Atışma açmış Berlin, halkanın öksüz eri,
Heceyi kafiyeyi, öğretiriz demişler;
Küçük bebekler gibi, tutuşmuşlar elleri,
Harun’un akademi, eremeden ermişler.
Yutulmuş hesab(P) bile, yanlışları göremez,
Hani sorsak hesabı, hesap bile veremez.
Daha talim ederken, içeriye giremez,
Bildikleri ne varsa, seremeden ermişler.
Gülcan Berlin ve Mısra, yemek işinde
mahir,
Kaybolursa ayaklar, edilir mi hiç tehir,
Ustaya kafa tutmak, bildikleri var zahir,
Nokta virgül menzile, varamadan ermişler.
De da olan bağlaçlar, kökünden ayrılmamış,
Dedikodu yok bizde, hiç kimse gayrılmamış,
Edepsizler harici, kimseler savrulmamış,
Daha şu evimize, giremeden ermişler.
Uzaktan gülüşmüşler, görünüyor dişleri,
Sanırım bütün bunlar, Harun beyin işleri,
Ara sıra çevirin, yakmayınız şişleri,
Pişirdiği şiiri, karamadan ermişler.
Kıymetli dost Harun’a, nice dersler verdik
biz,
Kafa tutan kim varsa, defterini dürdük
biz,
Aklı virana düşmüş, nelerini gördük biz,
Şiirin sefasını, süremeden ermişler.
Bıraktım sizi size, eğlenin hele biraz,
Bu sene bol olacak, çok yeriz dallar
kiraz,
Daha çok çalışınız, asla etmem itiraz,
Sözlükten kelimeler, aramadan ermişler.
Edebiyat evidir, sen ben değil burası,
Burası şairlerin, şan bulduğu şurası,
Hem şiir yazanların, ebediyet tuğrası,
Âdem olandan gayrı, göremeden ermişler.
Âdem Efiloğlu