DÜNYANIN
İLK YAPAY DİLİ ( LİSANI ) BİR TÜRK’E
AİT: BÂLEYBELEN—2. BÖLÜM--
Geçen bölümde 16.
Yüzyıl mutasavvıf/şairlerinden Muhyî’nin
dünyanın ilk yapay
dilini oluşturduğundan bahsetmiştim.
Muhyî’nin ilk amacı
farklı inançları ayinleri
hatta doğrudan doğruya
devletin kabul ettiği inanç
ve siyasete ters
söylemleri sebebiyle baskıya
uğrayan ve hatta
öldürülen insanları (
tabii ki arada
kendisini ve tarikatını ) korumaktı. Bu
yapay dil sayesinde
kendilerinden olmayan hiç
kimse onların ne
konuştuklarını ne yazdıklarını
anlamayacak böylece de hem
tarikatın sırları herkesin
elinde dilinde dolaşmayacak
hem de kimse bir
şey anlamadığından herhangi
bir şeyle suçlanmaları
mümkün olmayacaktı.
Ancak ilerleyen zamanda Muhyî
kendi icat ettiği
bu dile dinî
bir hava da
ekledi.
Evet.. İnsanlar yer yüzünde farklı
diller kullanıyorlardı. Ama kullanılan
bu lisanlar Yüce
yaratıcının kullandığı lisan
değildi. İnsanların
kullandığı dil Allah’ın ( C.C) dili
değildi. Ama öte
taraftan Allah’ın (C.C.) Hz. Adem
ve eşi Havva
ile konuştuğu İlk
insan olan Adem
ile Havva’nın bir
lisanı olduğu da
bilinen bir gerçekti.
Muhyî ‘’ Bâleybelen ‘’ adını
verdiği ve kendi
icadı olan bu
dil için ‘’ ben
yazmadım. Bana yazdırıldı.’’
Demeye başladı. Yani
daha da anlaşılır
bir şekilde söyleyecek
olursak bu dilin Allah ile
Hz. Adem arasında iletişimi sağlayan
dil olduğunu iddia
etmeye başladı. İnsanlar böylece
artık Allah’ın dili
ile konuşacaklardı.
Öte taraftan Osmanlı
Devleti oldukça fazla
milleti bünyesinde barındıran
bir devletti ve
bu devlette yaşayan
insanlar birbirlerinin dilini
anlamıyorlardı. En azında
bu çok geniş
coğrafyada insanların hepsinin
birbirlerini
anlayabilecekleri ortak bir
dil neden olmasındı?
Muhyî ömrünün son
yıllarını bu dilin gramerini ve
lügatini hazırlamakla geçirdi.
Bizzat kendisi Bâleybelen
için şunları söylüyordu: 'Öyle müstakil bir dil icat ettim
ki, böylesini âdemoğlu yaratmadı. Türkçe ve Farsçayı bu dile aktardım. Arap
dizilişiyle bu binayı sağlamlaştırdım. Adını Bâleybelen koyduğum bu dilde on
konu tertip edildi. Her ilimde fazilet sahiplerinin aşamadıkları yüz meseleyi
yetkince yazdım. Hak ehli birçok eser meydana getirdiler, ama hiçbiri böylesini
meydana koymuş değil”
Bâleybelen Türkçe, Arapça ve Farsça gibi farklı ailelere mensup birbirinden çok
farklı dillerin özelliklerini bir araya getiriyordu. Temel gramer Arapçadan
alınmış, cümlenin ögelerinin sıralanışı ona benziyor ama biraz daha
basitleştirilmişti. Söz varlığını ise ağırlıklı olarak Türkçe ve Farsçadan
alıyordu. Öte yandan Türkçe gibi eklemeli bir dildi. Bir isme ya da fiile ek
getirerek yeni bir sözcük yaratmak bu dilde de mevcuttu. Ünsüz düşmesi özelliği
de Bâleybelende bulunan özelliklerden birisiydi.
Baleybelenin ilginç yanlarından biri de aynı sözcüğün zıt anlamları da karşılamasıydı.
Örneğin 'cevn' sözcüğü hem siyah hem de beyaz anlamına geliyordu.
İşte bazı Türkçe kelimelerin
Baleybelen'deki karşılığı:
Aşık: Set
Ekmek: Betem
Gölge: Şal
Nefes: Ad
On üç: Cilyâ
Kapak: Sedâb
Avcı: Gîrtâv
Okçu: Demcen
Muhyî 1608’ de ölünce müridlerinin
büyük çoğunluğu yeni
bir dil yaratmanın
Allah’a şirk koşmak
olduğunu söylemeye başladılar
ve bu dili
kullanmaz oldular. Müridler kullanmayınca
zaten halk tarafından
da kullanılmayan bu
dil unutuldu gitti.
Ta ki Fransız ihtilali dolayısıyla
adını çok iyi
bildiğimiz Jean Jacques Rousseau’nun Halep’te
bu eserle karşılaşmasına kadar.
Pek
çok dile aşina
olan Jean Jacques Rousseau
Baleybelenin dilini hiç
bir dile benzetemez.
Bunun üzerine eserin
ilk sayfasının kopyasını
Almanya elçilik ateşesi
ve Osmanlı tarihi
konusunda uzman bir
kişi olan Hammer’e
gönderir. Ancak Hammmer
de işin içinden
çıkamaz.
Nihayet eser, Oryantal Diller Okulu dil bilimcisi Silvestre de Sacy'e
ulaştırılır. Sacy, yaklaşık 8 yıl sonra eserin bir başka nüshasına İmparatorluk
Kütüphanesi'nde yer alan doğu yazmaları koleksiyonunda rastlar ve eser
üzerindeki çalışmalarına başlar.
Ona göre Baleybelen, yeryüzünden silinmiş
bir kavme ait ya da Kabalizmi temsil eden bir dildir. Aynı zamanlarda,
oryantalist Alessandro Bausani, eserin yazıldığı dili "ilk yapay dil"
olarak tanımlar.
Böylece Bâleybelen bir
lez daha tüm
gizemiyle unutulmaya terk
edilir.
Türkiye'de, ilk olarak 1966 yılında Mithat
Sertoğlu, "Hayat Tarih" adlı dergide yayımlanan "İlk
Milletlerarası Dili Bir Türk İcat Etmişti" başlıklı yazısında Baleybelen'e
değinir.
Ancak
Baleybelenin tam anlamıyla
gün yüzüne çıkması
için bir kırk
sene daha beklemek
gerekecektir.
İstanbul Üniversitesi Eski Türk Edebiyatı
profesörlerinden Mertol Tulum'un öğrencisi olan Mustafa Koç Bâleybelen ile
ilgili olarak 2001 yılında başladığı çalışmasını 2006 yılında tamamlar ve
"Baleybelen/İlk Yapma Dil" isimli 751 sayfalık kitabını yayımlar.
Peki dünya üzerinde
başka yapay diller
de icat edilmiş midir?
Evet. Başka yapay
diller de icad
edilmiştir. Hatta Gülşeni’nin
Baleybeleni ortaya çıkıncaya
kadar dünyada ilk yapay
dil olarak kabul
edilen ve adına
Volapük denen bir
yapay dil vardır.
Bu dil 1879 Yılında
Alman papazı Johan
Martin Schleyer tarafından
icad edilmiştir.
Baleybelen nasıl ki Arapça- Farsça
Türkçe karışımı bir
dil ise Volapük de
İngilizce ve Rumence
karşımı acayip bir dil
olmuştur.
Ancak?
Ancak yer yüzünde
bu güne kadar
gelmiş geçmiş en
popüler yapay dil
Polonyalı bir doktor
olan Ludwig Lezjer
Zemanhof tarafından icad
edilen Esperanto dili olmuştur.
Bu dil uluslar
arası iletişim için hazırlanan
bir dil olup
İngilizce- Fransızca ve Portekizcenin ağırlığı
kendisini hissettirir. İlginç
olan ise bazı
toplulukların bu dili
anadil olarak benimsemesidir ki
Avrupa’da halen 1.5
Milyon civarında insanın
bu dili kullandığı
bilinmektedir. [ Esperanto
dili oldukça ilginçtir. Çünkü tüm dünyayı
etkilemiştir.( Osmanlı da dahil ) Bu arada Esperanto
dilinin kurucusu Zemanhof’un kızının
Bahailiğe geçmesi ve
Ayetullah Humeyni’nin bu
dili öğrenmeyiş teşvik
etmesi de ayrıca ilginçtir. ) Bu konuda
da ayrı bir
yazı yazmayı düşünüyorum. ]
Ha bu
arada..
Game Thrones adlı
dizide kullanılan Valyrian ve
Dothraki dilleri de yapay dillerden
olup mesela Dothraki dilinde 1700
kelime vardır. Ama bir
film için üretilen yapay
dillerin babası hangisidr
biliyor musnuz?
Yüzüklerin Efendisi film
serisini seyrettiniz mi
bilmem.
İşte o
filmde kullanılan Elf dili yapay
diller içinde en çok kelimeye
sahip olan dildir.
‘’Amaaan ya bir
film için düzenlenmiş
kıytırık bir dil
işte.’’ Dediğinizi duyar
gibiyim. Ama hiç
de öyle değil. Ünlü
dil bilimci John Ronald Reuel Tolkien tarafından uydurulan
Elfçede 25.000 kelime bulunmaktadır
( Oysa bizim Bâleybelende 10.000 kelime
vardır. )
BİTTİ.