İyi yalan bu yalan, fili yuttu bir yılan...
Herşey vakte bakarmış, vakit birşeye bakmaz...
Mevkisini yüceltir vakti değerli kılan...
Irmak yatağa akar rüzgar yönüne akmaz...
Aklın alınmasın da, Allah canını alsın...
Sakal ile olsaydı keçiler de çelebi...
Her doğruyu söyleme, doğru zamanı bulsun...
Kavrulurken gitsede kabukludur leblebi...
Göz görür gönül ister, mart yağar nisan diner...
Gönlü olan bir çoban süt çıkarır tekeden...
Ağaca çıkan kedi yemek vaktinde iner...
Herkese şaka yapma, eşek ölür şakadan...
Atı suya götürsen içiremezsin suyu...
Gitmez gönülsüz köpek sahibiyle hiç ava...
Çomakları saklarlar akıllı deli huyu...
İkna etmektir esas ehemmiyetli dava...
Gönül çocuk gibidir ister her gördüğünü...
Dervişin fikri neyse elbet zikri de odur...
Allah hayır edermiş ki hayra yorduğunu...
En çok meyveyi veren ağaçlar kalır bodur...
Sabahın kızıllığı akşamları kış eder...
Akşamın kızıllığı sabahları güz eder...
Beşir edemese de, yiğit iyi iş eder...
Menzili pak olanlar yokuşları düz eder...
Bir gönüllü iyidir gönülsüz bir sürüden...
İki çeyrek bir yarım, iki yarım tam eder...
Yabancı olan kişi korkar köyde börüden...
Acemi olan çiftçi olgunları ham eder...
Bekarlık evlilikten hastalıklar sağlıktan...
Züğürtlük zenginlikten iyi diyorsa yalan...
Düz güzergah var ise geçmeyesin dağlıktan...
Namert ölse kin kalır, yiğit ölse nam kalan...
Malı mülkü zaptetmek deli zaptetmekten zor...
Paran pulun var ise çoktur elbette kulun...
Zengini fakiri de Allah iyi biliyor...
Yoksa pulun eğer ki en genişi dar yolun...
Benzer benzer yaz olur, çok benzerse kış olur...
Verirsen iyi kırkı, kalmaz imiş hiç korku...
Fakir gönlü zengindir onda anlayış olur...
El elin eşeğini ararken söyler türkü...
Akçe bir murat için birde inat içinmiş...
Altın anahtar varsa açar herbir kapıyı...
Akçeleri çok iken iki düşman geçinmiş...
Gülerek oynayarak paylaşırlar tapuyu...
Cebi dolu olanın keyfi beğde bulunmaz...
Kırk hırsız toplansa da bir çıplağı soyamaz...
Mızrak çuvala konmaz, ağadan kız alınmaz...
Kız gönülü hoş eder, dul avrada doyamaz...
Taze gelin hamuru nazlı nazlı yoğurur...
Mevla bilir sırrını karanlıktaysa helva...
Tenhada gebe kalan aşikarda doğurur...
Falcı ilhamın alır destan yazdırır telve...
Uşağı işe koşan kendi ardına düşer...
Pehlivanı yenersin, yenilirsin cazgıra...
Yanılmayan kul yoktur, beşer yanılır şaşar...
Herşeye itimat et, tek güvenme rüzgara...
Namaza meyli yoksa ezanı hiç duyar mı!
Güzel nerde idiyse, orda hep kavga olur...
Demircinin çekici sahibine kıyar mı...
Çirkin karı yaşatır, güzel seven tez ölür...
Kadın deniz gibidir bitmez üzüntü sevinç...
Çirkin kadın ev toplar, güzel bin kapı gezer...
Çirkin olsun çalışkan olması sana avunç...
Güzelin gezmesinden benim ben diyen bezer...
Değirmenin ününden veyahutta unundan...
Aş taşarsa kepçenin pahası kırk kat olur...
Yağışlı gün bilinir sızar yağmur donundan...
Yola düşen yolcunun yavuklusu at olur...
Aç kurt ayrım gözetmez aslana da saldırır...
Ağanın malı çıksa uşağın canı çıkar...
Açlık birşey tanımaz tüm ayıbı kaldırır...
Boşuna denilmemiş aç köpek damı yıkar...
Adam hacı mı olur varmak ile Mekke’ye!
Yaşlanmış eşeklerde yıllanmış zeka durur...
Eşek derviş mi olur, taş çekmekle tekkeye...
Damlaya damlaya göl, damlamazsa tez kurur...
Alimler buyuruyor felek gelmez meşrebe...
Tersine yorumlanır düşte kötü görünen...
Susuzluğu gidermez su dolu bir maşrapa...
Ne kadar asil olsa yılandır hep sürünen...
