Yeni bir deyyus ve yeni bir hamle ile karşı karşıyaydım. Bu yeni deyyus Yunus’un nasılsa iyileşmesinin mümkün olmadığını çok iyi bildiğinden bu sefer kancayı benim hanıma takmış ve bir başka kanaldan giderek yolma işlemlerini sürdürmeye teşebbüs ediyordu.

Hanımla fazla tartışıp aile huzurumu bozmaya gerek yoktu. Yapılacak en doğru şey direkt bu namussuzun karşısına çıkıp dinimizin ve yüce kitabımızın büyü, fal, gelecekten haber verme gibi konularda neler dediğini onun suratına suratına çarpmak olacaktı.

MADDE 18- En fazla tecavüze uğrayan insanlar cehaletlerinin farkında olmayanlardır. İki üç ayet ve hadis bildiği için kendini alim sanan bu budalalar ( Mesela ben ) eninde sonunda bir tecavüzcünün kucağına otururlar.

Öfke ve hışımla hanımı aldığım gibi bu yeni tecavüzcünün karşısına dikildim. Adamın evi kadın kaynıyor…Yok yok yanlış anlaşılmasın. Adam genelev filan işletmiyor…Öyle kadın değil…Bir sürü umutsuz ev kadını orada…Çocuğu olmayandan kısmeti bağlı olanına, ‘’Eşşek gibi ders çalıştığı (!) halde sınıfını geçemeyen çocuk annesinden, gelini olacak şıllık (!) aslan gibi (!)  oğluyla yatağa girmeyenine kadar hangi cins ve tür ararsan var. Benim gibi bir iki tane de erkek var.

Kaynana olacak  tipten  müebbete  mahkum  kadın  anlatıyor gelininin şikayetini: ‘’Aaahhh aaaahh kardeş sormayın benim derdimi. Bu gavurun kızı gelinim aslan gibi oğlumla yatağa girmiyor…Benim  gelinime ve oğluma büyü yapmışlar…Hocaya bu büyüyü bozdurmaya geldim’’

Kendi kendime ‘’ Yahu o zavallı kızı ( ki  kız  resmen  bir  afet ) dağda koyun otlatan, aylarca kadın yüzü görmemiş bir çobana ver ; bak bakalım nasıl dişi bir pantere dönüşecek . Sen kızcağızı tedavi ettirmeye uğraşacağına oğlun olacak canlı  cenazeye bir kriko al da vatandaş kaldıramadığı şeyleri kaldırsın  bari ‘’ diyeceğim lakin anlamayacak biliyorum.

Neyse…Ben kendi işime bakayım. Nasılsa biraz sonra bu hoca müsveddesinin ağzına yüzüne edeceğim. O kadar kendime güveniyorum yani.

Bir kaç saat sonra nihayet sıra bizim tedaviye geldi. Ordinaryüs Prof Dr. Abuzittin Özdikici ( ben uydurdum bu ismi ) Bizi huzuruna kabul eyledi. Bu da sakalsız, cübbesiz, sarıksız bir tip. O da 30-35 yaşlarında…Bilemedin 40… Kurtlar Vadisi Dizisindeki Memati’inin aynısı…İkiz kardeşi kadar ona benzeyen biri. Bakışlar bile aynı bakışlar. Biraz ürpertici bir herif. Bir belediye görevlisiymiş. Yani cami ile cemaatle uzak-yakın hiç bir ilişkisi söz konusu değil.

Direkt lafa girdim.

-Hocam ben buraya tedavi- medavi maksatlı gelmedim. Sizinle tartışmaya geldim.

MADDE 19- Dinî konularda çok çok iyi bir bilgi dağarcığınız yok ise kendine ‘’Hoca’’ diyen bu -Hocalara, Hacılara kurban olası- aciz yaratıklarla tartışmaya girmek ‘’Ben her türlü pozisyona varım..Bana istediğin gibi tecavüz edebilirsin ‘’ anlamına gelir.

-Buyurun muhterem kardeşim.Sorunuz neydi?
-Hocam gaybı ( yani geleceği ) yalnızca Allah bilir…Öyle değil midir?
-Öyledir elbette aziz kardeşim…Gaybı yalnız Allah bilir.
-Madem öyledir de sen eşimle benim nikahsız olduğumu nereden bilirsin? Ki nikahlıyız. Bunu nereden çıkartırsın ? Haydi diyelim ki eşim sana bir şeyler söyledi, sen de bizim nikahımızın bozulduğuna kanaat getirdin..Bunu anlarım…Eşime ve bana büyü yapıldığını nasıl bilirsin? Bu gaipten haber vermek değil midir?
-Değildir kardeşim…Şimdi ben sana sorayım. Cin diye bir şeye inanır mısın?

MADDE 20- El alemin çocukları cin gibi..Siz hâla uyuyun…

-Şeyyy ..kemm kümmm….
-Kem küm yok…Kur’anda bahsediyor mu cin diye bir varlıktan?
-Şeyyy…Evet…Kur’anda hatta Cin Suresi diye bir sure de var. Dolayısıyla cin diye bir varlık var. Bunu dinen red ve inkar edemeyiz.
-Hah…İşte bana da bu cinler bildiriyor her şeyi.
-İyi de hocam Hz. Peygamber ( S.A.S ) Gaybı hiç kimse bilemez..Ben bile bilmem diyor…Peygamberimizin bile bilmediği geleceği cin nasıl biliyor.
-Sayın öğretmenim. Sen beni büyücülerle, üfürükçü, falcılarla karıştırıyorsun. Ben fal bakmıyorum. Büyü zinhar yapmıyorum. Gelecekten bir şey söylemiyorum.
‘’Eee ne bok yiyorsun o halde ‘’ demek yerine
-Peki siz ne yapıyorsunuz?
-Ben cinlerimi salıyorum. Onlar bana olmuş olanı bildiriyorlar. Olacağı değil yani?
-Şimdi: Benim hanıma büyü yapıldı diyelim ki. Senin cinler bunu nasıl biliyor? Türkiye’deki her kadının başına bir cin dikmedin her halde ‘’ Git bana filancadan heber getir’’ diye
-Yahu öğretmenim olur mu öyle şey…Benim cinlerim olduğu gibi her insanın da cinleri vardır. Ben mesela naapıyorum? Benim cinleri salıp farzedelim senin hanımın için: ‘’ Gidin.... Hanımın Cinleriyle konuşun. Onlara sorun bakalım .... Hanıma büyü filan yapılmış mı ? ‘’ diye emir veriyorum. Benim cinlerim gidip senin hanımının cinlerinden öğreniyorlar her şeyi ve bana bildiriyorlar.
-Haa anladım. İletişim bu şekilde sağlanıyor yani.
-Aynen öyle. Şimdi söyleyin bana burada gaipten haber verme diye bir şey var mı?
-Allah için yok. Yani olacak bir şeyi söylemiyorlar sizin cin hazretleri. Pekiii onu anladım diyelim. Bizim dini nikahımız olmadığı kanaatine nasıl vardınız?
-Siz eşinize ‘’ Def ol ‘’ demişsiniz?
-Bunu size eşim mi söyledi?
-Olur mu? O söylese benim hocalığımın ne hükmü kalır?
-O zaman bunu da cinleriniz söyledi?
-Aynen öyle. Siz eşinize ‘’def ol’’ demişsiniz. Bir erkek, bir kadına def ol derse onu boşamış olur dinen.Siz aylardır zina yapıyorsunuz dinimiz açısından.

Hanıma bakıyorum: Yemin-billah ‘’ Ben demedim. ‘’ diyor…Hımmm demek ki bu herif doğru söylüyor. Bu cin denilen varlıklar bazı insanlara görünüp onlara bazı şeyler söyleyebiliyorlarmış. [ ‘’Ulan gerzek salak…Her erkek kızdığı zaman en azından hayatında bir kere eşine ‘’ Def ol ‘’ demiştir. Herifin bunu bilmesi için cine gerek var mı?’’ diye düşünemiyorum o anda ]

-Yahu. Eğitim öğretim yılının tam ortasında tutturdu ben babamlara - Fethiye’ye gideceğim diye. Ben izin vermeyince, gitti babama şikayet etti. Babam da ‘’Sen ne öküz bir kocasın.Karının , babasını ziyaretine niçin izin vermiyorsun? ‘’ diye bana fırça atınca o öfkeyle ‘’ Tamam madem def ol ‘’ dedim…’’Boş ol’’ demedim ki.
-Ha Boş ol, ha def ol…İkisi de aynı kapıya çıkar..Sizin nikah bozulmuş.

Bu arada baktım benim hanım iki gözü iki çeşme ağlıyor. Yabancı bile olsa bir kadın karşımda göz yaşı döktüğü takdirde bana yaptıramayacağı hiç bir şey…Ama hiç bir şey yoktur.

-Aman hocam ayağına düştüm…Nedir bunun çaresi?
-Üç nikah bağından biri gitmiş… Yapılacak şey yeniden nikah kıymak…
-İyi de hocam ben kimlere anlatabilirim aylardır nikahsız yaşadığımızı. Bu nikahı yeniden kime kıydıracağız?
-Kolay. …. Hoca var. O bu işlere bakar. Ben size onun adresini vereyim. Buradan telefonla ben de söylerim. Sizin nikahı yeniler.
-Şeyyy..Büyü konusu?
-Şimdi size vereceğim şu muskayı eşin ve sen boynunuza takın. Verecğim şu suyu da her gün banyo suyunuza bir kaşık dökerek bir ay banyo yapın. Bir ay sonra yine bana gelin.
-Yav Allah senden razı olsun. Ben de hep bu hocalara filan kızıp duruyordum ‘’ namussuzlar gaipten haber veriyorum diye milleti kandırıyorlar.’’ sanarak.
-Öyle yapan şarlatanlar da var. Siz onlara kanmayın. Bunlar bizim işlerin yüz karalarıdır. Adamın bir tane bile cini yok bir de hocalıktan dem vuruyor.

MADDE 21- Bir tecavüzcü sizde güven ve itimat duygusu oluşturabilmek için sizi başka tecavüzcülere karşı uyarır.  Size yeterince tecavüz edinceye kadar bir başkasının tecavüzüne uğramanıza asla müsaade etmez.

-Hocam benim de cinlerim var mı?

Canım-ciğerim kankam (!) Hocam benim… Babacan bir tavırla omuzuma dokunuyor.

-Öğretmenim ne yapacaksın cini sen? Maaşallah cin gibi adamsın.

MADDE 22- İyi bir tecavüzcü mutlak surette sizin de bu işten zevk almanızı ister…O bakımdan da över sizi…

-Hocam borcumuz?
-Valla gördüğünüz gibi baya bir mesarif yaptık. Muskaları internetten indirip yazıcıdan çıkarmak, onları muşamba ve meşinlere sarmak,toner, elektrik, su, doğalgaz , Okunmuş sular hazırlamak , bu evin mesarifleri filan derken ben bir yüz liranızı alsam?
-Alma hocam..O kadar para yok. Bir ellilik atsam?
-Eh madem öyle olsun. Biz insanlığımız yapalım da gerisi Yüce Rabbimin bileceği iş.

Yok, bu fıkrayı anlatmazsam çatlarım. Bu fıkra ne kadar müstehcen olursa olsun mutlaka anlatılmalı. Belki ibret alan birileri olur.

Adamın biri her gün ahıra giriyor ve saatlerce orada kalıyormuş. Bu durum bir arşadaşının dikkatini çekmiş. Ahırda bir eşekten başka hiç bir şey olmadığına göre ‘’bu herif ne yapıyor orada saatlerce? ’’ Bir gün takip etmiş. Bakmış adam eşekle cinsel ilişki halinde. Hatta eşeği dudaklarından öpüyor. Dayanamamış artık ‘’ Yahu eşek hiç dudağından öpülür mü..Hayvan o hayvannn. Ne anlar öpüşmekten? ‘’ Adam cevap vermiş: ‘’ Biz insanlığımızı yapalım da o varsın anlamasın ‘’

O hocanın evinden çıkarken gördüğüm manzara tüyler ürperticiydi. Ben hayatım boyunca hiç bir kütüphanenin kapısında böyle bir kuyruk görmemiştim.

O gün akşam bütün bu yaşadıklarımı köydeki imama anlattım. Aldığım cevap hayatımda yediğim en acı tokattı belki de. Cami imamı aynen şunları söyledi:

-Hocam! Sen bile bu şarlatanlara inanıp onlara para kaptırabiliyorsan ben derdimi kimlere anlatacağım. Kimi irşad edeceğim bu namussuzlara karşı.

Bu son olay benim bu tür sahtekarlara son gidişim oldu. Ama hemen şunu da belirtmeden geçemeyeceğim. Eşimle nikahımızı yenilemek zorunda kaldım. Çünkü yeniden nikahımız kıyılıncaya kadar beni yanına yaklaştırmadı. Bu o kadar da kötü bir şey değildi zaten uğradığımız bunca tecavüzün yanında.

Yalnız hemen  belirteyim : Bu  tecavüzcüleri  sadece  dirilere  tecavüz  ediyorlar  sanmayın.  Ölülere  tecavüz  edenleri  bile  var. Yok  yok  nebbaşlardan( Ölü soyucular )  bahsetmiyorum. Tamamen  farklı  bir  ölüye  tecavüz  durumu  bile  var.

Gelecek  bölümde  inşallah..



( İzahlı Tecavüz Yönetmeliği—3. Bölüm-- başlıklı yazı Sami Biber tarafından 9.10.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.