Makale / Tarihsel Makaleler

Eklenme Tarihi : 15.04.2021
Okunma Sayısı : 1235
Yorum Sayısı : 8
GENÇ TÜRKİYE CUMHURİYETİNDE İLGİNÇ BİR KADIN CİNAYETİ VE SONRASINDA GELİŞEN OLAYLAR.

1927 Yılında İstanbul- Karaköy-Bankalar caddesinde 18-20 yaşlarında genç bir kız, 50-60 Yaşlarında evli, iki hanımı ve çocukları, torunları olan bir kişi tarafından boğazı kesilerek öldürüldü.

Kız Elza Niyego adında bir Yahudi, erkek Osman Ratip adında bir Müslüman Türk’tü.

Osman Ratip, Sultan II. Abdülhamit’in eski emir subaylarındandı, Elza ise Karaköy’de bir sigorta şirketinde eleman olarak çalışıyordu.

Osman Ratip Elza’yı görür görmez aşık olmuş, yaşına başına, iki eşi olmasına aldırmadan ona evlenme teklif etmiş, annesinden Elza’yı istemiş ve her seferinde red cevabı almıştı.

Bu red cevaplarından sonra Elza’nın, akrabası olan bir Yahudi ile nişanlandığını öğrenen Osman Ratip 1927 Yılı 17 Ağustos Günü Karaköy- Bankalar Caddesinde Elza’nın karşısına çıktı ve elindeki bıçağı onun gırtlağına sapladı. Yanındaki kardeşi Rejin’i de yaralayan Osman Ratip, kendisini de öldürmek istedi ama buna fırsatı olmadan yakalandı.

Elsa’nın annesi olaydan hemen sonra kızının cesedinin bulunduğu yere geldi ve sırt üstü uzanmış olan cesedin üzerinin örtülmesini istediyse de adli tıp yetkilileri gelinceye kadar cesedin üstü örtülmedi.

Bu arada Osman Ratip  deli ayaklarına yatıyordu ya da gerçekten de deliydi zira Cumhuriyet Gazetesi muhabirine ‘’ “Ben yaptığımı bilmiyorum, ben de öleceğim. Beni mezara gömünüz. Ben insan değilim. Ben canavar oldum. Ben ölmek istiyorum. Babamın Allah belasını versin! Beni layıkıyla terbiye ve tahsilimi ikmal ettirmedi. Lanet ruhuna!’’ Gibi saçmasapan laflar etti.

Evet bu cinayet ilk anda zavallı bir genç kızın yaşlı başlı ama aşık bir erkek tarafından öldürülmesi,  üzücü bir aşk hikayesinin hüsranla sona ermesi olarak yer aldı gazetelerde.

Ancak Elza’nın cesedi 18 Ağustosta ailesine teslim edildikten sonra işin şekli değiştiği gibi gazetelerin ifadeleri değişti.

Elza’nın cenazesi 18 Ağustos 1927 de defnedildi. Ancak bu cenazeye yaklaşık 25.000 civarında Yahudi katılmıştı ki o günlerde Türkiye’deki Yahudi sayısı 82.000 olduğuna göre bu sayı oldukça fazlaydı.

19 Ağustos Tarihli Cumhuriyet Gazetesi, haberinde Elza Niyego ve Osman Ratip’in hayat hikayesini yayınladı ama 20 Ağustosta verdiğ haber oldukça ilginçti:

20 Ağustos’ta Aynı Cumhuriyet gazetesi bir erkeğin bir kadını öldürdüğünü,  ölen ve öldüren hakkında bilgi sahibi olunmadığını, İstanbul zabıtasının her gün gördüğü vakalardan birini yaşadığını  belirttikten sonra genç kadının cenazesinin bir isyan vesilesi yapıldığını, Musevi vatandaşların Beyoğlu sokaklarını bir isyan alanına döndürdüğünü, gelen giden otomobillerin durdurulduğunu, trafiğin kesildiğini, bağırıp çağırdıklarını ve caddelere döküldüklerini yazıyordu. Dahası Musevileri yaptıkları bu şamata yüzünden kınıyordu.  ‘’ Fuzuli şamataya gerek yok. Türk adaletine güvenin’’ Diyordu.

19-20 Ağustos 1927 Tarihli gazetelerde katili kınayan tek bir satır yokken tüm sitemler, hatta saldırılar Musevi vatandaşlaraydı.

21 Ağustos 1927 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi ‘’ Geçen gün cenaze merasiminde taşkınlık yapan küstah Musevilere ahkâm-ı kanuniye( Kanunların hükümleri)  en şedid( şiddetli) bir surette tatbik edilecektir’’ Başlığı ile çıkarken 222 Ağustos 1927 Tarihli nüshasında ise aynı gazete ‘’ “Nankör ve küstah Musevilerin muhakemesine başlandı” Başlığı ile çıktı.

24 Ağustos’ta  Cumhuriyet Gazetesinde Yunus Nadi, Elza Niyego için matem ilan edip yas tutan Yahudilere hitaben ‘’ Ya bu deveyi güdersiniz ya bu diyardan gidersiniz.’’ Başlıklı bir köşe yazısı yazdı.

25 Ağustos 1927 Tarihli Cumhuriyet Gazetesinde ise İzmir Hahambaşısı  Moşe Efendi’nin bir beyanatı yayınlanmıştı  ve bu beyanatta Hahambaşı Moşe Efendi ‘’ Bir kahpe için İzmir Musevilerinin matem tuttukları hakkındaki şâyialar doğru değildir. Havraların dolup boşandığı sözleri hilâftır. Havraların kapıları her gün açık ve denilebilir ki bomboştur. Elza’nın siyah matem kurdelesini takan Musevileri kimse görmemiştir.’’ Demekteydi.

Evet, olay öyle bir hal almıştı ki bir hahambaşı bile katledilmiş bir dindaşı için ‘’kahpe ‘’ diyordu.

Peki Osman Ratip’e ne oldu?

Osman Ratip için adli tıp önce ‘’ Aklı başında, işlediği suçun cezasını çekmesi gerekir’’ Dedi. Daha sonra ‘’ Aşk ve sevda muhterisi’’ dendi, akabinde psikolojik sorunları olması sebebiyle ömür boyu hastanede kalması gerektiğine hükmedildi.

Osman Ratip yaklaşık on yıl kaldığı Bakırköy Ruh ve sinir Hastalıkları Hastanesinde bir başka ruh hastası tarafından öldürüldü.

Velhasılıkelam yorgan gitti ama kavga bitti mi bitmedi mi bilemiyorum. 
( Genç Türkiye Cumhuriyetinde İlginç Bir Kadın Cinayeti Ve Sonrasında Gelişen Olay başlıklı yazı Sami Biber tarafından 15.04.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.