NOT : Çalıkuşu benim kurguladığım etkilendiğim herşey herkes ve duygularım , düşünce ve his dünyamın kodlarıdır
..toparlayıp kendimi günlerdir süren sıkıntılarımın bitmesi için diz kırıp gittiğim Süleymaniye cami’sinde yeniden doğmak için gecenin manevi iklimine kendimi verdim.Bir kandil gecesi kalbimin yumuşamasını beklediğim saatlerin içinden nasıl geçtiğimi içimi dökmek istediğimi bilmeni isterim .Hem İstanbul gecesi hem bu hakim noktada boğaza bakmak manevi fiziki sosyal bir huzur o kadar duygu coşkusu katıyor ki bu akşam her şeyi sana anlatmayı başarabilecek miyim bilemiyorum.Düşünmedim değil çalıkuşu’m seninle böyle bir akşamı burada bu şehirde bir manevi atmosfer içinde değerlendirmek isterdim.Caminin kalabalık insanları arasından yeni başlangıçlar için daha kararlı daha dikkatli daha yerinde olacak duygularla ayrılıyorum Eminönü vapuruna yetişinceye kadar yol boyunca kendimle çarpışıp durdum.Yalnızlaşan ruhumun harap haline uzanan bir el olmasaydı Rabb'imden , ne hale düşeceğimi düşünmek bile istemiyorum ne kadar boş ve anlamsız gelmeye başladı iyiden iyiye dünyevi heyecan ve sevinçlerim. Meğerse içi boş anlamını yitirmiş sahte geçici coşkularmış benimkisi üzüldükçe üzüldüğüm o günlerime yanmalı mıyım yanmamalı mıyım dünyadan yana her şey aslında ötelere ait değilse ne kadar boşluktaymış artık anladım.Bir gün ikindi sonrasıydı bir camiinin avlusunda güvercinleri seyrediyorum o bir tanesinin gözü gözlerime değdiğinde bir güvercinin teslimiyetini düşündüm saf meleksi tatlı şirin bakışındaki., ah ben işte böyle bir teslimiyet sevgi duruş arıyorum bir başka iklim başka bir rüzgar bir başka boyuttan koşup gelmiş gibi sarmalı beni bir baştan başa. Uzunca kaldım ruhumun temizlendiği saat bir yatsı ezanı ile Süleymaniye Camii'nde , o muhteşem kubbenin altında kimse uyandıramaz bir halde kendimden geçmiş olarak en son secde ile bu anı gerçekleştirmiştim bu gece kandil gecesiydi çalıkuşu.Kandil ışıkları sabaha kadar yanmaya devam etti beni yeniden hayata döndüren sabahtı seni aklıma getirdiğim gözlerini en son düşündüğüm o kahve renkli.
İlk geldiğim bu şehrin sabahında nereye götüreceğini bilmediğim sokaklara düşmüştüm yıl 2000 gittiği yere kadar gidecekti ayaklarım gözlerimi açtığımda Haliç'in iç kesimlerine yöneldiğimi Eyüp Sultan sırtlarına vardığımı gördüm .Yeni yeni uyanıyordu şehir ışıklarını henüz söndürmüştü bir sıcak çay içmeyi nasıl istedim hiç bu kadar aranmamıştım şaşkınlıkla kendime bakıyorum ben bu şehre gelmekle iyi mi? etmiştim neler bekliyor beni.Bir taşradaki muhafaza edilmişliğim ve kendi halinde küçük bir dünyası ancak büyük potansiyeli olduğu kadar binlerce acıyı sırtlanarak yürüyen ayaklarım daha ne kadar dayanabilecek şehrin bu yokuşlarına.Bir yabancı olduğumu sanmasın diye insanlar şaşkın olmamaya ve cesaretsiz görünmemeye sanki bildiğim bir adrese gidiyor gibi yapıyor yıllarca buralarda yaşıyor gibi konuşuyorum.Yıllar önceydi ilk günümdü tanımak istedim bu metropol kenti ne heyecanlıydım bir bilsen hiç unutamıyorum o günü çalıkuşum , almış başımı çıkmıştım sabahı bulacaktım tanımak için istanbul’u .Işıklı yerlerde olmaya mabedlerin birinden diğerine ulaşmayı düşünmekten neredeyse tüm şehri geziyordum yeni bir şehir ve yeni bir okul beni bekliyordu ne güzel heyecanlardı. Bu akşam kandil ve ben iç hesaplaşmaya yüzleşmeye ömrümün muhasebesini yapmaya oturdum film şeridi gibi geçiyor gözlerimden bir bir günler , sonra ayları ayları yılları kovaladı böylece birçok kere kandil geceleriyle bu şehir İstanbul'u çok sevdim..
Her sonbahar gelişinde mevsim bir başka açar bende özellikle Eylül favori ayımdır , gittiğim Hidiv Kasr 'ının ağaçları daha bir büyüleyici gelir bana ne zaman mevsimin renklerini raksını yakından görmek için bir duyguya kapılsam muhakkak oraya atarım kendimi , nasılda huzur veriyor insana bir bilsen çalıkuşu. Eğer bir gün seni misafir edeceksem oraya muhakkak gideceğiz bir ressam olup gördüklerimi tuvale işlemeyi çok isterdim ancak yazabilmeye elim yetiyor ve aşk en güzel yüzü ile tebessüm ediyor burada .Serin kuşatıcı bir o kadar da enerji yükleyici rüzgarı tanıyorsunuz elini uzatıyor size sevdiriyor güz akşamlarını bugün oralara gitmek geldi içimden gezindim durdum ağaçlarla uzandım gökyüzüne , yapraklarla kah sarı sarı kah yarı yeşil bazen gazel gazel düştüm savruldum savruldum poyraz esti acıttı ruhumu lodos vurdu düştüm yatağa çalıkuşu , onca geçen aylardan sonra yıllara dönüp baktım beni törpüleyen acıları düşündüm sana olan uzaklığıma hayıflandım bu nasıl bir acı anlatamam buna razı olmuş gibi görünen hallerimizi düşünüyorum .Ne zaman geçecek bu ayrılık hafiflesin istedim düşüncelerden düşüncelere uzanıyordum ki bir kuşun öterek yuvasına uçmasını izledim. Yuvasını görmemin telaşından mı anlayamadım sık sık uçup dolaştı üzerimde uzun kısa dönüşlerle ve dikkatini ağacının dalları arasındaki yaprakları içinde bir noktaya veriyordu , yuvasında yumurtaları olmalıydı.Ah hayatın içinde daha ne bilinmedik ne çok yaşayan hayatlar var.Hidiv kasrını ben , beni de Hidiv kasrı bırakmadı çalıkuşu , kalmayı uzattım ben de Hidiv kasrının geniş bakımlı zengin bahçesinde bir akşam çayı içip oturdum.Senin en çok sevdiğin şarkıyı çalıyordu radyo " ..can bedenden çıkmayınca..ardından..kol düğmeleri..ve favori şarkı cem ali’den “ duymak istiyorum." şarkılar bitince yapyalnız fakat biraz nefes almış olarak yürümeye dönüşe koyuldum . Medeniyetimizin bu tarihsel sosyal muhteşem eskizleri yanında geniş bahçesi küçük bir koru şeklinde düşünülen Kasrın ruhumda bıraktığı tek güzellik seni düşünmeme daha çok fırsat verici huzur köşesi oluşudur.Böyle bir sarayda seninle olmak vardı çalıkuşu’m , gezindiğim her bir odasında senin duvardaki tablolara aksetmiş gülümseyişlerin düşüyordu…


27.04.2021 / istanbul
mustafa kaya
( Çalıkuşuna Mektuplar -1 başlıklı yazı cirik tarafından 27.04.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.