Ağlatmayın Türküler
Buralarda ince bir sızı olur dolanır içime bu türküler.
Bir bakarsın yel olur birdenbire gelirler,
bir bakarsın el olur kaybolup giderler.
Sevda yüklü bir gelip bir giden sevgililer gibidirler.
Ağlatmayın beni böyle türkülerle, ağlatmayın siz ey türküler.

Kösepınarın’da Ay neden her akşam böyle erken doğar.
Sisli bir karanlığın içine kıvrılarak düşer,
kırık bir parça halinde kapanır üzerime.
Dillerinde şimdi yanık türküleri var,
yılların susamışlığıyla tutuşur,
düşer her bir türküden.
Düşer damla damla kanayan yüreğimin içine,
her gece buralara, her gece bu gökten üzerime dökülür.

Bu dağlarda ağlar,
geçmiş bu kayalarda,
ışığa hasret,
nice hayatlarda çoğalır yok olup giderler.
Bir fakir çobanın kavalından çıkan sesle,
geceleri benim yüreğim infilak eder;
uzaklaşır hüzünlerim,
gider Anavarza ‘dan Kozan’a
başka bir zamana havalanırlar.
Bir kadının bir zamanlar can katan sütüyle dolan,
şimdi tarih olan taş heykellerin,
şehvet sunan memelerine üşüşürler.
Yükselir dururlar beraber;
eski bir aşk hikayesini bırakarak arkalarında,
göğün mavi kafesinde aklanarak yücelirler.
Ağlatmayın burada beni yalnız,
beni buralarda bırakmayın ıssız.
Ağlatmayın beni böyle türkülerle,
ağlatmayın siz ey türküler.

Bir hatıralar yumağıdır geçmiş,
kamaşır ve şavkır.
Sanki bir bilmece;
tüm ihtişamıyla uzanır karşımda bir tarih; Karatepe,
sıra sıra kitabelerde dizilirler.
Yansırlar ince yaprakları arasından,
yemyeşil çam kokulu dallardan,
süzülen kuğular gibidirler suyun üzerinde,
kendi kendilerine mırıldanırlar.

Yaprak yaprak tarihin sayfalarından,
saklanan geçmişlerini açar her biri,
eklenir zincirlere halkalar.
Pırıl pırıl parıldarlar gecelerin kör karanlıklarında,
gökten Ay doğdu sanırsın o an.
İnsanın içini alev alev kavurur,
birer birer dökülen bu türküler.

Ağlatmayın,
ağlatmayın beni şimdi.
Üzerime üzerime devrilen,
serin yayla yağmurlarına hasret,
Çukurova’nın nemli bulutlarına sararak beni,
Savrun ’un kıyısında her gece tam da bu vakitler.
Ağlatmayın beni böyle türkülerle,
ağlatmayın siz ey türküler.

Ali Arslan
( Ağlatmayın Türküler başlıklı yazı Ali Arslan tarafından 15.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.