Efendim Türkiye’de pek çok
kişi bu türküyü
bilir.
Ozan Arif’in ismi
lazım değil bir
zât için yazdığı ve
nakaratı tam olarak
‘’ Ne köpekti vay vay vay unutmam
kolay kolay kolay ‘’ olan
türkünün bir kıtası
şöyleydi:
Bir it vardı tutmuşlar
Marmaris′e atmışlar
Oh ne iyi etmişler
Ne köpekti vay, vay, vay
Unutmam kolay kolay
Şimdi
yazıya böyle başlayınca
sizler o malum
köpekten bahsedeceğimi sanmış
olabilirsiniz ama benim bahsedeceğim köpek
bambaşka bir köpek... Mecazi bir
köpek filan da değil.
Bildiğiniz tazı cinsi
bir köpek. Bir
Afgan tazısı.
Yok yok
Afgan tazısı deyince Afganistan - Taliban olayından filan
da bahsetmeyeceğim. Bu köpek
Dünya tarihinde bir
ilke imza atmış
olağanüstü bir köpek.
Yok yanlış söyledim.
Bahsedeceğim köpek vesile edilerek iki
ayaklı başka köpekler
dünya tarihinde bir
ilke imza attılar
bu ülkede.
Dünya tarihinde ilk
kez bir bir Cumhurbaşkanı
bir köpek yüzünden
yargılandı ve sıkı
durun: İdama mahkum edildi.
‘’Kim bu
Cumhurbaşkanı?’’ diye soracak olursanız hemen
söyleyeyim: Türkiye Cumhuriyeti
Devletinin 3. Cumhurbaşkanı Celal Bayar.
Evet şimdiki nesle
bunları anlattığımızda ‘’ Ya
bırak Allah'nı seversen kafa
mı buluyorsun bizimle?’’
Deseler de olay aynıyle
vaki...
27 Mayıs İhtilalinden sonra
Yassıada’da yargılananlardan biri de
Türkiye’nin 3. Cumhurbaşkanı Celal
Bayar’dı.
Celal Bayar ilk
kez 13 Ekim 1960 da
hakim karşısına çıktı.
Hemen belirtelim Hakim: Salim
Başol savcı ise Altay Egesel
idi.
Celal Bayar pek
çok şeyle suçlanıyordu ama
ilk olarak bir
köpek ile ilgili
olan davayı ele aldı mahkeme.
Efendim zamanın Afgan
Kralı Muhammed Zahir Şah
Celal Bayar’ı şahsına bir adet
cins Afgan Tazısı hediye etmişti.
Celal Bayar bu
tazıyı bir müddet besledikten sonra 20.000 Tl ye hayvanat bahçesine
satmış ve aldığı para
ile İzmir’in Ödemiş İlçesi Mursallı köyüne çeşme
yaptırmıştı.
Bayar, bu kadar küçük bir meseleden dolayı yüksek mahkemenin karşısına
çıkmaktan duyduğu azabı dile getirdi.
Ancak Divan Başkanı Başol, köpeğin, hayvanat bahçesine karşılıksız verilmesi
gerektiği üzerinde ısrarla durdu.
Bunun üzerine Bayar, daha önce farklı
devlet başkanları tarafından verilen hediye hayvanları, karşılıksız hayvanat
bahçesine verdiğini ancak şahsına hediye edildiği için bu köpeğin, bir bedel
karşılığında satıldığını beyan ettiyse de Mahkeme başkanı Başol bizim
tabirimizle ‘’ 20. Bin Tl gibi
bir parayı iç
etmek için düzenlediğin
bir tezgahtır bu ‘’ Dedi.
Evet... Türkiye Cumhuriyetinde on
yıl Cumhurbaşkanlığı yapmış
bir insan şahsına
hediye edilmiş bir
köpeği sattığı için yargılanıyordu.
Bu arada bilir kişi bildi: ‘’ Bu köpeğin
değeri en fazla
1000 Tl eder.’’ dedi.
Başsavcı Egesel müthiş bir
hukuksal açık yakalamıştı.
O da sağlı sollu girişti:
‘’ Hayvanat bahçesi bu
köpeği 1959 yılı Şubat
ayında kabul etmiş.
Peki sen 1959 Şubatından
bu yana köpeğin beslenme
masraflarını karşıladın mı?’’
Biliyorum gülüyorsunuz ama
sinirden. Lakin olay
aynen böyle...
Baş Yargış Başol savcının bu şahane asistine
nefis bir vole
çaktı.
‘’ Bu köpek Afganistan’dan getirilirken
uçak ücetini ödedin
mi?’’
Celal Bayar böylesine
saçmasapan bir mahkemeden utanç
duyuyordu. O bıkkınlıkla cevap
verdi ‘’ "Ben heyet-i
muhtereminizden rica ediyorum. Bütün mesuliyeti benim üzerime bırakınız. Zaten
buraya bu meseleden dolayı gelişim benim için kafi bir azap ve
işkencedir." ( Yani kesin cezamı.
Beni de kendinizi de
uğraştırmayın. Bana da
işkence yapmayın böyle
bir davayla.)
Ancak Savcının da
hakimin de Celal Bayar’ı öyle
kolay kolay bırakmaya
niyetleri yoktu. Kedinin
fareyle oynadığı gibi
bir müddet daha
oynayacaklardı.
Mahkemenin 2. Celsesi 15 Ekim 1960
da görüldü.
Bu sefer Celal Bayar’a köpeğin hayvanat
bahçesi tarafından satın
alınması için baskı yapıp yapmadığı soruldu
ve tabii ki
Celal Bayar ‘’ Yapmadım.’’ Dedi.
16 Ekim 1960 yapılan mahkeme biraz
daha zorlu geçti.
Hayvanat Bahçesi Müdürü Haki Şemsettinoğlu ‘’ Eğer baskı
yapmasaydı o köpeği almazdık.’’ Dedi.
Bunun üzerine müdafi avukat Emin
Abdullah, Hayvanat Bahçesinin İdare Heyetince "Köpeğin bedelinin 2 bin
sterlin olduğu ve 20 bin liraya alınması" hususundaki teklifin altında bu
şahsın da imzasının olup olmadığını sordu.
Mahkeme başkanı böyle bir
tahkikata gerek olmadığını
söyledi.
Başsavcı Egesel sert bir aparkart
indirdi:
‘’ Ulan iyi valla.
Adam Milli mücadele yıllarında millet cephede savaşırken, kendisinin Galip
Hoca adıyla saklandığı Mursallı Köyüne devlet hazinesinden bir çeşme yaptırmak
istiyor İyi mi?" Dedi.
Mahkeme 20 Ekim’e erteledi.
20 Ekimde sanık
avukatları köpeğin kıymetinin
bir kez daha tespit edilmesini talep etti.
Başsavcı Egesel ‘’ Buna gerek yoktur ‘’
Deyince Hakim Başol hemen
devreye girdi: ‘’
Avukatların köpeğin değerini
tespit istemleri oy
birliği ile reddedilmiştir. ‘’
Bu celsede Bayar
son savunmasında ‘’ "Bir
menfaat temini maksadıyla herhangi bir makama ne cebredilmiştir ne de tazyik
edilmiştir, ne de manevi tesir altında bırakılmak istenmiştir. Mesele böyle
olduğuna göre, yüksek mahkemenizin, adaleti temsil etmesi lazım gelen yüce
divanınızın vereceği karar, benim için müspet olsun, menfi olsun o kadar mühim
değildir. Yalnız bu meselede samimiyetin ve masumiyetin kabul edilmesini rica
ederim"
Mahkeme 26 Ekim 1960
günü Celal Bayar
hakkında nihai kararını verdi bu
köpek davası ile
ilgili olarak:
‘’Davanın Anayasayı ihlal davasıyla birleştirilmesine ...’’
Evet...Dünya tarihinde ilk
kez bir Cumhurbaşkanı
doğrudan doğruya kendisine
hediye edilen bir
köpeği sattığı için
anayasayı ihlal etmiş
oluyordu...( Dava anayasayı ihlal
davası ile birleştirildiğine göre
bunun başka yorumu var
mı? )
Sonra bilindiği gibi
Celal Bayar’a Anayasayı
ihlal davasında İdam
cezası verildi ( Sonra bu
ceza Celal Bayar’ın
o tarihte 65 yaş
üstü olması sebebiyle müeebbete çevrildi daha
sonraki yıllarda da
affedildi. Yanlış
bilmiyorsam 1971 de )
Yani Dünya hukuk
tarihinde ilk ve
sanırım tek örnek
olarak bir ülkenin
Cumhurbaşkanı – cezası infaz
edilmese de – bir köpek
yüzünden idam cezası
aldı.
FOTOĞRAF: Elbette
ki Celal Bayar’a hediye
edilen Afgan Tazısı değil
ama Afgan Tazısı işte
böyle bir şey.
Bu arada araştırdım: Afgan tazıları
dünyanın en pahalı
köpekleriymiş. Bir yavruyu
en ucuz 1500 dolara satın
alabiliyormuşsunuz günümüzde Yani
yaklaşık 13.000 Tl...