Gittim Ben En Çok Da Kendimden...





Yazasım yok ve sevesim yok kendimi

Mağdur düş çekimleri

Aşka ihanet edilesi bir paralel evrende

Kaçıncı evresindeysem artık yüreğin kilinden

İnşa ettiğim kumdan kaleleri

Yerin dibine gömdüğümden midir ne

Uzamında hasretin

Ah, be muallim:

Bir kerecik bile olsa sevebilseydim kendimi…

 

Mahcup bir rengim:

Alı al moru mor çalınmış hayallerimin

Neyine rağbet ediyorsa artık ahvalim…

Köpüren deniz değil kopan ip filan da değil.

Ruhumun mayın tarlasında seken sözcüklerim dünde kaldı.

İklim savdı savalı sırasını kıştan geriye bir avuç kül kaldı.

 

Göğün münferit sınırları

Sırlarla örülü sırma saçı

Yalnızlığımın da bakaya kalan son sırdaşı

Bir ben ve bir ben daha ekledim mi,

Adımın son harfine

Kazada kurtulan değil ne yazık ki

Matemimle örülü kırgın kalemime anlam yüklediğim

Bir tevazu bir tereddüdün tahlilinde

Taziyelerimi sunduğum zaaflarım

İçine koyduğum zarfın da mührü

Sırra kadem basan imgelerin dünürü

Sözcüklerin çıtası yükselirken günbegün

Teşhir ettiğim duyguların akıbeti

Saklı sırların kehaneti

Falımda çıkan yangın

Kâhinin dilber yüreği

Davamın temyize gittiği

Mahkeme duvarı iken insanların siluetleri

 

Ölümü gör ki, muallim

Sonsuzluk iken öncesinde tek dileğim

Ayrı düştüğüm kadar kendimden

Kalemime methiyeler filan da hediye etmiyorum artık dünden

Kalan son sıfatım

Zayi oldu umudum anılarım

Zırnık veremezken içimdeki sebile

Yağan nurun

Akmayan çeşmenin kurumuş dudakları

 

Dudak payı bırakırken geride

Bir dudağı yerde bir dudağı gökte

O lalanın

Hâkimiyet nasıl ki güçlünün elinde

Bir ederim yokmuş meğer

Edimlerim ve sökülen hayallerim

Nasıl da derbeder

 

Mavi gözlü yârim, sultanım

Dünya denen tek gezegende beni karşılıksız seven

Tek insan ayaklarının altına serili cennetin

Annemin müptelası, soluk ışığı

Göğün

Her karartı bir isyan

Her sitemse sevdiklerime

Sevdiceğim sarmalında aşkın

Kanadığı kadar kalemin

Artık tek hülyası var iken kemale erdiğim filansa yalan

Arif olan dahi anlamazken

Akışkan hüzünde sür-git isyan

 

Bir rengin iz düşümü

Gecenin kehaneti solan yüzümün yüz ölçümü

Diklendiğim kaderin vasfı

Arz ettiğim kadar ruhumu yalnızlığımı

Bir lanetten de öte

Bir kehanette saklıyım

Kabrime yakın kulluğuma binaen

Kalıbımı bastığım bir şiirin

Hulasası havsalasından taşan

İmgelerin rüzgârı hızını kesti keseli

Gittim ben hem de nasıl en çok da kendimden

 

 


( Gittim Ben En Çok Da Kendimden... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 3.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.