….yazdığın son mektup beni yine İstanbul’a sürükledi ,
doğmadan önce ölmüşüm gibi bir hal içindeyim , bir müddet mutsuz kaldım biliyor
musun babacık , yazdıklarını bu kadar duygu yüklü yapma ,tam bin özlemle
oraları unutmak üzereyken sen yeniden başlatıyorsun , ben neden mutlu
olurum bunu biliyorsun , istanbul olmak , ailemle bulunmak ve
arkadaşlarım ve candan sevdiklerim bunların hepsinin toplamı benim
mutluluğum işte musti , sakın bu kadarcık mı sadece , bu mu şeklinde ti geçme benimle tamam mı , bak neler
yazmışsın yine bazı pasajları gönderiyorum tekrar oku da bana nasıl işkence
çektirdiğini anla : “….bu sabah sis vardı istanbul’da , boğazı görmek için
yüksek bir noktaya çıktım kızım , derin bir beyaz boşluk ve huzur , tam bir sis
çölü hakim şehre , yok hayır ürkütücü değildi fena halde etkilendim sadece ,
hikmet ve bilgi arayışına çıkmış bir yolcu gibiyim , yıldız kaymasından
farksız bir serüvene çıktığımı hissediyorum , ilginçtir ruhsal bir yolculuğa
çıktım birden ,ateşe atılan ibrahim’in son noktasında bile Rabb’ini anmaktan
vazgeçmemesi ,ateşi güle çevirmişti , başka bir kıssa, artık son bittim
noktasıydı musa için karşısına çıkan deniz , ve Rabb’inden yardım istedi
akabinde deniz yol olmuştu , işte günler böyle son bittim noktaların toplamları
şeklinde geçiyor , bir tarafı eksik insanlar olduk çıktık , ah bir tanem canım
kızım , sen uzaklarda biz uzaklarda , iyi ki istanbul içimizde , şimdi ne mi
yapıyorum , oturduğum yerden kalkıp Çengelköy sahiline indim , bir
taşın üzerinde oturuyorum , hayallerden hayallere sürükleniyorum ve ne çok
hayal kurduruyor bu şiir mavi şehir diyorum , hayaller bana sanki bir gün
gerçek olacakmış gibi öyle yakın ve inandırıcı geliyor ki , bu mutluluk bana
yetiyor kızım , sis giderek açıldı , suyun mavi rengi ortaya çıktı , her zaman
çoğu zaman bir damla mavi su bile , değil midir bize umut verir , ya da
denizden esen ve bizi kendimize getiren yosun kokulu sır dolu şifası ,
her türlü yorgunlukların yükünden çekip çıkarır insanı , evet mavi derin
su böyle siyah bir tüle dönüşüyor akşam olunca , ve ışıklarla donanmış şehir ,
gecenin esrarlı havasını çekiyor boğazdan , bugünlerde akşam ve geceleri boğaz
köprüleri o kadar muhteşem aydınlatılıyor ki görülmeye değer ve şehir İstanbul
olduğunu ispatlıyor , canım kızım hafta sonu vapurla karşıya geçtim ,
özlemişim kısa sürse de deniz yolculuğunu ne zaman binsem vapura aynı duygu
aynı sevgi ve coşku ile şehrin kokusunu , insanı aşık eden yüzünü seyrede
seyrede suyun üzerinde ilerlemeyi , bak dün çok güzeldi boğaz deniz , ve
bahar günlerini aratmaz güneşli bir İstanbul vardı , başımın üzerinde martılar
, azalan ve çoğalan kuşlar hiç boş bırakmıyorlar göğü , şehir akşam olunca
ışıklarla süsleniyor, en güzeli de istanbul oluyordu hepsi , insana ummadık
düşler düşürüyor yağmur gibi dünyamıza..,” , yaaa babacığım işte gördüğün gibi
yazıp yazıp gönderiyorsun ama kızım ne der kendisini nasıl hisseder diye
düşünmüyorsun , bu tıpkı karnı aç kimsenin vitrindeki leziz yemeklere imrenerek
bakması gibi ,neyse babacığım sen yine yaz , bakma sen benim mızmızlanmama
aslında iyi geliyor , , eveett biraz magazin diyelim mi : beren saat , kösem
sultan dizisindeki performansı beğenilmeyince evliliğinden kaynaklandığı
söyleniyormuş ,mide tüp ameliyatı ile 68 kilo veren fatih ürek şu an 74
kiloymuş herkes çok şaşırıyor muş son haline , Hıristiyan aleminin Hz. İsa'nın
doğumunu kutladığı 25 Aralık Noel Bayramı öncesinde, Beyoğlu'ndaki Saint Antuan
Kilisesi'nde Noel Ayini yapılmış ( bu haberi yok say musti ) , güzel
oyuncu belçim bilgin İbrahim Çelikkol’la başrolünü paylaştığı ‘Kördüğüm’
dizisinin 7 Ocak’ta ekranlara geleceğini anlatıyormuş , ilginç bir magazin
Irak'ta 40 yılı aşkın bir süre sonra ilk kez düzenlenen güzellik yarışmasının
kazananı Şeyma Kasım Abdülrahman'a , DAEŞ'den telefonla tehdit gelmiş ,
Azerbaycan'da yaşanan ekonomik kriz yılbaşı konseri için anlaşan
Hadise’yi vurdu , konseri iptal olan şarkıcı, 700 bin liradan olmuş
…neyse babacık son olarak şarkıcı Teoman ile ilgili bir roportaj yazısı var ,
ilgini çeker diye gönderiyorum , adam saçmalamış yani resmen tuhaf kafası uçmuş
olmalı , bak neler söylemiş : “..Şarkıcı Teoman bir dergide kaleme aldığı
yazısında çocukken Türk olmaktan nefret ettiğini ve bu durumun midesini
bulandırdığını söyledi…VE düşüncelerini şu şekilde aktardı:Türkiye'den
İstanbul'dan, Topkapı Garı'ndan, Türk Sanat Müziği'nden, türkülerden, tıklım
tıklım otobüslere binerken başkalarının önüne geçmek için çabalamaktan,
folklordan, futboldan, kuyruğa girmeyi bilmeyen insanlardan, çamurdan,
mahallelerinden geçtiğimde sataşan çocuklardan, ter kokusundan, din ve turizm
dersinden, sokak kapıları önündeki ayakkabılardan, maşrapadan, köylülerden,
minibüs muavinlerinden, tığ işlerinden, gül suyu kokusundan, başörtüsünden,
alaturka tuvaletten, seccadeden, elektirk ve su kesintilerinden, bağlama ve
zurna sesinden, yemek yemekten, blok flütten, halay çekenlerden göbek
atanlardan, yemek kokan apartmanlardan, kalabalıktan, babasızlıktan,
fakirlikten, sıskalığımdan, sevgilim olmamasından, utangaçlığımdan, ve Türk
olmaktan nefret ediyorum. Midemi bulandırıyor. Lottoyu kazanmalı ve burada
kalmalıyım. İsviçreli olmalıyım! Burada Elvis gibi biri de olabilirim.”
İfadelerini kullandı.(kaynak/uçankuş) , tamam babacığım bugünlük bu mektup
yeter , bizi çok merak ettiğini yazmışsın merak etme , her ne kadar yakın
çevrenin terör riski yüksek olsa da okuldan eve , evden okula gidip geliyorum ,
şimdilik mutlu ve sağlıklıyım,asıl sen kendine dikkat et, nasıl başarıyorsun
bilmiyorum ama aylık doğalgaz faturası nasıl 7.00 TL.gelmiş olabilir ,
bak hasta olursan çok kızarım tamam mı ?..hadi Allah’a emanet ol , ellerinden
hasretle öperim ..
15.11.2017
Mustafa kaya / mardin