…İstanbul mavi mavi çağırıyordu ,nasıl reddedebilirdim , boğazın büyülü güzelliğiyle sürüklenerek yürümek istedim , öyle istedim ki ve öyle özlemiş olmalıyım ki çengelköy’den kandilli’ye kadar yürümüştüm, boğazın ışıltılı mavi güzelliğine doyum olmuyor sahiller nasıl da insan mutlulukları ile dolu ,sahile boğaza nazır kurulmuş şanslı evlere bakıyorum ,ah ne güzel olmalı İstanbul’a boğaza doğru sabah çayı yudumlamak, ve güneş batarken evin terasında duygulanmak , evet terası olan evlere bakıyorum, kim bilir hangi sevinçli yüzler ya da bir türlü mutluluğu bulamayan bahtsız insanlar oturuyordur diye düşünüyorum, yürüdükçe hem yoruluyor hem dinleniyorum , ruhuma boğazın mavi serin rüzgarları yayılırken, zihnim duygularım düşüncelerim giderek yoğunlaşıyordu, trafik öyle sıkışık ki eminim araçlarının içinde olanlar benim yürüyüşümü kıskançlıklarla seyrettiler ,uzunca bir araç konvoyunu geçiyordum , nihayet Kandilli’de sahil çay bahçesinde oturacak bir masa bulmuştum , kalabalık yüzünden bir kısım insanlar ,masa ve sandalyelerin boşalmasını bekliyorlar ayakta, oturduğum masanın boş bir sandalyesi vardı ve genç biri izin istedi oturmak için , gayet tabi dedim birlikte oturuyoruz , tabi tanışınca karşılıklı iş meslek durumlarımızı aktardık ,genç insanın marketlere tavuk-piliç taşıyan bir kamyoneti olduğunu ve çalışma ortamından şartlarından çok memnun olduğunu anlatıyor , sahipleri Kore’liymiş , abi dedi ,bu insanların fabrikasını görmelisin insanın kendi evinden temiz , abi temiz ne demek az temiz değil inanılmaz bir tertip düzen temizlik harikası bir ortam , akla getireceğinizden daha da temiz en dış kapısından her köşesine kadar temiz..diyordu genç adam , evli iki çocuk sahibi olduğunu ve zamanın gençlerinden çok şikayetçi , neredeyse kendi toplumsal yapımızı ve değerlerimizi tanıyamayacak durumlarına sık sık şahit oluyormuş ,yok edilen değerler ve aile bağlarının çürümesi , kız erkek küfürlü konuşmalar.. vb., genç arkadaşla memleket konularından insani konulara kadar konuştuk , anlattığı bir konu çok ilgimi çekti ‘’…yurt dışında bir yeğenim var , yaşı daha küçük ,gittiği ana okulunda sınıfında sırayla soruyorlar ne olacaksın..sen ne olacaksın..sen sen..gelecekte ne olmak istersin gibi , sıra bizim yeğene gelince sahabe olacağım diyor , yabancı öğretmen anlamıyor bir şey , tekrar soruyor ,çocuk yine sahabe olacağım diyor , öğretmeni çocuğun cevabından fazla bir şey anlamıyor, ilk defa duyduğu bu kelimeden dolayı ,ailesini telefonla arıyor , sahabe mesleği ne demek ? , konu hakkında bilgi istiyor , aldığı kısa bir bilgi öğretmeni tatmin etmiyor , gün boyu gece boyu günlerce araştırıyor , okuyor ve öyle bir kıvama geliyor ki , İslam dinini ve onu yaşayanları , peygamberi ve onun arkadaşlarını iyice öğreniyor , ve Müslüman oluyor …., bunları anlatan genç adam yeğeninin sahabe konusundaki duyarlılığını ,peygamberimizin ‘’..selamı yayın ..’’ sözü üzerine , yurt dışında yaşayan Müslüman aileler sırayla birbirlerine misafir olarak hadis sohbetleri yapıyorlar, bu sohbetlerde aile fertleri toplanıyor küçük büyük hatta kundakta olan bile oluyor , yapılan sohbetten , okunan hadislerden , kıraat edilen kur’an-ı kerim her şey feyz bırakıyor dinleyenlere , manevi ruhani nimetler çoğalıyor , işte konuşulanlar , çocukların bilinç dünyalarında iz bırakıyor , küçük yeğenim de sahabe hayatı ile ilgili sohbetlerden etkilenerek tereddütsüz sahabe olmayı istemiş , genç adam devam ediyor : ‘’..bak abi..!! diyor , evdeki sohbetlerin bereketi ve hikmeti nasıl ortaya çıkıyor ve nelere sebep oluyor , bir insanın İslam ile tanışmasına , onun kurtuluşuna vesile oluyordu , işte Allah’ın ve peygamber’inin ve onun sahabeleri ile ilgili yapılan sohbetlerin , toprağa ekilen tohum gibi netice veriyor olması muhteşem bir durum , biz bilemeyiz Rabb’imiz bilir ..fikrinin sırrı bu olsa gerek , yeter ki yapmamız gereken manevi güzel sohbetlerimizi çoğaltalım, küçük demeyelim yaşlı demeyelim biz yapmamız gerekeni yapalım , bana bunları anlatan genç insanın yaşı 26 , babası ile hamur işleri yapan bir yer işletiyor , çay içmeye mutlaka dükkana bekliyorum abi diyordu , adı Yasin olan genç uzaklaşırken toplumun kirli çirkin yüzlerine inat böylesine temiz yürekli şahsiyetli insanların olması çok sevindirici Allah sayılarını artırsın …


10.03.2021 / çengelköy
Mustafa kaya
( Sahabe Olmak İsteyen Çocuk başlıklı yazı cirik tarafından 10.03.2021 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.