Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 18.09.2021
Okunma Sayısı : 1363
Yorum Sayısı : 5



Efendim  Türkiye’de  pek çok  kişi  bu  türküyü  bilir.

Ozan  Arif’in  ismi  lazım  değil  bir  zât için  yazdığı  ve  nakaratı  tam  olarak  ‘’ Ne  köpekti vay vay  vay unutmam  kolay  kolay  kolay ‘’ olan  türkünün  bir  kıtası  şöyleydi:

Bir it vardı tutmuşlar

Marmaris′e atmışlar

Oh ne iyi etmişler

Ne köpekti  vay, vay, vay

Unutmam kolay kolay

 

Şimdi  yazıya  böyle  başlayınca  sizler  o  malum  köpekten  bahsedeceğimi  sanmış  olabilirsiniz  ama  benim bahsedeceğim  köpek  bambaşka  bir  köpek... Mecazi  bir  köpek filan  da  değil.  Bildiğiniz  tazı  cinsi  bir  köpek.  Bir  Afgan  tazısı.

Yok  yok  Afgan  tazısı  deyince Afganistan -  Taliban olayından  filan  da bahsetmeyeceğim.  Bu  köpek  Dünya  tarihinde  bir  ilke  imza  atmış  olağanüstü  bir  köpek.

Yok  yanlış  söyledim.  Bahsedeceğim  köpek  vesile edilerek  iki  ayaklı  başka  köpekler  dünya  tarihinde  bir  ilke  imza  attılar  bu  ülkede.

Dünya  tarihinde  ilk  kez  bir bir  Cumhurbaşkanı  bir  köpek  yüzünden  yargılandı  ve  sıkı  durun: İdama  mahkum  edildi.

‘’Kim  bu  Cumhurbaşkanı?’’  diye  soracak olursanız  hemen  söyleyeyim: Türkiye  Cumhuriyeti Devletinin  3. Cumhurbaşkanı  Celal   Bayar.

Evet  şimdiki  nesle  bunları  anlattığımızda  ‘’ Ya  bırak  Allah'nı  seversen kafa    buluyorsun  bizimle?’’  Deseler de  olay  aynıyle  vaki...

27  Mayıs İhtilalinden  sonra  Yassıada’da  yargılananlardan  biri de  Türkiye’nin  3. Cumhurbaşkanı  Celal  Bayar’dı.

Celal  Bayar  ilk  kez  13 Ekim  1960 da  hakim  karşısına  çıktı.

Hemen  belirtelim  Hakim: Salim  Başol  savcı  ise  Altay  Egesel  idi.

Celal  Bayar  pek  çok şeyle  suçlanıyordu  ama  ilk  olarak  bir  köpek  ile  ilgili  olan davayı  ele  aldı  mahkeme.

Efendim  zamanın  Afgan  Kralı Muhammed  Zahir  Şah  Celal Bayar’ı  şahsına bir  adet  cins  Afgan Tazısı  hediye etmişti. 

Celal  Bayar  bu  tazıyı  bir  müddet besledikten  sonra 20.000 Tl ye hayvanat  bahçesine  satmış ve  aldığı  para  ile  İzmir’in Ödemiş  İlçesi Mursallı köyüne  çeşme  yaptırmıştı.

Bayar, bu kadar küçük bir meseleden dolayı yüksek mahkemenin karşısına çıkmaktan duyduğu azabı dile getirdi.

Ancak Divan Başkanı Başol, köpeğin, hayvanat bahçesine karşılıksız verilmesi gerektiği üzerinde ısrarla durdu.

Bunun üzerine Bayar, daha önce farklı devlet başkanları tarafından verilen hediye hayvanları, karşılıksız hayvanat bahçesine verdiğini ancak şahsına hediye edildiği için bu köpeğin, bir bedel karşılığında satıldığını beyan ettiyse de Mahkeme  başkanı Başol  bizim  tabirimizle ‘’ 20. Bin  Tl  gibi  bir  parayı    etmek  için  düzenlediğin  bir  tezgahtır  bu ‘’ Dedi.

Evet... Türkiye  Cumhuriyetinde on yıl  Cumhurbaşkanlığı  yapmış  bir  insan  şahsına  hediye  edilmiş  bir  köpeği sattığı  için  yargılanıyordu.

Bu arada  bilir kişi bildi: ‘’ Bu  köpeğin  değeri  en  fazla  1000 Tl eder.’’ dedi.

Başsavcı  Egesel müthiş  bir  hukuksal  açık  yakalamıştı.  O da  sağlı sollu  girişti:

‘’ Hayvanat  bahçesi  bu  köpeği 1959  yılı  Şubat  ayında  kabul  etmiş.  Peki  sen 1959  Şubatından  bu yana  köpeğin  beslenme  masraflarını  karşıladın  mı?’’

Biliyorum  gülüyorsunuz  ama  sinirden.  Lakin  olay  aynen  böyle...

Baş Yargış Başol  savcının  bu  şahane  asistine  nefis  bir  vole  çaktı.

‘’ Bu  köpek Afganistan’dan  getirilirken  uçak  ücetini  ödedin  mi?’’

Celal  Bayar  böylesine  saçmasapan  bir mahkemeden  utanç  duyuyordu. O  bıkkınlıkla  cevap  verdi  ‘’ "Ben heyet-i muhtereminizden rica ediyorum. Bütün mesuliyeti benim üzerime bırakınız. Zaten buraya bu meseleden dolayı gelişim benim için kafi bir azap ve işkencedir." ( Yani  kesin  cezamı.  Beni de  kendinizi de uğraştırmayın.  Bana  da  işkence  yapmayın  böyle  bir davayla.)

Ancak  Savcının  da  hakimin  de  Celal  Bayar’ı  öyle  kolay  kolay  bırakmaya  niyetleri  yoktu.  Kedinin  fareyle  oynadığı  gibi  bir  müddet  daha  oynayacaklardı.

Mahkemenin 2. Celsesi  15 Ekim 1960 da  görüldü.

Bu sefer  Celal  Bayar’a köpeğin  hayvanat  bahçesi tarafından satın  alınması  için  baskı yapıp yapmadığı  soruldu  ve  tabii  ki  Celal  Bayar ‘’ Yapmadım.’’ Dedi.

16  Ekim 1960 yapılan  mahkeme biraz  daha  zorlu geçti.

Hayvanat Bahçesi Müdürü  Haki  Şemsettinoğlu ‘’ Eğer  baskı  yapmasaydı  o  köpeği almazdık.’’  Dedi.

Bunun üzerine müdafi  avukat Emin Abdullah, Hayvanat Bahçesinin İdare Heyetince "Köpeğin bedelinin 2 bin sterlin olduğu ve 20 bin liraya alınması" hususundaki teklifin altında bu şahsın da imzasının olup olmadığını sordu.

Mahkeme  başkanı böyle  bir  tahkikata  gerek  olmadığını  söyledi.

Başsavcı  Egesel sert  bir aparkart  indirdi:

‘’ Ulan  iyi  valla.  Adam Milli mücadele yıllarında millet cephede savaşırken, kendisinin Galip Hoca adıyla saklandığı Mursallı Köyüne devlet hazinesinden bir çeşme yaptırmak istiyor İyi  mi?" Dedi.

Mahkeme  20 Ekim’e erteledi.

20  Ekimde  sanık  avukatları  köpeğin  kıymetinin  bir kez  daha  tespit edilmesini talep  etti.

Başsavcı Egesel ‘’ Buna gerek  yoktur ‘’ Deyince  Hakim Başol  hemen  devreye  girdi: ‘’ Avukatların  köpeğin  değerini  tespit  istemleri  oy  birliği  ile reddedilmiştir. ‘’

Bu  celsede   Bayar son  savunmasında ‘’  "Bir menfaat temini maksadıyla herhangi bir makama ne cebredilmiştir ne de tazyik edilmiştir, ne de manevi tesir altında bırakılmak istenmiştir. Mesele böyle olduğuna göre, yüksek mahkemenizin, adaleti temsil etmesi lazım gelen yüce divanınızın vereceği karar, benim için müspet olsun, menfi olsun o kadar mühim değildir. Yalnız bu meselede samimiyetin ve masumiyetin kabul edilmesini rica ederim" 


Mahkeme 26  Ekim  1960  günü  Celal  Bayar  hakkında nihai  kararını  verdi bu  köpek  davası  ile  ilgili  olarak:

‘’Davanın Anayasayı ihlal davasıyla birleştirilmesine ...’’

Evet...Dünya  tarihinde  ilk  kez  bir  Cumhurbaşkanı  doğrudan  doğruya  kendisine  hediye  edilen  bir  köpeği  sattığı  için  anayasayı  ihlal  etmiş  oluyordu...( Dava  anayasayı ihlal davası ile  birleştirildiğine  göre  bunun  başka  yorumu var  mı? )

Sonra  bilindiği  gibi  Celal  Bayar’a  Anayasayı  ihlal  davasında  İdam  cezası  verildi ( Sonra  bu  ceza  Celal  Bayar’ın  o  tarihte  65 yaş  üstü  olması  sebebiyle müeebbete çevrildi  daha  sonraki  yıllarda  da  affedildi. Yanlış  bilmiyorsam  1971 de )

Yani  Dünya  hukuk  tarihinde  ilk  ve  sanırım  tek  örnek  olarak  bir  ülkenin  Cumhurbaşkanı – cezası  infaz edilmese  de – bir  köpek  yüzünden  idam  cezası  aldı.


 FOTOĞRAF:  Elbette  ki  Celal  Bayar’a  hediye  edilen  Afgan  Tazısı değil  ama Afgan  Tazısı  işte  böyle  bir  şey.

Bu arada  araştırdım: Afgan  tazıları  dünyanın  en  pahalı  köpekleriymiş.  Bir  yavruyu  en  ucuz 1500 dolara  satın  alabiliyormuşsunuz günümüzde  Yani yaklaşık  13.000 Tl...

( Ne Köpekti Vay Vay Vay Unutmam Kolay Kolay başlıklı yazı Sami Biber tarafından 18.09.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.