..ne zaman memleket coğrafyasından bir kaç kare fotoğraf görsem canlanır
anılar , film şeridi gibi geçer yaşanmış yıllar , rahmetli nenem (ayşe bibi)
fedakar çalışkan cesur girişimci ve her anı aktif bir karakter , evimizin
orkestra şefidir , ben onu ekmek günü ocak başında ekmeğime tereyağı sürdüğü o
çocuk günlerimden beri sevdim , ileri yaşlarımda da değişen bir şey olmadı , o
yıl fakülte üçüncü sınıftaydım ve nenemi daha iyi analiz etme onu yakından
tanıma fırsatı bulmuştum , yine ekmek günü oldu yine ocağı kendi elleri ile
profesyonelce ilk hamlede yakmıştı , hamur teştisinde ekmek için kıvama gelen
hamura nenem , bismillah diyerek sofra tahtasında oklava ile hamur açmaya
başladı , ben de teştinin başında oturdum o çocuk günlerinde olduğu gibi , yine
ilk ekmek ile nenemin tereyağı küpünü al gel , kaşık ta getir demesini bekledim
, evet aynı çocuk günlerimde olduğu gibi oldu, yine kendi eli ile tereyağı
sürdü, o sıcacık sac üzerinden aldığı mayalı ekmeğe , yine aynı güzellikler
tekrarlandı peynir getirdi , önüme bölünmemiş domates ve acur koydu , şimdi içi
rahat etmiş olarak ekmek yapmaya tekrar ocağın başına geçmişti , bir elinin
altında hamur teştisi bir elinde oklava sofra tahtasında sürekli ekmek hamur
açıyor , ve dedem çıka gelir mütebessim haliyle , kendi iç dış sessizliği
içinde elinde bir cezve belli ki kahve yapacak ve ocağın bir ucuna usulca
yanaşır , nenemin çalışmasına hiç engel olmaz , kahvesini birazı köz birazı kül
ocağın bir ucunda yapar ve fincanına döker , odanın sekisine minder üzerine geçer,
cebinden tabakasını çıkarır , ince sigara kağıdına tütünü dikkatle özenle dizer
, son müdahale dil ucu ile kağıdı ıslatır ,ve çakmak , o çakmak hiç ikiletmezdi
ilk çakışta işlem tamam ve sigaradan ilk nefes çekiş , işte mutluluğun
fotoğrafı , ah güzel dedem ( süleyman çeçe) sen ne mübarek insandın ne güzel
adamdın , ve nenem ocağın kızgın ateşi ve sacı karşısında sayısını bilmediğim
kadar bereketli hayli ekmeği yapmış bitirmiş olurdu , o yaşlarındaki akıl zeka
bilinç ve enerjik hali beni şaşırtmıyor değildi , bir işi bitiriyor diğerine
başlıyor , olmadı evin önündeki bahçeye elinde sarat ile geçer ağaçtan düşen ve
ağaç altında kurumaya durmuş ve kurumuş dut toplardı , bahçede büyük emektar
yaşlı dut ağaçlarımız vardı ve bereketli dut verirdi ,kimisi çekirdekli dut
kimisi çekirdeksizdi , nenem ve dedem köyde kaldığım günlerde dur durak
bilmezlerdi , muhakkak iş güç olur boşa geçirilen vakit olmazdı ..
13.12.2020
mustafa kaya