü layýkýyla eda etmeli, soframýzý fakirlere açmalýyýz.