1 Edebiyatın Kalesi Evim Bildiğim- M. Fikret Hocamın Şiirine Nazire

Müdavimi yerkürenin…

Oysaki despot yıldızıyım gök kubbenin

İçimin atmosferinde salınan binlerce çiçek

Hacmi ve hâkimiyeti sorgulanan pervasız

Sıra dışı bir kelebek olmanın keyfini sürüyorum

Dizeleri de sürtüyorum yere

Ne sürüngen

Ne süre gelen bir mevsimim ben

Sadece yaldızlı bir paket

Tarçın ektiğim salebin yanık tadı

Ve yansız sevip yaşadığım hazanın muhatabı

Sefil bir kuş

Safiyet yüklü bir çiçek

Belki de kanatları eksik titrek bulutların

Familyasından

Patiska düşlerin de tek muhatabı içimdeki mutsuz prenses.

 

Gözlerim fal taşı gibi açılır her canım yandığında

Sonra kapanırım içime

Belki de en ters o ters lale

Gül mizacıma da kanmayın hani

Hem istemez miyim ben de aralıksız gülümsemeyi?

Başa saralım o halde bu filmi:

Hani kanatlarımın henüz koparılmadığı

Hani kalbimdeki isyanı sadece Tanrının duyumsadığı

Ve her af çıktığında

Esaretimin sonlandığı

 

İncir çekirdeğini doldurmayan acıları

Anaç varlığımla sahiplendiğim narin dokusu

Tenimin ve tinimin

Titriyse lakapsız bir zamanlar

Gelin görün ki tansiyonu düşmedi

İçimdeki fırtınayı

Boca ettiğim gecenin küfesi

Meğerse külfetmiş sevgiyi sunduklarımın itirazı

Yetmedi tefe konduğum ekmek arası

 

Bir hayalden öteye gidemediğim

Karnımı dahi doyurmanın da kalmamışken tadı

Guruldayansa yüreğim

Mademki sevgiydi besi kaynağı varlığımın

Yokluğun uğramadığı bir depoydu hem bir zamanlar hanem

Hanesinde terk edilmiş

O sıska ve izafi asal sayı:

Hani, en küçüğü

Ardışığı olsa olsa iki ve hüznü

Deşifre ettiğim bir şiirden de çok fazlası

Layığıyla sevmek ve yazmaksa akıbeti

Yalnızlığımın

Huzurdu sadece tek arzum

Huzur ve neşe duyumsamanın mihrabı

 

Kıyıma uğramak dert değildi hem

Ve kıyılmak hece hece

Bir örtü ise şiirlerim bunca acının üstünü

Peçesi de saklıydı en derinde rüzgârın

Perçemi mi varlığın?

Varsın boş bir kâsede sürünen yoğurt gibi

Yanıklarıma da iyi gelmezken artık

Ardıç kuşlarının da artığı mı

Atık bildiğim her gereksiz dize

Çöp kutumu da boşalttım mı yürekten sonra…

 

İyi de ne işe yarayacaktı hayatın anlamı?

Devasa bir külliye

Mermer mezar başlığımsa çoktan hazır

Azar azar ölmekmiş meğer sevmek

Dirayeti sonlanmayan bir posta güvercini olsam gerek

Aralıksız yazdığım yüzlerce şiir ve mektup

Varsın ulaşmasın muhatabının adresine

Posta koyan mademki hayat

Hatırına umudun ve inancın sevgiye düşkünlük gerek

Asla da metazori olmayan bir coşku bu

Buğulu sesinde umudun

Büyüsü bozulsa da ilk gün duyumsanan aşkın

Ada vapuruna salın beni

Tensiye ettiğim nice liman

Çözülmem gerekirse süt liman bilmişken aşkı ve hayatı

 

Neme gerekmiş delice sevmek?

Üstelik bildiğim tek nimet

Kulvarında sekmeden

Künyesinde solmadan

Karartma gecelerinde hala aydınlığı savunan

Bir fenerim işte neferi aşkın

Fedaisi umudun

İnancına sadık

İdam fermanı olsa da her şiir

Nasıl boğarım ben içimde yaşattığım coşku ve çocuğu?

 

Arzı endam ettiğim ansızın

Arz edip de talep bulmayan varlığımın

Varsın olsun boynumun borcu yazmak

Sevgiden öte yol bilmedim ezelden

Edebi bir aşk benimki

Edebiyatın kalesinde

Evim bildiğim şiirler ve dostlar tek gerçek…

 

( Edebiyatın Kalesi Evim Bildiğim- M. Fikret Hocamın Şiirine Nazire başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 10.12.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.