Ellerin  Dert  Görmesin  Öğretmenim.--1. Bölüm--

I. FASIL: SİVAS SANAYİ MEKTEBİ NASIL SİVAS KADIN AÇIK CEZA İNFAZ KURUMU OLDU?
1994-1995 Öğretim yılı.
Yer: Kocaeli Akmeşe Yatılı İlköğretim Bölge okulu.
******
(Öğrencilerin adlarını yanlış hatırlıyor olabilirim. Zaten adlarının pek de önemi yok bu tamamen gerçek olan anıda. )
***** Kafamı her zamanki gibi dosyaların içine daldırmış harıl harıl öğrenci devam- devamsızlıklarını işliyordum ki telefon acı acı çaldı. Acı bir şey duyacağım zaman bu namussuz telefonun sesi değişiyor muydu ne?
-Alooo Akmeşe Yatılı İlköğretim Bölge Okulu mu?
- Evet hanımefendi buyurun.
- Müdür Bey ya da idarecilerden biriyle görüşebilir miyim?
- Ben Müdür Başyardımcısı Sami Biberoğulları. Buyurun sizi dinliyorum.
-Hocam ben Sivas Cezaevinden arıyorum. 5. Sınıf öğrencilerinizden Cemil’in annesiyim. Cemil'le görüşebilir miyim?
Sivas Cezaevi mi? Haydaaaa. Hayatımda ilk kez bir cezaevinden aranıyordum. Tabii ki bir öğrencimin annesinin ne işi vardı cezaevinde? O da işin ayrı tarafı.
Ceza evlerinde telefonla konuşma süresinin kısıtlı olduğunu bildiğimden kadıncağıza ‘’az bekleyin ben hemen çağırıyorum’’ dedim ve tam odamın karşısındaki 5. Sınıfın kapısını çaldım. İçerideki öğretmen arkadaşa Cemil’i istediğimi söyledim ve onu alarak sınıftan çıktım. Güya Cemil’e sürpriz yapacaktım. O bakımdan sadece ‘’ Sana telefon var. Gel konuş. ‘’ dedim ama annesinin aradığını söylemedim.
Bir kaç saniye sonra Cemil telefonu eline aldı ve almasıyla paat diye kapatması bir oldu.
-Ne oldu Cemil? Niçin kapattın? Niçin konuşmadın?
-Benim o kadınla konuşacak bir şeyim yok.
- Yani annenle?
-O benim annem değil.
-Niye ne yaptı ki?
-Boş ver öğretmenim. Ben sınıfıma gidebilir miyim?
-Peki sen bilirsin. Git bakalım.
Dedim ama içime bir sancı girdi. Nasıl olur da bir çocuk annesinden bu kadar nefret ederdi? Çünkü Cemil’in gözleri nefretle bakıyordu. Bunun sebebini mutlaka bulmalıydım.
Az sonra telefon tekrar çaldı.
-Hocam Allah rızası için bir şeyler yapın. Kaç yıl oldu konuşmuyor çocuklarım benimle. Ne Cemil ne Şaban…Ne olur bir şeyler yapın. İki dakika seslerini duyayım yeter.
- Şaban da mı konuşmuyor sizinle?
-Evet Hocam. Şabanı da sanırım Cemil konuşturtmuyor.
Şaban Cemil’in küçüğü. O birinci sınıfta.
-Hanımefendi siz hiç merak etmeyin. Suçunuz ne olursa olsun neticede siz bir annesiniz ve çocuklarınızın hiç olmazsa sesini duymak en tabii hakkınız. Ben sizi evlatlarınıza mutlaka kavuşturacağım. Size söz veriyorum. Yalnız bana iki gün müsaade edin. İki gün sonra tam bu saatte arayın. Oğullarınız mutlaka konuşacak sizinle.
-Allah Razı olsun hocam. Allah sizi evlatlarınıza bağışlasın. Hocam inanın bana hiç bir suçum yok benim.
‘’ Hadi len ordan..Hiç bir suçu yokmuş. Kim bilir ne halt yedin ki içeri attılar seni ‘’ diyorum. Tabii ki içimden.
****
Mesele kafama takılmıştı bir kere. Bu sorunu mutlaka çözmeliydim. Bu arada kafama bir başka konu daha takılmıştı: Daha önce konferans vermek için bir erkek cezaevinin içine girmiş ve nasıl bir şey olduğunu görmüştüm ama bir kadın cezaevi nasıl bir şeydi acaba?
Sizlere garip gelecek belki ama ilk iş olarak bunu araştırmaya başladım.
Aman Allah'ım ! Cemil ve Şaban'ın annesinin mahkum olarak yattığı ceza evi meğer vakt-i zamanında cezaevi değil okulmuş. Hem de taa Sultan II. Abdülhamit döneminden kalma bir okul. Adı da Sivas Sanayi Mektebi imiş ve lise düzeyinde eğitim veren bir okulmuş. (Okul Hamidiye Mektebi olarak da biliniyor.)
Evet, Bu okul 1903 Yılında Sultan II. Abdülhamit'in talimatıyla zamanın Sivas Valisi Reşit Akif Paşa tarafından yaptırılmış yatılı bir okulmuş.
Şu ilginçliğe bakar mısınız? Cemil ve Şaban yatılı bir okulda okuyorlar, anneleri ise zamanında yatılı bir okul olan bir hapishanede mahkum...
Evet, zamanında bir yatılı mektep olarak yapılan, İlk Ziraat ve Sanat sergisinin dolayısıyla da Osmanlı Devletinde ilk ulusal fuarın yapıldığı okul 1932 yılında Bölge Sanat Okulu olarak faaliyetine devam etmiş ve bu şekilde 1961 yılına kadar gelinmiş. Bu süre içinde okula yeni atölyeler de ilave edilmiş ki özellikle bu okulda üretilen Sivas halıları dünyaca meşhurmuş.
1961 Yılından itibaren hangi akla hizmet bilinmez bu güzel ve tarihi okul, Sivas Yarı Açık Cezaevi olarak kullanılmaya başlanmış.
[ O günlerde bu kadar bilgi edinmiştim. Sonraki yıllarda öğrendiğim kadarıyla 2019 Yılına kadar Sivas Yarıaçık Cezaevi olarak kullanılan bina daha sonra restore edilerek müzeye çevrilmiş fotoğraflarda da gördüğünüz gibi. ]
Cemil'in annesinin nasıl bir cezaevinde olduğunu öğrenmiştim. Öğrenmem gereken diğer husus ise kadının niçin hapiste olduğu idi. Ne yapmıştı? Nasıl bir suç işlemişti ki hapisteydi? Bu sorunun cevabını ancak ve ancak Cemil'in köylüsü olan okulumuz katibi İbrahim verebilirdi.
İbrahim'i bulup sordum.
-Yahu İbrahim. Şu sizin köylü Cemil var ya, hani 5. Sınıfta olan. Onun annesi niçin hapiste? Kadıncağız telefon etti ama Cemil konuşmadı onunla.
- Hocam Cemil’in annesi , Cemil’in babasını öldürdü.
-Aman Allah’ım neler duyuyorum. Bir de’’Benim suçum yok.’’ diyor namussuz karı.
-Yok Hocam…Kadının gerçekten de suçu yok.
Hem kocasını öldürmüş hem suçu yok? Mantığım kabul etmemişti böyle bir şeyi.
İbrahim anlattı...
Ne mi anlattı?
Gelecek bölümde inşallah...
( Ellerin Dert Görmesin Öğretmenim.--1. Bölüm-- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 22.11.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.