1 Osmanlı’nın Gizli İmparatorları—ı. Bölüm: Abraham Salamon Kamondo Ve Kamondo

Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 9.01.2023
Okunma Sayısı : 499
Yorum Sayısı : 6
Osmanlı’nın  Gizli İmparatorları—ı.  Bölüm: Abraham  Salamon Kamondo Ve  Kamondo
OSMANLI’NIN GİZLİ İMPARATORLARI—I. BÖLÜM: ABRAHAM SALAMON KAMONDO VE KAMONDO AİLESİ.
‘’Osmanlı Devleti’nin yıkılışında payı olan Yahudiler kimlerdir?’’ Diye bir soru sorsak az buçuk mürekkep yalamış herkes iki isimden bahsedecektir: 1- Teodor Herzl 2- Emmanuel Karaso. Oysa bu ikisi devede kulaktır. Osmanlı Devletinde adeta devlet içinde devlet kurmuş olan Yahudileri neredeyse hiç kimse bilmez. Çünkü karda yürür izlerini belli etmez bunlar. Ya da o izlere baktığınızda bu ülke için çok faydalı işler yapmış olan (!) hayırsever insanların(!) izlerini görürsünüz. Öyle ki onlardan birinin ölümü üzerine ülkede genel yas ilan edip cenazesini devlet töreniyle kaldırırsınız.
Evet... Bir Yahudi banker’in ölümü üzerine dükkanları kepenk kapattırır ve cenazesini devlet töreniyle kaldırırsınız ama o Yahudi bankeri bugün bu ülkede bilen- tanıyan neredeyse hiç kimse yoktur.
Kimden mi bahsediyorum? Yahudi banker Abraham Solomon Kamondo’dan bahsediyorum. Ya da pek çok Müslümanın İbrahim Süleyman Efendi diye sevip bağrına bastığı hayırsever(!) bir ihtiyardan... Yahut da İtalyan Milli Birliğinin kurulmasındaki payından dolayı İtalyanların Kont ilan ettikleri Kont Abraham Salamon de Kamondo’dan... Hiç duymuş muydunuz bu ismi?
Pek çok Yahudi aile gibi Kamando ailesi de 1492’de II. Bayezıt tarafından, İspanya Kralı Ferdinad ve Kraliçesi İzabella’nın zulmünden kurtarılarak Osmanlı topraklarına getirilmiş olan Yahudilerdendi. Bu ailenin bilinen en eski ferdi Haim Kamando adlı bir sarraftı.
Yazımıza konu olan Abraham Salamon Kamando, Haim Kamando’nun oğlu olarak 1781 yılında İstanbul’da dünyaya geldi.
1815 Yılında ağabeyi İsaac ile Osmanlı Devletinde ilk modern anlamdaki banka olan ‘’ Kamondo Bankası’’ ya da bilinen adıyla ‘’ İsaac Kamondo ve Şürekası’’ nı kurdular. Böylece artık Osmanlı Devletinde bankerlikten bankacılığa geçiş de başlamış oldu. ( Daha sonra 1856’da kurulacak olan Osmanlı Bankasının da kurucuları arasındadır Salamon Kamondo.)
Bu arada 1826’ da Yeniçeri Ocağının kaldırılmasıyla bu ocağın finans kaynakları olan tüm Yahudi bankerleri ya sürgüne gönderilip ya da hapse atılırken hatta içlerinde öldürülenler bile varken ilginç bir şekilde Kamondalara dokunan olmamış, onlar İstanbul’un adeta tek banker ( ya da bankacı ) kurumu olarak ayakta kalmışlardı ki bu durum Kamondo ailesinin kısa sürede sarayda bile oldukça önemli bir nüfuz elde etmesini sağlamıştı. (Yaniçeri ocağının kaldırılmasından sonra mesela banker Bohor Carmona idam edilmiş, Zorana ailesi ise sınır dışı edilmiş ve mallarına el konmuştu. )
1832’de İsaac Kamondo öldü. Herhangi bir evladı olmadığından tüm mal varlığı kardeşi Abraham Salamon’a kaldı.
Abraham Salamon abisinden kalan mal varlığının da üstüne konunca adeta krallar gibi yaşamaya başladı.
Osmanlı Devleti 1853’de ilk kez Kırım Savaşı sırasında dış borç ile tanıştığı gibi bu savaştan sonra ülkede artık Kamondo ailesinden yüksek faizle borç almayan neredeyse hiç bir paşa kalmamıştı. Mesela Tanzimat-ı Hayriye diye yutturulan sözde hayırlı düzenlemelerin mimarı Mustafa Reşit Paşa, onun yetiştirmeleri olan Ali ve Fuad Paşa sık sık Kamondoların kapısında ‘’ Borç’’ diye boyun bükenler arasındaydı ve söylemeye hacet yok verilen her borç ile birlikte Kamondolara bir sürü imtiyaz sağlanıyordu ki mesela Osmanlı Devletinde mülk sahibi olma hakkını ilk elde eden azınlık işte bu Yahudi Kamondo ailesi olmuştu. Ayrıca Kamondoların devletin önemli kadrolarına kendi menfaatlerine yakın kişileri tayin ettirmekte hiç de zorlanmadıklarını söylemeye hacet yok sanırım.
Osmanlı Devleti yöneticileri üzerindeki etkileri sayesinde Abraham Salamon Kamondo, Şirket-i Hayriye (Deniz Hatları Vapurculuk AŞ) ve Dersaadet Tramvay Şirketi'nin en büyük ve önemli hissedarları arasındaydı.
Abraham Salamon Kamondo ya da Türklerin Hayırsever İbrahim Süleyman Kamondo Efendi diye de tanıdıkları bu kişi kısa süre içinde bir sürü mülk edindi İstanbul’da. Bunların başlıcaları şunlardı:
*Kasımpaşa'daki Kuzey Deniz Saha Komutanlığı ( Kamondo Sarayı--- 23 Aralık 1876’da İngiltere , Fransa, Rusya, Prusya ve Osanlı Devleti'nin katıldığı ve Balkanlardaki Osmanlı eyaletlerinin yönetim koşullarını düzenlemek(!) amacını taşıyan Tersane Konferansı bu binada yapıldı. Aynı gün tahta daha yeni çıkmış olan II. Abdülhamit,Meşrutiyeti ilan etmek zorunda kaldı. )
*Galata Residence
*Serdar-ı Ekrem Sokak'taki Kamondo Hanı
*Meşrutiyet Caddesi'ndeki Büyükada Han
*Karaköy'de Saatçi Han
*Latif Han
*Lacivert Han
*Yakut Han
*Kuyumcular Han
*Lüleci Han
*Gül Han
*Bankalar Caddesi'ndeki Kamondo Merdivenleri ( Torunlarının okudukları okula daha kestirme ve zahmetsiz bir şekilde gidebilmesini sağlamak için yaptırmıştı bu merdivenleri. Bu merdivenlere ‘’Aşk Merdiveni de denir. Neyin aşkıysa artık...)
Dilimizdeki ‘’Kodaman’’ kelimesi de aslında ‘’ Kamondo’’ kelimesinin bozulmuş halidir.
Abraham Salamon Kamondo aynı zamanda İstanbul’un bir Avrupa kenti görünümünü alması için de çok uğraşmıştı ki zamanında 6. Daire denilen Beyoğlu Belediyesini kurduran ve özellikle Galata ve Beyoğlu merkez olmak üzere İstanbul’un bu bölümünü bir Avrupa kenti görününümüne sokan da oydu. (İstanbul onun zamanında ‘’Daire ‘’ adı verilen 14 Belediyeye ayrılmıştı. Beyoğlu 6. Daire olarak Salamon Kamondo’nun gayretleriyle kuruldu.)
Abraham Salamon Komondo, Müslümanların hakimiyetindeki topraklarda yaşayan Yahudilerin eğitim bakımından oldukça geri olduğunu gördü. Daha doğrusu bir başka Yahudi para babası olan Rotschildler, İngiltere başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde Yahudi okulları açmaya başlayınca Abraham Salamon da Doğuyu ele aldı ve Türkiye’de, İstanbul’un Hasköy semtinde Yahudi Enstitüsünü açtı.
Yahudi Enstitüsü, Osmanlı topraklarında açılan ilk laik okuldu. İşte bu sebeple de aşırı dindar hahamlar Abraham Salamon’a şiddetle karşı çıktılar ama hem çok parası hem de doğrudan doğruya devlet gibi bir arkası olan bu kişiyle başa çıkmaları elbette mümkün değildi.
Abraham Salamon Kamondo’nun açtığı laik nitelikli okul zaman ilerledikçe İstanbul, İzmir , Selanik gibi Osmanlı şehirlerinde klasik eğitim veren mahalle mektepleri yanında Avrupai bir eğitim veren mekteplerin doğmasına sebep oldu. ( Mesela Mustafa Kemal Atatürk önce Mahalle Mektebine daha sonra Şemsi Efendi’nin açtığı Avrupai tarzda eğitim veren mektebe gitmişti.)
1860’lı yıllara kadar Abraham Salamon Kamondo’nun işleri tıkırındaydı ama bu arada Osmanlı Türkleri hâlâ uyurken Osmanlı Rumları ve Ermenileri uyanmışlar ve bankerlik işlerine başlamışlardı. Bu durum Salamon Kamondo’nun hoşuna gitmedi. Rakipten pek hoşlanmıyordu. Öte taraftan dünya Finans Merkezi Paris’ti. İstanbul’u asla ihmal etmemek kaydıyla Fransa’ya gitmeye karar verdi. Ancak Fransa’ya gitmeden önce İtalya’ya geçti 1869 Yılında.
Abraham Salamon Kamondo İtalya’ya ayak bastıktan bir yıl sonra 1870’de İtalyan Milli Birliği kuruldu ve bizim Salamon ya da Süleyman Efendi, Kont Salamon oldu bu birliğe verdiği katkılar sebebiyle.
Daha sonra Fransa’ya Paris’e geçti. Üç yıl kadar da Paris’te yaşadı ancak çok yaşlanmıştı. 92 Yaşında Paris’te öldü. Ancak vasiyeti üzerine cenazesi torunları tarafından İstanbul’a getirildi ve Devlet töreniyle Hasköy’deki Yahudi Mezarlığına defnedildi.
Yakından tanıyanların ‘’Osmanlı Devleti’nin Rotschild’i’’ dedikleri Abraham Salamon Kamondo, Rotschildlerden farklı olarak çok çocuk yapmamıştı. O sebeple hayattaki tek evladı olan Raphael kendisinden önce ölünce bütün serveti Raphael’in çocukları olan iki torununa kalmıştı ( Abraham Behor ve Nissim )
Bugün Paris'te Kamondo müzesinin olduğu yere yerleşen Nisim ve Abraham Behor, önce çok lüks bir yaşam sürdüler. At yarışları, opera locaları, balolar derken, bu iki kardeş, resim ve sanat eseri koleksiyonu yapmaya başladılar. Bankerlik ve sanatseverlik sayesinde yüksek sosyetenin en tanınmış kişileri oldular. Ancak aynı zamanda Fransızlaşmaya başladılar. Mesela Rotschild'ler gibi, bir finans imparatorluğunun geleceğini garanti altına alacak sayıda çocuk yapmadılar.
Abraham Behor Kamondo’nun tek oğlu vardı: İzak... Nissim Kamondo’nun da tek oğlu vardı: Moise... Nissim de İzak da İstanbul ile teması hiç kesmeseler de bankerlikle uğraşmaktansa Fransız sosyetesiyle birlikte eğlenmeyi, sanat resimleri koleksiyonu yapmayı daha çok seviyorlardı.
İzak hiç evlenmeyip kendisini sanata adarken Moiz’in tek oğlu I. Dünya Savaşına savaş pilotu olarak katıldı ve bu savaşta öldü bir Fransız kahramanı (!) olarak.
Kamondo ailesinden kala kala Moiz’in kızı Beatrice kaldı hayatta ama onun sonu hepsinden feci ve acıklı oldu.
Evlenip iki de çocuk sahibi olan Beatrice, II. Dünya Savaşı yıllarında Almanların meşhur Auschwitz temerküz kampına gönderildi ve çocukları ile birlikte 1944 yılında bu kampta öldü.
( Osmanlı’nın Gizli İmparatorları—ı. Bölüm: Abraham Salamon Kamondo Ve Kamondo başlıklı yazı Sami Biber tarafından 9.01.2023 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.